0.8

80 11 21
                                    

Bir süre geçtikten sonra Mina'nın telefonu çalmaya başladı. Hepimiz Mina'ya baktığımızda Mina eline telefonunu aldı ve arayan kişiye baktı daha sonra ise bize döndü.

"Abim arıyor hemen geleceğim!"

Mina aramızdan ayrıldıktan sonra konuşmaya devam ettik. Tuvalete gitmem gerekince masadan ayrıldım ve yolda Mina'nın konuşmasına birazcık kulak misafiri oldum.

"Şaka mısın? Cidden kafenin yerini bilmiyor musun abi!"

"..."

"Peki konum atıyorum şimdi sana görüşürüz!"

Telefonu kapattı ve bizimkilerin yanına doğru ilerledi bende tuvalete gidip işimi hallettim.

Ellerimi yıkarken birden telefonumun çalmasıyla irkildim. Hemen ellerimi kuruladım ve telefonu elime aldım. Ekrandaki kayıtlı olmayan numarayı gördüğümde ilk açmayacaktım fakat sonra açma tuşuna bastım ve telefonu kulağıma yaklaştırdım.

"Alo?"

"Han Jisung-ie~"

Duyduğum ses ile şaşırırken karşımdaki kişinin hitap şekli ile kaşlarım çatıldı.

"Numaramı nereden buldun!"

"Ben bulurum Hanie~"

Gözlerimi devirirken buldum kendimi. Aish! Cidden bu adamdan bana göz devirme alışkanlığı geçmişti!

"Ya kardeşim ceketini verdim iş bitti daha ne uğraşıyorsun! Hem ilk bir kaç gün sen değil miydin bana soğuk yapan? Ne oldu birden böyle götümde dolaşmaya başladın!"

Telefonu yüzüne kapattıktan sonra telefonumu cebime atıp diğerlerinin yanına gittim. Sadece tek merak ettiğim numaramı nasıl bulduğuydu.

Masaya oturduğumda bizim üçlü hararetli bir şekilde tartışıyor gibi gözüküyordu. Öyleki masaya oturduğumu fark etmediler bile...

Bir süre daha beni fark etmediklerini gördüğümde telefonumu açtım ve gezinmeye başladım.

★⁠o⁠☆

Bizim üçlü tartışmaya devam ederken gözüm kapıdan giren kişiye ilişti. Şaka. Yapıyorsun. Canım.

E yuh ama! Bu adamla neden sürekli karşılaşıyoruz! Kaç oldu bu!

Beni fark ettiğinde ilk önce şaşırsa da sırıtarak yanımıza doğru geldi ve en son Mina'nın arkasında durdu. Felix Minho'yu fark edince adama gözlerini dikti. Mina da Felix'in gözlerini arkasına diktiğini gördüğünde arkasını döndü.

"Abi!"

Mina ayağa kalkarak hemen abisine sarıldı. Minho da hemen Mina'ya sarılınca ilk defa içten gülümsediğini gördüm. Çok güzel gülüyordu...

"Nasıl bu kadar hızlı geldin? Daha biraz önce aradım."

Mina'nın sorusuyla Minho kolundaki saate baktı. Ve kardeşine 'Ciddi misin?' dermiş gibi baktı.

"Mina sen arayalı yarım saat oldu."

Mina ilk önce şaşırarak abisine baktı daha sonra şaşkınlığını gizleyerek abisini masaya davet etti. Masaya. Tek benim yanımın boş olduğu masaya.

Minho yanıma otururken Chaeyoung bir şey farketmiş gibi minik bir şaşırma nidası çıkardı.

"Jisung sen ne ara geldin!"

Gözlerimi kısarak karşımdaki kıza bakmaya başladım. Minho'nun kardeşine attığı 'Ciddi misin?' bakışını şimdi ben de Chaeyoung'a atıyordum.

"Kanka yarım saat önce geldim... Daha yeni fark ettin bak kalbimi kırıyorsun..."

Minho hafifçe kıkırdadı. Komik mi yarram?

Felix'in telefonu çaldığında arayan kişiye baktım. Fakat hemen telefonunu geri çevirdi ve aramayı cevaplamadı.

"Neden açmadın?"

Felix önce bana kısa bir bakış attı. Söyleyip söylememek arasında kaldığı belliydi.

"Sonra söylerim boşver."

Biraz daha sohbet ettikten sonra kalkmaya karar verdik.

"Hadi biz gidelim artık kaç saattir oturuyoruz."

Felix de bana katılan mırıldanmalar çıkararak beni onaylayınca ayaklandık. Minho'ya bakmadan Mina ve Chaeyoung'un yanına adımladık. Sarıldıktan sonra kafeden çıkıp taksi beklemeye başladık.

Taksi beklerken arkamızdan Minho'nun çıktığını gördüm. Kenara park ettiği arabasına doğru ilerledi ve bindi. İyi bari bize bulaşmadı diye düşünürken arabasını önümüze çekti. Camı açtı ve bize baktı.

"Atlayın ben bırakırım sizi."

Felix taksi beklemekten sıkılmış olacak ki hemen kabul etti ve arka koltuğa oturdu. Bende Felix'in yanına oturunca Minho'ya adresi verdik. Felix telefona bakmaya başladığında kafamı cama yasladım ve dışarıyı seyretmeye başladım.

Eve yaklaşmaya başladığımızda kafamı Felix'e çevirdim ve telefona korkuyla baktığını gördüm. Telaşlanmıştım. Bugün Felix'e bir şeyler olmuş gibiydi. Koluna dokundum fakat bana bakmadı hatta dokunduğumu hissetmedi bile. Bu sefer hafifçe dürttüğümde birden titreyip bana baktı. Fakat hâlâ korkmuş gözüküyordu.

"İyi misin?"

Minho'nun da bakışları aynadan kısa bir süreliğine bize kaydı. Felix'i görünce onunda kaşları çatıldı fakat hemen önüne döndü.

Felix'in bana cevap vermemesiyle tekrar seslendim.

"Felix sana diyorum. Duyuyor musun beni?"

"Ha?"

Kaş göz hareketleriyle ona evde görüşeceğiz mesajı verdikten sonra dışarıya bakmaya devam ettim.

★⁠o⁠☆

Ev görüş açıma girdiğinde toparlanmaya başladım. Evin önünde durduğumuzda Felix hemen indi bende Minho'ya döndüm.

"Teşekkür ederiz."

Bana hafifçe gülümsedi ve arkasına dönüp cevap verdi.

"Rica ederim."

Arabadan indiğimde hemen Felix'in yanına koştum. Felix'i kolumun altına aldım ve birlikte eve girdik. Minho ise biz eve girene kadar bizi bekledikten sonra gitti. Şimdi Felix'e ne olduğunu sorma zamanıydı!

.
.
.

Yu ar may sonsine may onli sonsine yu meyk mi hepi🙄👊🏿

Seleme canimslar uzun suredir yazmiyormusum😭 daha hizli yazmaya calisicam artik😭😭 (sana soz yine baharlar gelecek)

Neyse bu kadardi optum bay😘

He bu arada sizce Felix ne gizliyo🌚

Drunk | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin