Eunchae kapının eşiğinde kendisine sarılarak ağlayan Yunjin'in omzunu sıvazladı. Ne olduğunu anlamasa da hissetmişti, kafeyle ilgili bir şeydi. Yunjin'in, hayatını karşısına alarak başladığı bu kafenin ne denli önemli olduğunu Eunchae de biliyordu.
İlk geri çekilen kişi Eunchae oldu. Yunjin hıçkırıkları arasında konuştu. "Ben, seni rahatsız etmek istemezdim ama tek ark-"
"Hayır, rahatsız olmadım hiç. Gir lütfen içeri."
Yunjin, bileğini yakalayarak onu salona sürükleyen kızın saçlarına baktı dolu gözleriyle. Sonra içeriye göz attığında karşısında Riki'yi bulmayı beklemiyordu. Utancından ötürü biraz ağlaması duruldu ve başını eğdi. "Merhaba."
Riki baş selamı verdi sadece. Yunjin ve Eunchae aynı koltuklara yan yana oturdular ve Eunchae, Yunjin'in dizinin üstünde duran elini kendi eliyle sardı. "Neden bu haldesin?" diye sorarken kapının açık olduğu fark eden Riki kalkıp kapıyı örtmüştü.
Yunjin derin bir nefes aldı. "Biliyordum ben onun böyle bir intikam peşine düşeceğini ama aptallık bende işte, neden nispet eder gibi bir de konumunu yollarsın ki!"
Eunchae ve Riki, akıllarındaki soru işaretlerinin bir bir kaybolması için dikkatle ve merakla Yunjin'i bekliyorlardı. Yunjin derin bir iç çekti. "Biliyorum ya, tam açıklayamadım."
Burnunu çekti ardından. "Şöyle ki-"Riki'nin çalan telefonu ile lafı bölündü Yunjin'in. Riki orta sehpanın üzerinde duran telefonuna uzandı ve Eunchae'ye döndü. "Abim arıyor."
Açtı telefonu. Riki'nin telefon görüşmesi esnasındaki ses seviyesi tamamıyla yüksekti ve Eunchae ile Yunjin rahatlıkla duyabiliyordu Jay'i. "Neredesin sen? Neden gelmedin? Ayrıca kafe neden kapalı?"
Yunjin, Jay'in son sorusuna dikkat kesilmişti. Riki göz devirdi. "Öncelikle Eunchae'deyim. Dün gece de burada kaldım, sızmışım. Ve ayrıca Yunjin bugün kendini iyi hissetmediği için kafeyi açmayacak."
"Bunu sen nereden biliyorsun? Hem, nesi varmış? Hasta mı?"
Riki omuz silkti. "Biz de tam şimdi onu öğrenecektik ki sen aradın. Hasta falan da değil, üzgün sadece."
Karşı taraftan gelen ses normalden daha yüksek gelmişti o an. "Nasıl yani, Yunjin orada mı? Bekle, geliyorum ben de!""Pekala!"
"Görüşürüz."
Telefonu kapattı Jay, beklemeden. Hızlıca arabanın anahtarını alıp evden çıkmıştı ve sabah kahvaltılarından sonra yaşanan bu olaydan ötürü çoktan işe gitmiş olan anne ve babasına hesap vermek durumunda kalmamıştı. Eunchae gülümseyerek Yunjin'e baktı. "Belli ki birine daha açıklaman gerekecek. On dakikaya burada olur, trafik yok şu an. Ben sana yeşil çay yapayım, sakinleş biraz."
Riki ayağa kalktı. "Sen halinden daha iyi anlarsın, sen yanında kal. Ben yaparım çayı."
Yunjin geriye yaslandı, Eunchae de öyle. Yunjin bu fırsattan yararlanıp başını Eunchae'nin omzuna yasladı. Eunchae hala Yunjin'in elini tutuyordu. "Kendime iş ararken sana da arayacağım, söz veriyorum!"
Eunchae gülümsedi. "İnan bana hiç önemli değil, kendini böyle sıkmana gerek yok. Hem, kafenin başına gelmiş hiçbir şey yok daha anlaşılan. Sadece korkuyorsun sanırım."
Yunjin başını kaldırıp Eunchae'ye baktı. "Nereden bildin?"
Eunchae gülümsemeye devam ediyordu. "Çünkü eğer gerçekten batsaydık, o zaman buraya ilk geldiğinde lafa direkt battığımızdan bahsetmekle başlardın."
Yunjin tekrardan sakince başını Eunchae'nin omzuna yasladı. "Haklısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
die ;; niki + eunchae
FanfictionBirkaç adım ardından ilerideki çalılıklardan geldiğine emin olduğu çıtırtı sesleri ile durdu ve çalılıklara baktı. Bir ayı ya da kurt olma ihtimaline karşı geri koşabilmek için dikkat kesilse de ses birkaç saniye içinde kesilmişti. Bir hayvan ses çı...