52 ~ MUTLU ve RAHAT

1.2K 205 121
                                    

Merhabalar!

Öncelikle herkese iyi bayramlar diliyorum. ❣️

Sizlere gerçek şeker ikram edemediğim için şeker gibi bir bölüm getirdim. 🤭 Amacım daha uzun yazmaktı ama maalesef başaramadım ve sizi daha fazla bekletmemek için yazdığım kadarını atmak istedim. 🤗

Umarım seversiniz, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim. ✨

"Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı."

|Cemal Süreya|

"Yürüyüş yapmaya gideceğimizi sanıyordum?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Yürüyüş yapmaya gideceğimizi sanıyordum?"

Karşımdaki tahta kulübeye baktım. Küçük, tek katlı ama tatlı bir kulübeydi. İki yandan ağaçlarla çevrelenmişti. Girişindeki küçük verandada iki sandalye dışında bir şey yoktu ancak başka bir eşya koyacak yer bulunuyor gibi de durmuyordu zaten.

"Ormanlık alandayız," diyerek arkasında kalan yeri işaret etti. "Şu tarafta yürüyüş yolu var. Daha önce de gitmiştik seninle. Hem manzarası güzel hem de sahildeki yollar kadar kalabalık olmuyor."

"Neden burada durduk o halde?"

"Çünkü arabayı park edebileceğimiz en iyi yer burası. Aşk yuvamızın bahçesi."

Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. "Aşk yuvamız mı?"

"Buradan öyle bahsetmeyi çok seviyordun."

"Hiçbir şey anlamıyorum şu an," diye isyan ettiğimde hafifçe gülümsedi ve arabanın kapısını açtı. "Hadi inelim, içeri girerken anlatırım."

Arabadan inerek onu kulübenin verandasına kadar takip ettim. Cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açarken yan yana duran sandalyelere kısa bir bakış attım. Sade ve eski modaydılar ama fazla kullanılmadıkları hallerinden belli oluyordu. Ben olsam daha büyük ve sallanan sandalyelerden tercih ederdim, diye düşünmeden edemedim ama düşüncelerimi içimde tutmayı tercih ettim.

Aral, kapıyı açtıktan sonra geri çekilip "Hanımlar önden," dediğinde teşekkür ederek içeri girdim. Ayakkabılarımı girişteki küçük ayakkabılığa yerleştirirken holde kilim dışında hiçbir şey bulunmadığını fark ettim. Meraklı bakışlarla holün bağlı olduğu kapıları incelerken "Burayı ben kendim inşa ettim," diye mırıldandı, Aral. Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm.

"Sahi mi?"

"Evet."

Bulunduğum yere daha dikkatli bir şekilde baktım bu sefer. Küçük ve basit olabilirdi ancak burayı Aral'ın yaptığı gerçeği farklı bir güzellik görmeme neden olmuştu sanki.

DOLUNAYIN VECHİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin