"Burada ne işin var?"
Bu soru ismini daha 5 saniye önce öğrendiğim Minhodan gelmişti. Şuan 5 kişi birbirimizle bağımızı çözmeye çalışıyorduk. Bu yanımdaki şahıs Minho'yu nereden tanıyordu? Minho neden Yuna ve yanındaki kıza bakıyordu?
"Bir dakika siz neden buradasınız?"
Sorumu yönelttiğim kızlar bana bakmaya başladı. Sonunda Yuna bir hışımla ayağa kalkıp önümde durdu ve işaret parmağını yüzümün önünde sallaYARAK konuşmaya başladı.
"Senin o psikopat arkadaşının suçu! Beni dövmeye çalıştı! Çok pislik bir arkadaşın varmış Han Jisung. Bir kadına el kaldıracak kadar zavallı."
Yuna'nın dedikleriyle kan beynime sıçradı. Benim arkadaşımı tanımadan onun hakkında konuşma hakkını bu kıza kim veriyordu?? Ben bir şey diyemeden arkamdaki adam sinirlendi ve Yuna'nın üstüne yürüdü.
"Sen kime pislik diyorsun! Felix sana el kaldırdıysa mutlaka bir boklar çevirmişsindir!"
Minho ise hemen çocuğun önüne geçip sakin ol demeye başladı. Yuna'nın arkasına baktığımda oradaki kız hiç bir şey demeden öylece duruyordu fakat hemen konuşmaya dahil oldu.
"Şimdi bir sakin olun burada kim kimin neyi?"
Herkes sessizce birbirine bakmaya başladı. Sanırsam kimse bir şey söylemeyecekti. Bende söze girmeye karar verdim.
"Şuan kimin birbirini tanıdığı inanın umrumda değil. Yuna, Felix'i nasıl hapise düşürdüysen öyle çıkaracaksın."
"Asla!" Yuna birden sesini yükseltti ve aynı yükseklikte çıkan sesiyle devam etti. "Asla şikayetimi geri çekmeyeceğim!"
"Kanıtın nerede amına koyayım!"
Sonuçta kanıt olmadan bir şey yapması mümkün değildi. Felix ise dediği kadar büyük bir şey yapmazdı. Yapmazdı değil mi?
"Kanıtım yok ama tanığım var!" Eliyle bir yönü gösterdiğinde gösterdiği yöne baktım. Minho'yu gösterdiğini görünce şaşırmadım desem yalan olur.
Şimdi bu 2 piç benim arkadaşımı hapise mi tıktı? Ikisinide sikeyim! Gerçi biri beni sikmiş ama bu şuan önemli değil.
Arkamdan olan çocuk hızlıca Minho'nun yanına ilerledi ve hemen kulağına eğilip bir şeyler fısıldadı.
Minho'nun bir an için şaşırdığını daha sonra ise hemen başıyla onayladığını gördüm. Bu sırada da 'Tamam.' dediğine şahit oldum.
"Şikayetimi geri alacağım."
Minho'nun konuşmasıyla Yuna'nın gözleri açıldı. Ağzı açık kaldı fakat arkasındaki kızın onu dürtmesiyle kendine geldi.
"Ne demek geri alacaksın! Sende gördün bana vurmaya çalıştı!"
Şuan dışarıda olan tüm herkes bize bakmaya başlamıştı. Ne var amına koyayım tiyatro mu çekiyoruz!
"Mantıklı bir açıklaması vardır."
Minho'nun soğuk çıkan sesinin ardından ona döndüm. O sırada bana dönen Minhoyla göz göze geldik. Bana kafasıyla içeriye geçmemizi söyledi. Onu takip ettim ve diğerlerini dışarıda bırakıp içeriye girdik.
"Sen niye her yerdesin?"
"Aynı soruyu bende sana soracaktım. Asıl sen neden hep karşıma çıkıyorsun?"
Bana göz devirdi ve konuşmasına devam etti. Hayır bu kadar göz devirmek yormuyor mu insanı?
"Her neyse yine de teşekkürler."
"Hyunjin olmasa şikayetimi geri çekmeyecektim. Ona teşekkür edersin."
Bende göz devirdiğimde yürümeye devam ettik. Bu göz devirme bulaşıcıydı herhalde. Bu adam bana göz devirme hastalığı bulaştırdı imdat!
Uzun bir koridordan yürüdükten sonra bir yere geldik. Felix'i hapishaneden çıkartıyorlardı. Koşup hemen Felix'e sarıldım.
"Beni çok korkuttun Lixie..."
"Sorun yok Hannie ben iyiyim."
Uzun bir sarılmadan sonra ayrıldık. Minho yanımızdan ayrılmıştı. Kol kola ve yavaş adımlarla çıkışa yürümeye başladık.
"Ne yaşadığınızı evde bana anlatmak zorundasınız Felix bey!"
Dışarı çıktığımızda Yuna bize iğrenmiş bir şekilde baktı ve yanındaki kızın kolunu tutarak sürüklemeye başladı. Onlar uzaklaşırken Hyunjin denen şahıs yanımıza adımladı ve hemen Felix'e sarıldı. Felix ise kolumu bırakıp sarılışına karşılık verdi.
Vay piç bir adam gördü hemen bizi sattı. Öyle olsun Lix. Öyle olsun. Anladım ben anlayacağımı.
İkilinin yanından ayrıldım ve biraz ilerideki Minho'nun yanına gittim.
"Zaten arkadaşın bizi eve bırakacakmış. Bizimle gel ceketini veririm."
Aslında bizi eve bırakacak diye sözleşmemiştik. Fakat Felixle olan samimiyetine bakarak bizi eve bırakacağını anlayabiliyordum.
"Tamam."
Minhodan çıkan boğuk sesle irkildim ve önüme döndüm. Bize doğru gülümseyerek gelen ikiliyi görünce yüzümde bir tebessüm oluştu.
Felix hemen yanıma gelip koluma girdi ve heyecanla konuştu.
"Hadi gidelim!"
Bu çocuksu heyecanını anlamasam da kıkırdadım ve dördümüz de arabaya ilerlemeye başladık.
.
.
.10 gun olmus bolum atmayali
😭🔫Yarin okul var ben zirliyom.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drunk | Minsung
Fanfiction!!ARA VERILDI!! Bir bar odasında çıplak bir şekilde yan yana uyanan Jisung ve Minho düne ait hiçbir şey hatırlamıyordu.