Kral konuşmasını bitirdikten sonra Taehyung atlı arabaya bindi be bu kurtuluşum olan yıldızları son görüşümdü.
Eğitime gitmesinin ardından tamtamına 3 yıl geçmişti. Koskoca 3 yıl boyunca onu hiç görememiştim. Bir yanım onu özlüyor diğer yanım alışmam için beni zorluyordu.
Bu duruma alışmak istemiyordum. Onu unutmak istemiyorum. Ben düşüncelere dalmış dışarıyı izlerken koridordan sesler duymaya başlamıştım. Hemen koridora çıktım ve ordaki bi kadına sordum.
"Ne oldu bi sorun mu var?"
"Prens Taehyung geri gelicekmiş."
Duyduğum şeyle şoka girmiştim. Izdırap gibi geçen üç yıl sonunda bitmişti. Hemen aşağı indim ve kalabalığın yanına gittim. Birkaç dakika sonra Taehyung at arabasından inerek saraya uzunca bir baktı ve saraya doğru yürümeye başladı.
Zeten büyük olan vicudu dahada büyümüş omuzları dahada genişlemişti. Daha genç ve daha yakışıklı gözüküyordu. Evet arabadan ilk indiği andan beri bunlar göze çarpan şeylerdi fakan benim dikat ettiğim tekbirşey vardı gözleri eskisi gibi durmuyordu. Artık gözlerinde yıldızları göremiyordum sadece karanlık kapkaranlıktılar.
Herkes onun arkasından saraya doğru yürüyordu üst kata çıktı ve direkt odasına girdi. Kimseyle görüşmeden annesini ve babasını dahi görmeden. Ama onu anlayabiliyordum 3 yıl boyunca zorlu bir eğitime katlanmıştı ve saatlerce yol çekmişti şuan en iyi seçenek onu yalnız bırakmaktı. Bende kendi odama girmiştim. Çok heycanlıydım onu yıllar sonra ilk dafa görmüştüm.
Odamda sıkılıp koridora çıktım onun odasına gitme fikri beni dürtüklüyodu ama bunu yapamazdım şuan onu rahatsız etmek istemiyordum. Derken Taehyung kapısı açıldı içerisinden ise daha önce hiç görmediğim bi kız çıktı. Bana doğru yürüyerek merdivenlere yöneldi Taehyung da aynı şeyi yaptı neyim ben görünmez falanmı?
Kız tam merdivenlerden inmeye başlıcaktı ki Taehyung onu bileğinden kendine çekerek opmüştü ve kız merdivenleri inmeye devam etti.
Onları bu şekilde gördüğümde gözlerim dolmuştu. Taehyung yine ben yokmuşum gibi odasına yönelmişti. Benin yanımdan geçerken durması için bileğini tuttum. Oysa bunu hiç tınlamadı bileğini sertçe çekti ve yürümeye devam etti. İşte şimdi ağlayabilirdim. Koşar adımlarla odama gittim kendimi yatağa bırakarak ağlamaya başladım. Aptal gibi hisediyordum yıllarca bi salak gibi onu bekledim ve işte şimdi onun umrunda bile değildim. Ağlarken saatin ne kadar geç olduğunu anlayamamıştım bi süre sonra uyuya kaldım.
*
Uyandığımda gözlerim çok fazla ağrıyordu yaklaşık üç yıldır bu duyguyu hiç yaşamamıştım. Kabul etmek istemesemde o ve ona duyduğum aşk bana zarar veriyordu.
Odadan çıktım ve onun odasının önüne gelip kapısını çaldım. Her zamanki gibi gir diyince içeri girdim. Odaya girdiğimde suratıma bir kere bile bakmadı. Bende pes edip derekt dalabına ilerledim. İçerisinden iki tane takım çıkardım ve ona doğru tuttum. Bana bakmadan sağ dedi. Bu hallerine gerçekten sinir oluyordum hiç çekilmiyordu.
"Başka bi is-"
"Git."
"Niye niye bana böyle davranıyorsunuz?"
Yine bana bakmadan konuştu.
"Nasıl davranmamı bekliyorsun?"
"Eğitimden ön-"
"Jungkook hadini aşan şeylere karışma."
"Ama bu haddimi aşan bir durum değil bu ikimizi ilgilendiren bir durrum."
"Biz diye bir şey yok ve hiçbir zaman olmadıda. Sen sadece bir hizmetçisin o kadar sabrım tükenmeden git."
O an gözlerimden bir damla düştü ve burnumu çektim. Tam odadan çıkacaktım ki kapının önünden Kraliçenin sesini duydum...
Naberrrrr.
Bay baayy😽😻DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes don't lie
RomanceKralın oğlu Taehyung ve Kim krallığına köle olarak satılan Jeon kırallığının prensi Jungkook