Yolda yürürken çok stresli olduğunu anlayabiliyordum. Sürekli telefonuna bakıyordu, sanırım Lia dediği kızdan mesaj bekliyordu.
Hastane görüş alanımıza girdiğinde tuttuğu elime farkında olmadan tırnaklarını geçirdi. Tek kelime etmedim. O'na iyi gelicekse yapmalıydı.
★★★
Ameliyat yapılan yerin dışında beklerken Lia denilen kızın Felix kadar üzgün olduğunu gördüm. Kim olduğunu merak etmiştim ama tek kelime etmedim. Şuan kıskançlık zamanı değildi.
Birbirini kovalayan saatler sonunda bir doktor çıktı. "Bay Lee" dediğinde Felix ayağa kalktı ve tek adımda doktorun karşısına geçti. "Anneniz şuan da iyi fakat hayati tehlikeyi tam anlamıyla atlatmış değil bu yüzden bir kaç gece hastanede kalması gerekecek. İyi akşamlar." dediğinde Felix rahatlamak yerine daha kötü olmuştu.
Yere çöktüğünde benden önce Lia denilen kız karşısına çöktü. "Lix sakin ol. Bayan Lee güçlü bir kadın." Felix bu konu hakkında tek kelime etmedi. "Kardeşin bekliyodur Lia, sen git. Ben biraz kalır sonra dönerim." dediğinde Lia kafa salladı ve ayağa kalkıp çantasını aldı.
Benim önümden geçerken "Felix'i tek bırakma kendine zarar vericek gibi duruyor. Gerekirse onla kal. Lütfen." dediğinde gözlerine baktım gerçekten endişeliydi. "Tamam, evine git hadi geç oldu."
Gülümseyerek yanımdan ayrılan kızın ardından Felix'in karşısına geçip elimi uzattım. "Hadi kalk evine bırakayım seni. Yarın erken saatte tekrar geliriz olur mu?" Yarın tatil olmasından dolayı rahattım devamsızlık gibi bir sorun yoktu.
"Jeongin," gözlerinin içine bakıp diyeceği şeyi bekledim. "benimle kalsan bu gece. Tek kalmak istemiyorum. Tek başıma kalırsam kafayı yerim. Lütfen." dolu gözleriyle gözlerimin içine baktı. "Evim buraya daha yakın. Birazcık dağınık ama olsun. Gidelim." dediğim şeyle gülümseyip ardından kollarıyla belimi sardı. Gülümseyerek saçlarını okşadım.
★★★
Eve geldiğimizde Felix bir süre boş gözlerle evi inceledi sonrasında bana döndü. "Güzel bir evin var." dedi "Teşekkür ederim gel hadi. Kalma ayakta." elini tutup. Odama sürükledim.
"Duş almak ister misin? Yoruldun, iyi gelir." bir süre düşündü çekindiği belliydi. "Hey, çekinme benden. Gel kıyafet vereceğim bundan sonra isteyip istememen umrumda değil." sahte bir sinirle dediklerim onu gülümsetmişti.
Dolaptan bol beyaz bir tişört, bol siyah eşofman ve siyah bol şort çıkardım. "Şort mu giyersin eşofman mı?" sorduğum sorudan sonra daha rahat ediceğini düşünüp şortu elimden aldı.
"Pizza yer misin?" dediğimde gözleri parladı çocuk gibiydi ve fazla tatlıydı. "Pizza yerken 'Labirent' serisini izleyelim mi?" büyük bir hevesle sorduğu soruya olumsuz cevap vermek imkansızdı. "Olur, güzelim hadi sen duş al ben de sipariş verip dediğin filmi açayım." gülümseyerek gösterdiğim yere gitti.
★★★
Yaklaşık 15 dakika sonra Felix verdiğim kıyafetlerle yanıma geldi. Gülmemek imkansızdı çünkü hem benim ona göre daha büyük olan bedenim ve oversize birleşince komik ve tatlı bir görüntü çıkmıştı ortaya.
"Ya gülme, sen devsen bu benim sorunum mu? Şu eline bak." diyip elimi kaldırıp üstüne elini koymuştu. Ellerimizi kıyaslaştırması hoşuma gitmiş ve daha çok gülmeme neden olmuştu.
Omzuma yediğim yumrukla susmuştum. "Bak böyle sustururum seni." dediğinde bir an aklıma sabah ki olay gelmişti. Gözlerine dalıp gitmiştim yine. Çalan zil kendime gelmemi sağlamıştı. "Pizza gelmiştir, sen salona geç geliyorum ben de."
★★★
Bir yandan pizza yiyerek izlediğimiz film gerçekten çok güzel ve sürükleyiciydi. Felix bu işi biliyordu. Serinin 1. filmi bitince Felix hevesle konuşmaya başladı.
2. filmin yarım saatinin sonunda Felix'in nefesi düzene girmişti. Uyuduğuna emin olduktan sonra onu alıp odama götürdüm. Bir süre onu izleyip hislerimi çözmeye çalıştıktan sonra. Bir battaniye alıp salona geçtim. Filmi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.
★★★★★
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
