Geç kalınmış

2 0 0
                                    

Sabah gün doğduğu gibi gözümü açtım ve o hiç vitrinden çıkmayan misafir tabaklarını bir güzel yıkamaya koyuldum güzel bir sofra olmalıydı ..
Dolap tam takırdı erken kalkıp market alışverişini yapmak için yola koyuldum nasıl olsa kimse işe karşılaşmam diye evde giydiklerimle kuaförlere taş çıkartan topuzumla kapının önünde duran pembe terliklerimi giyip hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Marketin önüne geldiğimde kepenkleri yeni kaldırılıyor erkenci teyzeler yavaş yavaş ekmek almak için içeriye adımlar atıyordu o sırada çalışanlardan biri yerleri özenle siliyordu ki önünden geçtim bakışlarını üzerime dikti ve dün markete uğrayan o bakımlı güzel kızdan eser kalmadığını farketti pembe terliklerimi görmeden reyon aralarından sızmaya çalıştım biraz da utandım.
-yahu saat sabahın kaçı bu saatte ne beklersin iyi ki biriyle karşılaşmam diye çıktım yola ..
Ekmek reyonuna geçtim hızlı adımlarla elime eldiveni geçirip hızlıca iki ekmek aldım ve diğer eksikleri de tamamlamak için ilerledim tam o sıra da yine terliklerimle göz göze geldim başım yerdeydi ama gözlerim bir gölgenin bana yaklaştığını görebiliyordu spor ayakkabılar gözüme çarptı tam ilerliyordum ki birde ne göreyim
-hayır ya olamaz bu halde olmaz
Karşılaştığım kişi şuan da beni bu halde görmesi gereken son kişi olmalıydı !

Ateş : - terlikler yakışmış ( pis bir sırıtma ifadesi ile )
Toprak : eeemm öhöm .. aa sen
ekmek alacaktım hızlıca çıktım evden biraz saçma oldu evet , senin ne işin var burda bu saatte
( aman Allahım iki lafı bir araya zor geriyorum rezil oldum kızardım kesin of be )

- koşuya çıkmıştım size kahvaltıya geleceğimi söyleyince Sibel bende bu taraflarda terimi atıyım dedim susadım marketten bir su almaya girdim sürprize bak sen :)

- hııı anladım belli tam bebek sahil kombini yapmışssın neyse ben kaçtım daha fazla pembe sen terliklere maruz kalmadan

- oldu bir saatte görüşürüz terliklere dikkat son moda takılıp düşersin mazallah

Toprağın ağzından ;Ellerim ayaklarım titredi resmen hemen uzaklaştım oradan talihsizliğin böylesi sabah sabah nerden çıktı bu sanki başka yer yok gir kendi mahallende koş of rezil de oldum zaten düştüm diline dalga geçip durdu zor unutur bunu ben şimdi eve gidip hazırlansam bu üstüne de alınır mecbur bu halde kalıcaz artık forsumuz bozulmasın ..

Eve hızlıca girdim alışveriş sonrası aldığım her şeyi güzelce yerleştirmeye bayılırım hemen kolları sıvadım başladım patatesleri doğramaya çay suyunu koydum yavaş yavaş tabakları dizmeye başladım tuvaletten su sesi duydum sanırım Sibel'de uyanmıştı neyse sabahki olaydan hiç bahsetmiyim önemsediğimi düşünmesinler hem nolmuş yani abisi beni öyle gördüyse aman canım banane ( diye mıdırdanırken sofrayı hazırlamaya devam ediyordum )

Yarım saat sonra ;
Sibel : - canım kapı çaldı ben bakıyorum abimdir sen hiç rahatsız olma kahvaltıyı yapar çıkarız biz abim zaten girişkendir çekinme hadi açtım bennn

Toprak : - (ya ya bilmez miyim o egoisti ayak üstü şamarladı beni sözleriyle)
Tamammm canım aç sen bende çayları koyuyorum

Derken oturduk hep birlikte sofraya ateşin yüzünde yine o inceden gülüş benimle alay edercesine süzüyordu resmen göz hapsine alınmıştım yemek yemeye çalıştıkça aptallaşıyorsun tam lokmayı dikkatlice ağzıma götürücem çatalımdan düşüyor yani elim ayağım birbirine dolanmış durum da ne kadar dikkat edersem o kadar tökezliyorum ..

Ateş : - ee kızlar ne durumdayız var mı bugün plan
Ben bugün boşa çıktım bir yerlere gitmek isterseniz götürebilirim eğer toprak hanımda isterse ..

Sibel : - süper olur beraber şu akvaryum koyuna gidelim toprağa biz abimle gideriz demiştim ama beraber gidersek çok daha güzel olur eğleniriz
Ne dersin canım ?

Toprak: aa güzel olurdu fakat bugün biraz işlerim var evi toparlayıp çarşıya çıkıcam siz abi kardeş hasret giderin başka zaman diyelim

Ateş: - birileri meşgul anlaşılan bakalım fıstık abi kardeş günümüz olsun bu gün ama başka bir gün yeniden oturalım iadeyi ziyaret isteriz toprak sende bize gelde bir de benim ellerimden kahvaltının tadına bak :)

Toprak : inşallah diyelim ateş söz vermiyim
( taktı bana ben biran önce beni unutsun o görüntüler silinsin aklından istiyorum o da hala görüşme peşinde Sibel'de kesin anladı bu imâlardan sonra aramızda saçma bir diyolog oluştuğunu

Ateş : söz almış sayarım ne de olsa biricik kardeşimin yakın arkadaşısın sende aileden sayılırsın ikinizde bana emanetsiniz bundan sonra başın sıkıştığında beni arayabilirsin veya pembe terliklerinle koşarken takılırsan :D

Sibel : - aa nedir o pembe terlikler bilmediğim bişey mi var bakıyım sizin aranızda tatlı bir atışma sezdim

Toprak : - yok canım ya sabah abinle markette karşılaştık biraz perişan halde yakalandım da onun mübalağasını yapıyor :))
Teşekkür ederim yine de ateş

Ateş: - ne demek her zaman :))
( tatlı bir gülüşle dilinden dökülen her sözcük hem bir alaycılıkla hemde bir çapkınlık edasıyla geliyor çarpıyor insanın suratına hem çok güzel gülüyor hem de kendinden keyifli biri sebepsiz eğlenecek birlerler buluyor hayatta , insana enerji veriyor sanki , kaşına gelen saçının sağ tarafını arada bir eliyle düzeltip başını sağa doğru savuruyor bir erkeğe göre fazla iddialı bakışları var masmavi gökyüzü gibi gözlerinde hayat var sanki akıp giden bulutlar gibi ne hoş bir çene gamzesi var oraya öyle bir çukur oluşturmuş ki görmemek mümkün değil , ayrıca hangi kokuyu kullanması gerektiğini iyi biliyor beş metreden uçuşur ahengi )

Toprak misafirlerini yolcu ederken kafasından ateşi süzen düşünceler ardı sıra gelip geçiyordu , içten içe onu hem beğenmiş hemde fazla cüretkar bulmuştu aynı zamanda arada az da olsa yaş farkı vardı abi diye hiç hitap etmemişti ona fakat arkadaşının abisiydi , hem bu çocuk ona biraz da çapkın ve herkesin gözünü boyayan yakışıklı hissiyatını veriyordu , düşüncelerinden uzun bir süre atamayacağı belliydi fakat kabullenmesi zaman alıcaktı çünkü o da pek bir inatçıydı .

PEKİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin