✯6

134 35 31
                                    

"Komutanım."

Adam ellerini ceplerinden çıkartmayarak durup arkasındaki bedenin yanına gelmesini bekledi.

"Söyle Üsteğmen."

"Efendim," Satoru Gojo bakışlarını birkaç tur etrafta döndürdükten sonra dudaklarını ıslattı ve derin bir nefes aldı. Sorup sormamak arasında büyük bir çelişkide olsa da merakına yenik düşüyordu. "O gece... Bulduğumuz şey- Kız."

Toji kaşlarını çattığında Satoru susup yutkundu.

"Odama gel."

Yüzbaşı önde, üsteğmen onun arkasında ilerlerken, karşıdan gelen yarbayı görünce durup selam verdiler. Yarbay rahata geçmelerini söyledikten sonra gülerek elini Toji'nin omzuna attı.

"Bize hala bir yemek sözün var Yüzbaşı Fushiguro."

Toji ciddiyetini bozmadığı ifadesiyle onayladı.

"Hatırlıyorum efendim."

"Yarın akşam sana mı gelsek?"

Gojo'nun gözleri yavaşça yanındaki komutanına döndü. Tepki vermesini bekliyordu.

"Sizin için uygunsa, elbette gelebilirsiniz."

Yarbay memnun şekilde gülümseyip karşısındaki adamın kaslı omzunu biraz daha ovuşturdu.

"Gelirken ne alalım Yüzbaşı?"

"Kendinizi getirin yeter, efendim."

Toji de gülümsedikten sonra yarbay yanlarından geçip gitmişti.

"Ama komutanım-"

"Sus Gojo. Bu gece bendesin, yarın da."

Satoru o geceden sonra konusu açılmayan yabancı cismi tekrar göreceği için heyecanla sırıtıp büyük adımlarla odasına giden komutanının peşinden gitti.

Raftan bir kitap düştüğünde kız, ürkerek bir adım geriledi. Ardından birkaç kitap daha gürültüyle yere düştüğünde çığlık atmıştı.

"Ya! Toji kızacak," Yere eğilip kitapları toplamaya çalıştığında ellerinden neredeyse alevlerin çıkacağını hissediyordu. "Kızacak, kızacak, kızacak..."

Bir kitabı eline aldığında parmaklarının temas ettiği noktalardan önce dumanlar çıkmış, sonrasında birden alev almıştı.

"Hayır, hayır, hayır!"

Kitabı elinden bırakmadan salona koştu ve arkasında uçuşan külleri bırakarak şöminedeki odunların üzerine attı.

Kitanın yanıp kül oluşunu izlerken biraz sakinleşmişti fakat hala çok sıcak hissediyordu. Bu yüzden banyoya gidip Toji'den gördüklerini yapmaya başladı. Suyu açtı, bekledi, bekledi. Fakat küvet bir türlü dolmayınca direkt suyun altına girmeye karar verdi ve üzerindekileri çıkartması gerektiğini unutarak kendini küvetin içine attı.

Su, tenine değdiği gibi keskin buharlaşma sesiyle ardında küçük bir iz bırakıp kaybolduğunda kız, tenine deyip asla aşağı ulaşamayan sulara bakarak gözlerini kocaman açtı.

"Bugün neyim var böyle?" Ellerini kaldırdı ve önce avuç içlerine daha sonra da ellerinin üzerine baktı. "Bir tuhaflık da yok. Hem, önceki kadar ışık da yok." Daha sonra derin bir iç çekip suyu kapattı ve banyodan çıktı.

Capella ✯ F. TojiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin