Aylar geçmişti. Eunchae kafede Yunjin ile çalışmaya devam ediyordu. Her geçen gün daha da yakınlaşıyorlardı birbirlerine. Bu yabancı ülkede birbirinden başka kız akranları olmadığı için özellikle birbirlerine daha çok vakit ayırıyorlardı. Aylar içerisinde tek gelişen şey tabii ki Yunjin ve Eunchae'nin ilişkisi olmamıştı. Riki ve Jay, aile şirketinde staja başlamışlardı. Jay zaten -Nishimura ailesine göre- başlamak zorundaydı ama Riki'nin gezerek harcayabileceği iki yılı daga vardı.
Şöyle bir gerçek vardı ki Riki, Eunchae ile evlenebilmek için gezebileceği o iki yılı birikim yapmak için kullanmaya karar vermişti. Jay ise sabahlara kadar oyun oynamayı, Yunjin'e ettiği teklifin onayından itibaren bırakmıştı. En az o da, Riki kadar hayatını düzene sokmaya karar vermişti. Bay Nishimura'ya göre, Yunjin ve Eunchae, bu iki oğlanı adam etmişti.
Bununla da sınırlı kalmadı tabii. Bu aylar içerisinde Yua Nishimura da psikolojik destek alarak senelerin beyninde bıraktığı hasarı onarmaya çalışıyordu. Hala şırınga gibi tıbbi iğneleri gördüğünde ağlasa da -en başında gördüğü tıbbi iğneler çığlık atmasına sebep olduğu gerçeği ile beraber- büyük gelişme gösterdiği de bir gerçekti.
Günler sürmüştü.
Yua karakolda, prosedürler tamamlanana kadar, geçirdiği üç günü belki de üç ay gibi geçirmişti. Çocuk yaşında, tam ailesini buldu derken hala daha beklemesi gerektiği gerçeği gözünden akan damlaları sıklaştırmış, yanağındaki ıslak yolu sele çevirmiş, kırgın kalbini paramparça etmişti. Onu kurtarmaya gelen abisine ve ona eşlik eden kıza -kim ve neyin nesi olduğunu bilmeden- sımsıkı sarılmıştı. Acılarına ortak olup onlarla birlikte hıçkıra hıçkıra ağlayan kızla tanıştıktan sonra onu daha çok sevmişti Yua. Abisinin böylesine iyi kalpli bir kızla beraber olması en az annesi kadar mutlu etmişti onu.
Bayan Park, karakola çağırıldığında tam olarak Riki'nin başını belaya soktuğunu sanıyordu. Riki'nin ağlamaklı sesi, Bayan Park'ın zihnini tezata itse de en çok Riki'nin belaya bulaştığı ihtimaline tutunmuştu. Ayrıca Jay de kardeşinin karakola çağırmasına inanmamış gülüp geçmişti ancak Riki'nin yükselen sesi Jay'i, Riki'nin ciddi olduğu gerçeğini anlayınca, hayrete düşürmüştü.
O gün kafeye gitmeyi tamamen unutan Eunchae ve Yunjin arasında ufak çaplı bir tartışma olsa da, Yunjin durumu öğrenince tartışmayı başlatan taraf olmasından ötürü utanmıştı.
Karakola varan Nishimura ailesi karşısında gözleri yaşlı, gözlerinin iç kısmı kıpkırmızı olan bu iki gence endişeyle bakmışlardı. Bayan Park endişesini gizleyemeyerek koşmuş ve Riki'nin yanaklarına ellerini yaslamıştı. "Ne bu haliniz!"
"Anne, Yua yaşıyormuş!"
"Ne!"
Bayan Park, Jay ve Bay Nishimura aynı anda aynı tepkiyi vermişlerdi. Eunchae titreyen sesini gizleme gereği duymadan devam etmişti. "Burada çocuklara ayrılan odada tutuluyor. O da deney ortamında geçirmiş yıllarını, meğer kaçırılmış!" Bayan Park, travmatik insanların travmalarıyla yüzleştiği anda geçirdikleri atak misali atak geçirmeye başlamıştı. Ellerini saçlarına götürüp köklerine sımsıkı tutunmuştu sanki bu bilgiyi artık beyni bildiği için o kafasını koparıp atmak istiyordu. Bağırmıştı. "Olamaz, onun cenazesini bile yaptık!"
Az önceden beri son derece trajik olan bu olayı sanki film izlercesine izleyip müdahale ya da açıklamada bulunmayan polis memurları bu sefer işe el atmışlardı ve en sonunda Bayan Park'ı sakinleştirdiklerinde Yua ile ailesinin buluşmasına izin vermişlerdi.
Yua, sadece bir kişi fazla olan ailesine baktığında, polis memurunun önündeki sandalyede sulu gözlerle bakan annesi dikkatini çekmişti. "Anne..." demişti sadece. Koşup sımsıkı sarılmıştı ona. Nishimura ailesi sonunda kendilerine tamamen ait olan bağa kavuşmuşlardı, hem de tamamen kaybettiklerini düşünüyorken.
![](https://img.wattpad.com/cover/354136759-288-k196097.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
die ;; niki + eunchae
FanfictionBirkaç adım ardından ilerideki çalılıklardan geldiğine emin olduğu çıtırtı sesleri ile durdu ve çalılıklara baktı. Bir ayı ya da kurt olma ihtimaline karşı geri koşabilmek için dikkat kesilse de ses birkaç saniye içinde kesilmişti. Bir hayvan ses çı...