Kömürden Şato

Sırlı Oda

   Hayatta en şok olduğum şey ne biliyor musunuz? Hem de en nefret ettiğim şey. Umutlandığım bir şeyden hiç birşey çıkmaması. Ve şimdi bu odadayim en şok olup en nefret ettiğim şeyi yaşıyorum şuanda. Birinin elini tutuyorum. Yalnız değilim. Yanımda biri var. Hoşlandığım çocuk. Artık bundan eminim. Onu neden sevdiğimi anlıyorum. En yalnız hissettiğim sırada, en yalnız olduğum zamanda hep benimle olduğu için. Beni hiçbir zaman bir başıma bırakmadığı için onu seviyorum. Diğer insanlar gibi beni hayal kırıklığına da uğratmıyor. Onun çok özelliği var...

      Odanı içine girdik. Pembe çarşaflı yatak,pis gibi kokan yeni yıkanmış gibi gözüken perdeler,göz kamaştırıcı halı,duvarlarda hiçbir şey yok her yer pes pembe duvarlar bile. Parıl parıl parlıyor herşey. Hiç umutlandığım gibi değil ve bundan nefret ederim. Elime baktım. Ama hiçbir şey yapmadım. Öylece durdum. Çünkü böyle kalmayı o kadar çok istiyordum ki...

    -Burası hiç de beklediğimiz gibi bir yer değil aslında. Çok farklı,bambaşka bir yer burası. Peki... neden rüyamda öyle bir oda görmüştüm neden?

    -Bilmiyorum belki de o... şuan da olduğumuz odanın geleceğiydi ya da geçmişi.

    -Şato hakkında öğrenmemiz gerek çok şey var bence. Bunların hepsini teker teker öğrenmeliyiz bence. Bu işe burnumuzu çok soktuk.

    Odaya bir göz attım.

    -Bence burada aramamız ve bulmamız gereken birşey var Henry. Sen cekmeceyi ara bende dolabı ararım. Hemen aramaya koyulduk. Henry 3. Çekmecede bir kağıt gördüğünü söyledim hemen oraya doğru yöneldim. Kağıdı okumaya başladı.

   -Bu şatonun sırrı neydi biliyor musun? Bana sürekli iyi insanlar vermesiydi. Herkese sadece bana değil. Bu şatoda işlenen bir cinayet vardı. Herkes bu olaya göz attı. Şatoda cinayet işleyen kişinin ismi.  ..... di bu taraf yazmıyor Ruby cinayet bu odada işlenmişti. Şatonun sahibi artık ..... oldu. Ondan herkes korkmaya kaçmaya başladı. Ama o....

   -Devamı yazmıyor değil mi.

    -Evet birisi kağıdın alt tarafını yırtmış.

    -Kesin kağıdın alt tarafını biz arayacağız. Herşeyi aramak sıkıcılaşıyor ama.

     -Hayır. Benim aklıma takılan tek şey şu. Bu kağıtta yazanları kim yazdı ve diğer kağıtta da olduğu gibi bahsettiği bazı isimler yazmıyor. Üstü karalanmış. Ve cinayet bu odada işlenmiş. Bu ürkütücü. Ama ölen kişi kim? Ah çok karmakarışık buna kafa yormak bile zor. Burada çok şey bulacağız bence.

     -Gerçekten bunlara kafa yormak bile çok zor. Bence satodan hemen çıkmalıyız. Biraz ürktüm. Ve yürüyüş yapmak istiyorum. Geçen sefer ki gibi baygın düşmekten korkuyorum ve baygın düşmek istemiyorum. Umarım beni anlıyorsundur.

   

      Dışarıya çıktım Arkamdan Henry geliyordu. Bir soru sordu.

      -Sence cinayeti kim işledi ve bu cinayet sırasında kim öldürüldü?

      -Bilmiyorum. Prenses belki yaşıyordur. Ona gidip sormaya ne dersin?

      Bana garip bir nakış attı ne demek istediğini anlamıştım sanırım.

      -Doğru. Bunu yapamayız prenses çoktan ölmüştür.

    Yürüyüşe devam ediyorduk bir köprüden geçiyordum şuanda. Ona sarılmak istedim. Fakat beklemediğim anı bir hareketle o bana sarıldı. Arkamızda bir köpek vardı. Ben çok şaşkındım tabii.