☆12☆

31 3 15
                                    

jeongin'

1 YIL ÖNCE

"Anne, okul formamı bulamıyorum."

"Dolabına astım oğlum, nasıl bulamıyorsun." annemin huzur verici sesiyle söylediklerinden sonra dolaba bir daha baktım ama yoktu.

"Anne yok, geç kalacağım." diye isyan ettiğimde annem odama gelip dolabı açtı.

"Gözlüklerini tak I.N"  diyerek formamı ve masanın üstündeki gözlüklerimi elime tutuşturdu.

"Hızlı ol, omlet yaptım bak yiyemezsen çok üzülürüm." dediğinde eğilip yanağına hızlı bir öpücük bıraktım. "Geliyorum annem." dediğimde annem o güzel gülücüklerinden birini bırakıp odadan çıktı.

Hızlıca giyinip odadan çıktığımda babam telefonda  biriyle tartışıyordu. "Getiricem diyorum, sadece 1 hafta daha ver bana."
bunları söyledikten sonra benim olduğum yere döndü duymamış gibi yapıp gülümsedim babam da bana gülümseyip 'birazdan geliyorum.' der gibi bir hareket yaptığında hızlı adımlarla aşağı indim.

"Annem, saat kaç" dediğimde annem kolundaki saate baktı ve derin bir oh çekti "Daha 40 dakikan var oğlum 10 dakika yol desen bile kahvaltı yapabilirsin" diyip küçük bir çocuk gibi ellerini çırptığında gülümseyerek yanına gittim.

"Annem, bugün biraz geç gelsem olur mu? Minho'yla beraber bowling oynayacağız." dediğimde kafasını salladı "Olur oğlum, ben de sevdiğin kurabiyelerden yaparım gelince şu merak ettiğin filmi izleriz. Olur mu? Baban gelmeyecekmiş bugün." dediğinde arkadan anneme sarıldım "Olur annem." dediğimde babam geldi.

"Ama olmaz ki böyle anne-oğul birleşip babayı dışlıyorsunuz." dediğinde annemle gülüp kahvaltı masasına oturduk. Babamın konuştuklarını şirketle felan ilgili diyerek unutmayı seçmiştim.

Kahvaltı sonrası babam "Jeongin, seni ben bırakayım mı oğlum?" dediğinde saate baktım "5 dakikam var baba. Bırakırsan iyi olur." dediğimde kafa salladı. "Sen geç arabaya geliyorum." dediğinde kafa sallayıp annemi hızlıca öpüp çıkmıştım.

Babam geldiğinde arabaya binip hızlıca ilerlemiştik. "Matematik ve Fiziği düzelttin mi oğlum son denemede düşürmüştün." dediğinde tırnak etlerimle oynamaya başladım. "Düzelttim baba." dediğimde keyifle güldü. "Aferim oğlum. Sonuçta benden sonra şirket sana kalacak. Şirketi ayakta tutmak için Matematik ve Fizik lazım."  dediğinde  "Evet baba." diyerek kafa salladım.

Ben şirket yönetmek  istemiyordum ki ben şarkı söylemek istiyordum. Şarkılarımı bağırarak beni sevenlere söylemek istiyordum.

Okulun bahçesinde durduğumuzda inip Minho'ların ben beklediği yere gittim Minho bana dönüp "Baban ve seni bırakmak mı?" dediğinde "Bir anda sordu, ben de anlamadım." dediğimde 'anladım' der gibi bir ses çıkarmıştı. "Kesin yolda 'Fizik ve Matematik düzeldi mi?' diyip yine şirket diye geveledi."

"Of, boşverin hadi derse gidelim." diyip kafamı çevirdim. Yine o sarışın çilli çocukla göz göze geldim. Adı neydi acaba?

"Jeongin," diyerek beni dürten Chan'a irkilerek baktığımda "daldın yine." dediğinde bişey demeden ilerledim.

3. DERSİN 34. DAKİKASI

Jisoo hoca kapıyı çalmadan hızlıca içeri girdi "Pardon hocam." diyerek Jennie hocadan özür diledi "Jeongin'i hemen almam gerekiyor." dediğinde Jennie hoca anlamadan "Alabilirsiniz hocam." dediğinde hızlı adımlarla Jisoo hocanın yanına ilerlediğimde "Çantanı da al Jeongin." dediğinde anlamaz gözlerle bakıp defter ve kitapları çantama sıkıştırıp çıktım.

"Hocam ne oluyor?" dediğimde Jisoo hoca dolmuş gözlerle bana baktı.

"Annen, ameliyata girmiş oğlum. Durumu kritikmiş seni hastaneye götüreceğim." dediğinde yıkık gözlerle hocama baktım. Annemin şakalarından biri olmasını diledim. Ama değildi

Annem ölecek miydi? Kritikti durumu ama ne kadar kritikti? Korkuyordum...

HASTANE

Hastane koridorları beni boğuyordu, nefes alamıyordum, daralıyordum, doktorlar korkunç geliyordu.

Saatler geçiyordu ama ne giren vardı ne çıkan. Neyi vardı güzeller güzeli annemin. Ne olmuştu O'na? Kim ne yapmıştı?

Geçen saatlerin sonunda bir doktor çıktı üstündeki kıyafette kan vardı. Annemin kanı vardı.

Doktor bişey demeden annemi çıkardılar. Güzeller güzeli yüzünü beyaz örtüyle örtmüşlerdi. Siyah saçlarının tutamlar sarkıyordu örtüden. Eli düştü sonra. Kanlara bulanmış eli. Tuttum o elini. Ben O'nsuz yapamazdım. Annem.

"Senin kanatların yok, nasıl uçtunda gittin?"

Dilimden bir tek bu şarkı sözü döküldü. Sonra doktorlar annemi götürdü. Yanımda kalan doktorda şunları söyledi. "Başınız sağolsun. Babanıza haber verdik."

Babam gelmezdi. İşler her zaman daha önemliydi O'nun için.

★★★★★

GÖRÜŞÜRÜZ🥹🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

GÖRÜŞÜRÜZ🥹🤍


Müzik Kutusu | jeonglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin