İki Sandalye

2 1 0
                                    


     Kendi hayatımdan umduğum sadece ünlü olmak. Bu dünyaya Ariana gibi insanlar lazım. Kendi elde ettiğim şeyleri kazanacağım. Onu gördüm,beğendim,isterim ve alırım. Bu hayatta elde edip de yapamayacağım hiç birşey yok. Ben kendimi herkesten çok tanıyorum. Ben benim,insanlar ben değil.

*******

    -Dün gece kardeşim bana şatoya bir gün gittiğini hatta içeriye girdiğini söyledi.

     -Bir şey mi görmüş?

     -Evet. Sandalyede oturan bir adam. Kafasında taç da varmış. Hatta kalbinden kılıç geçmiş. Ve sonra adam kaybolmuş.

      -Acaba? O prens miydi.

     -Evet. Acaba değil. Kesinlikle oydu. Prensesin dediği şeyi hatırlamıyor musun? Kalbinden demişti ve prense aşık olmuştu. Prenslerin kafalarında da taç olur.

      -Ama nasıl bulacağız peki. Zaten şuan da odanın sırrını araştırıyorduk. Bir de bu mu eklendi?

     -Ama bence bu daha önemli.

     -Orası da var tabii ki.

     Ona doğru baktım. İyice ürpermeye başlamıştım. Ama bundan vazgeçmek de istemiyordum doğrusu. Bu macera benim için çok önemliydi. Bu işe burnumuzu sokmayacaktık.

       Şatoya girdiğimizde yukarıda asılı ve sallanan bir mendil gördük.

       -Bune be? Oyun mu oynuyorlar bizimle? Geçen yoktu böyle bir şey.

        -Henry. Maceradayiz bu gayet normal ve bende eminim böyle birsey yoktu biz en son geldiğimizde.

        Tamda mendilin altından gecerken önümüze düştü.

        Elime aldım.

        -Aha. Dna testi yaptirabiliriz?

       -Hiç sanmıyorum olabileceğini ama denemeliyiz. Ha bu arada veterinerler mi dna testi oluyor?

       -Çok pardon ama mal mısın.

      Önün gecip yürümeye başladım ve o da arkamdan beni takip ediyordu.

     -Ne dedim ki ben az önce?

     Dna testi yaptırmak için hastaneye geldik. Hemen aldılar ve bize 24 saat boyunca beklememiz söylediler yani bir gün. Off neyse ki zaman çok hızlı geçiyor. Çok heyecanlanmistim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi sanki.

  Satoya vardık. Kapı zor açıldı o kadar ağırdı ki. Ama burada iki sandalye var? Bu ne demek şimdi bizimle oyun mu oynuyorlar? Başım döndü. Durduk yere etraf sanki bulaniklasmisti. Kendimi yerde buldum. Bu da ne? Bir sandalyede bağlanmış bir şekilde oturuyorum. Yanımda boş bir sandalye daha var. Ama üzerinde kırmızı renkte bir sıvı var. Kan. Ama yanımdaki sandalyeyi Henry elindeki kanla boyuyordu. Ve etrafımda dönüyordu. Yüzüme ayna yansıttı. Aynadan kendime baktim gözlerimden kan akıyordu. Artık göz bebeğimi göremeyecek kadar kan akıyordu gözlerimden. Aynanın üzerinde kanlı bir el izi vardı. Henry? Bunu Henry yapmıştı. Kilitli oda acıktı ve oradan birisi bana el sallıyordu aynadan gördüm. Ama bedeni fala herseyi simsiyah odada öyleydi. Sadece sırıtan yüzünü ve el sallayan simsiyah elini görebiliyordum. Yanağımda bir acı hissettim. Gözlerin açıldı. Henry'leydim başımda uyanmamı bekliyordu. Bir hayaldi... ama Henry'den uzaklaştım.

   -İyi misin? Yanağına vurmasam uyanmayacaktin. Üzgünüm. Korkunç bir şey mi gördün? Bir şey mi aklına geldi? Neden bayildin?

    -İyiyim merak etme sadece başım döndü.

    -Rahatladım. Hadi araştırmaya devam edelim. Ha bu arada kardeşin sadece tek bir sandalyede tek bir kişinin oturduğunu söylememişti? Burada 2 sandalye var ve daha önceden geldiğimizde burda böyle bir sandalyeler yoktu.

     Bu sadece bir hayal miydi? Yoksa gerçek miydi?

      

Kömürden ŞatoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin