...................
Jeongin kapıyı açmaya gitti. Kimin geldiğini merak ettiğim için kalktım ve kapıya doğru yürümeye başladım. Siktir... Bu hayatta en nefret ettiğim , belkide yaşadığım bütün acıların sorumlusu olan kişi yani -eski- en yakın arkadaşım Do-yoon kapıda duruyordu. Herşey üst üste gelmek zorunda mıydı?
Ona baktığımda bana bakıyordu sertçe yutkunup gözlerimi kaçırdım. Konuşmaya başlamadan önce elindeki tabağı Jeongin'e verdi."Merhaba ben Doo-yoon. Buraya yeni taşındığınızı duyduk ve annem bunları size gönderdi. Ayrıca idolsünüz sanırım? Annemden duymuştum." Jeongin kafasını sallayıp genişçe gülümsedi ve konuşmaya başladı."Çok teşekkür ederiz Doo-yoon. Dikkatli git!" Doo-yoon tekrar bana baktığında gözlerimin dolmasını engelleyemedim...
✩
Doo-yoon ile birlikte odamda yatıyorduk. Bu gece bizde kalıyordu. Bir anda kalktı ve elimi tutup konuşmaya başladı."Sun her şey çok güzel olacak bu kadar endişelenme."Yarın onunla beraber lisedeki ilk günümüz olacaktı. Onunla ilkokuldan beri arkadaştık. İlk ve tek arkadaşım o diyebilirdim. Bana çoğu korkumu yenmeme yardım etmişti. Hayatımda tanıdığım en iyi insan bile olabilirdi. Derin bir nefes alıp ona sarıldım."İster istemez endişeleniyorum." Beni omuzlarımdan tutup kendinden uzaklaştırdı."Sakin ol. Merak etme hiçbir şey olmayacak. Eğer o şey tekrardan yaşanırsa ben senin yanında olacağım." Bunu diyince içimde bir şeyler kelebekler uçmaya başlamıştı sanki. Ona tekrardan sıkı sıkı sarıldım ve konuşmaya başladım."Gerçekten yanımda olursun değil mi Doo?" Güldü, saçımı okşarken cevapladı." Elbette olacağım Sun. Sen benim en yakınımsın. Sana ne zaman yalan söylediğimi gördün?" Biraz düşünür gibi yaptığımda küçük bir tebessümle hafif bir şekilde kafama vurdu."Hadi yatalım yarın erken kalkmamız lazım!" Tatlılığına gülerek ona sarıldım ve kokusunu içime çekerken uyumaya başladık. Onu gerçekten seviyordum. O bana çok sadıktı.
Sabah kalkıp okula gitmeye başladık. Doo-yoon'un koluna girmiş mutlu mutlu yürüyordum, çünkü bunun benim için güzel bir başlangıç olacağına inanıyordum. Bahçeye ilk adımımı atarken içimden günlerimin güzel geçmesi için dua ediyordum. Sınıfların olduğu yere baktık ve sınıfımıza doğru yürümeye başladık. Hemen kapının olduğu tarafta en arkadalara bir yere oturduk. Zilin çalmasını bekliyordum. O sırada gözüm bir anda kapıya kaydı ve onu gördüm. Beynimde türlü türlü düşünceler dönerken zilin çalmasıyla birlikte irkilerek gözlerimi onun üzerinden çektim. Umarım beni görmemiştir.
...
Bu hafta boyunca bir şey olmamıştı, buna şükrediyordum. Bugün Doo ile birlikte dışarı çıkıp alışveriş yapacaktık. Onun için hemen hazırlanmaya başladım. Üstüme tatlı desenleri olan beyaz bir t-shirt, altıma ise bol, gri olan pantolonumu giymiştim. Çıkarken yanıma bir miktar para ve yanıma koyu yeşil yıldızlı olan hırkamı alarak kapıdan çıkmıştım.
Sonunda Doo ile buluşmuş ve bir kaç parça ihtiyacım olan şeyleri almıştım. Şimdi ise eve dönüyordum ayrıca Doo'yla konuşuyordum. Bir anda nefesi kesiliyormış gibi oldu ve bana ona yardım etmemi ve bulunduğu adresi söyledi. O anki telaşla hemen oraya doğru tüm gücümle koşmaya başladım.
Vardığım yer ıssız bir sokaktı ve kimse yoktu. Yada ben öyle sanıyordum. Bir anda iki kolumdan geriye doğru çekilip depo benzeri bir yere sokuldum. Çok sessiz ve loş ışıklı bir yerdi. Beni çektikleri an konuşamıyordum çünkü aralarından bir tanesi ağzıma bir şey bağlamıştı. Tam karşımda sessizce oturan ve beni izleyen Doo-yoon'u gördüm. Açıkçası fazlaca tırsmıştım. Burası da neresiydi?"Doo neler oluyor?" Dedim titreyen ellerimden bir tanesiyle ağzımdaki hala ne olduğunu tam kavrayamadığım şeyi çözerken. Doo-yoon bana doğru gelmeye başladı ve yaklaşıp tek bir kelime söyledi."Üzgünüm." Bir anda içeriye bir kaç kişi geldi ellerinde çok kalın olmayan sopalar vardı. İşte şimdi sıçmıştım. Neler olduğunu kavrayamadan yüzüme sert bir yumruk atıldı. Yavaş yavaş anlıyordum. Doo-yoon bana ihanet etmiş ve beni onların eline vermişti. Doo-yoon'un yüzüne gözlerim kapanmadan son kez baktım. Yüzünde hiç bir duygu yoktu. Ve gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu. O an nereden bilebilirdim ki beni kayıda alıp okula yayacaklarını? Ve bu video yüzünden ağır zorbalığa uğrayacağımı?
✩
Akılma gelen anılar ile birlikte hızlıca kafamı salladım. Düşünmek bile istemiyordum. Odama gitmek için hareketlendiğimde Doo-yoon'a bir bakış atıp hızlı hızlı yürümeye başladım. Kapımı kilitledim ve yatağıma oturdum. Onu yıllar sonra tekrar görmek hiç iyi gelmemişti. Yavaşça yanağımdan süzülen gözyaşıma engel olamadım.
Kafamı yastığıma koydum o sırada kapı tıktıklanmaya başladı. Gelen kişi Bangchan oppaydı. Kapının ardından sordu."İyi misin? Jeongin pek iyi görünmediğini söyledi bende kontrol etmeye geldim.""İyiyim." Dedim sesimin düzgün çıkmasını umarak."Bak gerçekten iyi misin?"Açıkçası biraz sinirlenmiştim. Sana cevabını veriyorum sen neden tekrardan soruyorsun ki?"İyiyim dedim ya!""Gerçekten mi?""Ya bir siktir git iyiyim diyorum anlamıyorsun. Kötüyüm desem ne bok değişecek? Sanki beni çok önemsiyormuşsunuz gibi." Evet biraz sert çıkışmıştım ancak o da beni sinir etmeseymiş. Yapabileceğim bir şey yok.
Daha ses gelmediğinde gitdiğini anlamam pek uzun sürmedi. Kalkıp kapının kilidini açtım ve yatağıma geri dönüp yatmaya devam ettim. Bir sonra sonra uyumuştum zaten.
.....✧˚ · .....