"Duydunuzmu prens Taehyung karşı kırallıktaki bir kızla nişanlanıcakmış."
NE?
Olduğum yerde dona kalmıştım az önce benimle öpüşen adam bi kızla mı nışanlanacaktı?
Gözlerimde yaşlarla odama çıktım. Daha tanışalı birkaç gün olmuştu ve ona kendimi çok kaptırmıştım aramıza biraz mesafe koymalıydım. Hatta hiç yakın olmamalıydım. Odama çıktım kendime baktım gözlerim birkaç saniye içinde kan çanağına dönmüştü. Yatağıma yattım her ne kadar kendimi tutmaya çalışsamda başarılı olamamıştım ve ağlamaya devam ettim.
*
Sabah güneşin ışıhıyla uyandım. Elimi yüzümü yıkadım ve Taehyung'un odasına gitmek için kendi odamdan çıktım. İstesemde istemesemde ben onun özel hizmetçisiydim.
Kapıyı çaldım içeri gel komutunu bekledim ama gelmedi ve bende odama gitmek için arkamı döndüm. Arkamı döndüğümde Taehyung arkamda duruyordu. Selamlamak için eğildim.
"Hadi ama Jungkook sana fazla resmi olmamanı söylemiştim."
Hiçbirşey sötlemedim onunla artık konuşmak dahi istemiyordum. Odasına geçti ve "içeri gel." dedi. İçeriye adımlarken kolumdan tutup beni duvara yasladı.
"Morelin bozuk gibi ne oldu? Birşeyinmi var?"
Ha bide soruyor. Şuan sinirden şuracıkta patlayabilirim.
Yine konuşmak istemedim ve kafamı hayır anlamında salladım. Kollarının arasından çıktım ve yatak odasına doğru ilerledim. Dolaptan iki tane takım çıkardım ve ikisinide ona gösterdim. Yanıma geldi elimdekileri aldı ve koltuğun üstüne bıraktı. Bana doğru yürüyüp beni kucağına aldı ve yatağın üstüne oturttu kendiside karşıma oturdu.
"Jungkook neyin var niye benimle konuşmuyosun? Seni istemeden kırdımmı? Öpüşmemiz yüzündense özür dilerim."
Şuan her söylediği o kadar komik geliyorduki. Sanki bilmiyomuş gibi. Ona bu kadar yakın olmak istemediğim için yataktan indim.
"Birşeyim yok efendim. Ayrıca bir köleyi bu kadar umursamanızada gerek yok. Öpücüğe gelirsek sadece bir hataydı ikimizde olmamış gibi davranalım. Çünkü ben zaten hatırlamak dahi istemiyorum şimdi izninizle."
Bana o kadar şok olmuş bir şekilde bakıyorduki ben bile bu söylediklerime inanamamıştım. Ama zerre pişman değildim. Tekrar eğildim ve odadan çıktım.
Ben çıktığım an cam kırılma sesi geldi bardağı duvara atmış olmalıydı. Bu hareketlerine anlam veremiyordum biz hiçbirşey değildik ben sadece onun söylediklerini yapan bir zavallıydım.
Hızla kendi odama geldim. İçeri girdigimde Felix'in odada olduğunu gördüm. Ona sarıldim ve ağlamaya başladım.
"Anlaşılan çoktan herşeyi duymuşsun."
"Felix canım çok yanıyor."
"Bana olan biten herşeyi anlat jk."
Herşeyi ona anlatmıştım anlatırkende çok fazla ağlamıştım. Artık göz yaşlarım kalmamıştı gözlerim çok acıyordu.
"Peki ondan bir açıklama bekledinmi?"
"Niye bekliyimki herşey ortada ve bizim aramızdafa hiçbirşey yok."
"Jungkook bu söylediğine sende inanıyomusun gerçekten. Ona deliler gibi aşıksın bunu kabul etmeyebilirsin ama öylesin. Ayrıca öpücüğüne kerşılık vermesi sana karşı boş olmadığını gösterir."
"Ben öyle düşünmüyorum bana karşı birşeyler hisediyorsa gidipte başka bi kızla evlenmez ayrıca öpücüğe gelirsek dediğim gibi bir anda oldu ve umrumda değil."
"Hadi ama jk seni tanıyorum umursamaz halin bumu. Onun için göz yaşı döküyorsun."
"İnan bana Felix bunun hiçbir anlamı yok."
Biz hala konuşurken kapı çaldı hizmetçilerden biri "Jeon prens seni odasına çağrıyo hemen git." dedi.
Sıkılmış bir şekilde ofladım onun özel hizmetçisi olmak falan istemiyordum. Ama mecburdum. Felixle vedalaşıp odasına gittim. İçeri girdim ve eğildim. Bana bakmadan konuştu anlaşılan artık oda umursamıyordu.
"Başka bir kırallıktan misafirlerim gelicek o yüzden hazırlanıcam."
Dediği şeyle dolabına yöneldim. Kıyafet ararken kendi kendime konuşuyordum.
"Ne güzel başka bir kızla nişanlanıyor ve onu ben hazırlamak zorundayım."
"Çoktan duydun mu?"
"Ne?"
"Az önce dediğin şeyi."
Cidden mi en olmaması gereken yerde yine ve yine sesli konuşmustum. Jk buna çalısmalısın oğlum.
Bana doğru yürüdü ve sarıldı. Geri çeklidi ve yanağımı tuttu.
"Jeon bu babamın zorlaması birşey kendi isteyim değil ve sadece resmiyette gözükmesi için kızda istemiyor yani."
"Bana açıklama yapmanıza gerek yok efendim. Sonucta HİÇBİRŞER değiliz."
"Jeon hadi ama böyle yapma."
"Üzgünüm efendim ama zaten hiçbirşey yapmıyorum."
Arkama döndüm ve kıyafetleri almak için eğidim.
"Jungkook bana dön."
Söylediğini yapmadım ve elbiseleri aldım.
"Bu bir emir."
Ah hadi ama ciddi misin.
Ona doğru döndüm kıyafetleri tekrar elimden aldı. Beni bir anda kucağına aldı ve yatak odasındaki masanın üzerine otutturdu. Normalde bana göre uzun ama şuan ben birkaç santimle daha unundum.
O kadar yakındık ki konuşacak söz bulamadım sanki boğazım düğümlenmişti. Elleri belimi kavradı beni kendine çekti ve öptü.
Naberrrr
Teahyunga sinir oluyorum bune böyle oyuncakla oynar gibi Allah Allah.
Beğendinizmi kız.
Görüşürük...😽😻
DEVAM EDECEK.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes don't lie
RomanceKralın oğlu Taehyung ve Kim krallığına köle olarak satılan Jeon kırallığının prensi Jungkook