Gördüğüm kiși ile dona kaldım. Hazardı... oydu evleneceğim kiși yılardır uzaktan sevdiğim adamdı. Düșman aşiretin oğluna mı aşık olmuştum?.. normal bir evlilik yapmak isteseydim kara gözlü sevdamla, izin verirler miydi?
Bu zalim siirt bunada izin vermezdi, bunada engel olurdu. Gozlerim gözlerine değdi gözlerinde hiç bir duygu yoktu oradaki saf nefreti gördüm. Canım yandı sanki içimden bir parça koptu.Kezban abla boğazını temizleyince kendime geldim ve kapının önünde duran misafirlere "h-hoş geldiniz" demeyi başardım ve kapıyı tamamen aralayıp yer verdim " hoş bulduk kizim" dedi Hazarin Annesi gülümsedim ve "buyrun geçin" dedim.
Herkes tek, tek içeri geçti en son Hazar kalmıştı bana sertçe çiçekleri uzatınca içim titredi. "Sana itraz et dedim, senin yaptığına bak" dedi ineliyici sesi ile. O bile itraz edememişken benim mi itraz etmemi bekliyordu.
Gõzlerim yanımda duran küçük kıza takıldı mavi gözleri benim üzerimdeydi, pembe yanakları onu eşiz bir güzeliğe sahip ediyordu. Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Hazar tam içeri geçeceken gözleri Gülü buldu ona göz kırpıp, onun boy hizasına ulaşmak için eğildi ve Gülün yanağında makas aldı
"Hoş geldin!" Dedi Gül ince sesiyle, "hoş bulduk maviş!" Dedi Hazar büyük bir hayranlıkla onu izliyordum, "Sen, benden mi hoşlandın?" Dedi Gül ve ben gözlerimi patlatım. Hazarın ise dudağı hafif bir şekilde kıvrıldı ve "Gözlerin beni benden alıyor!" Dedi keşke şu sözleri bir gün banada söylese diye dua ettim içimden belki kabul olur diye.
Hazar ve gül biraz daha konuştuktan sonra içeri geçtiler.
Kapiyi kapayip bende salona doğru yürüdüm. "Kayınvalidem olacak olan kadın, "sana aldığımız bindalıyı giy gel." Dedi sesi mesafeli çıkmıştı, ona tebbesüm ettim ve yukarı odama çıktım atığım her adım topuklu ayakabım yüzünden yankılanıyordu.
Odamın kapısı açtım ve odaya girdim derin bir nefes çektim ciğerlerime belki boşuna olan heycanım diner diye. Bakışlarımı yatağın üstünde duran kırmızı bindalıya takıldı, dudaklarım usulca yukarı doğru kıvrıldı. Yatağın üstünde duran bindalıyı alıp giydikten sonra aynaya geçtim, çok gúzel olmuştum, yakışmıştı bindalı bana.
Makyaj masamın karşısına geçip makyajımı tazeledim sonunda hazır olmuştum. Derin bir nefes çektim ve odamın kapısını açıp odadan çıktım. Merdivenleri teker, teker indikten sonra geniş salona girdim tüm gözler üzerime değindi. "Maşallah!" Dedi bir kadın, hangi kadın olduğunu kestirememiştim. Ürkek adımlar ile ortada duran sandalyeye oturdum, hemen yanımda bir sandalye daha vardı o Hazar içindi, bir kaç dakika sonra Hazarda yanıma oturunca muziği açtılar.
'Yüksek, yüksek tepelere'Muziği açtıklarında içimden bir şeyin koptuğunu hissetim, muzik 'ben, annemi özlerim' diyordu ama benim özleye bileceğim bir annem bile yoktu, benim için ağlayan hiç kimse yoktu ben buydum işte hiç kimsenin onun için ağlamadığı kız..
Gõzlerimde bir sürü yaş akıyordu, kalbim sızlamaya başladı. Hazarin gülme sesini duyduğumda sulu gözler ile ona baktım, kulağima yaklaştı ve "cehenemine hoş geldin' dedi...
Yüreğime bir taş oturdu. Bir kadın ağladığımı gördüğünde "tamam, gelin ağladı" dedi...
Kayınvalidem yanıma geldi ve yumuruk olmuş elimi açmam için altın çıkardı, elimi açtım ve altını avuç içime koymalarına izin verdim, altını koyduktan sonra kınayı koydular ve elimi bir bezle sardılar, ve Yamanın parmağınada kına yaktılar.Kınayı yaktıkan sonra imam nikahı için imam gelmişti, mutlumuydum? Bilmiyordum. Yere geçtik ve imam nikahı kıymaya başladı.
"Siz Asel kırca Hazar karahanı hastalıkta sağlıkta kocalığa kabul ettin mi?" Dedi imam bey bana bakarak gõzlerimi Hazara çevirdim, tam gözlerimin içine bakıyordu 'hayır' demem için.
Boğazımı temizledim, ve gözlerimi onun üstünden çektim ve imam beye dönüp "ettim." Dedim Hazar nefesini dışarı verdi ne dememi bekliyordu ki?
"Ettin mi?" Dedi imam bey soruyu tekrarlayarak "ettim." Dedim ve bir daha sordu ben ise "ettim." DedimImam bey bu seferde Hazara döndü 'hayır' demesinden korkuyordum. "Siz Hazar Karahan Asel kırcayı hastalıkta sağlıkta karılığa kabul ettin mi?" Dedi imam bey Hazara bakarak. Hazar yutkundu yumuruğunu sıkarak. "Ettim!" Dedi sert sesiyle "ettin mi?" Imam bey soruyu tekrarladı. "Ettim." Dedi ve yutkundu "ettin mi?" Dedi imam bey son kez sorarak "ettim!" Dedi ve nefesini dışarı verdi.
"Kızım mehir okarak ne istiyorsun?" Dedi imam bey, bunu düşünmüştüm "kız kardeşim Hevinin benimle yaşamasını" dedim Hazarin gözleri Heviyi buldu ve "kabul!" Dedi imam beyde "hayırlı olsun Allah bir yastıkta kocatsın" dedi ve gitti.
Allahın katında artık evliydik, içimi garip bir mutluluk sardı. Üstümü değiştirmek için odaya çıktım ve dolaptan ince beyaz bir elbise alıp giydim. Odaya birinin girmesiyle o tarafa döndüm Hazardı! Yanıma gelip kolumu sert bir şekilde sıktı ve yüzüme yaklaşıp "sana seni sevmediğimi söylüyorum neden anlamıyorsun?" Dedi, bilmiyordu ki ben onu 6 yıldır uzaktan sevdim.
Yutkundum ve onun gözlerine bakıp "madem sevmiyordun neden, babana söylemedin!" Dedim, ben bunu söyleyemezdim fakat o? O neden söylemiyordu. "Bilmediğin konulara burnunu sokma!" Diyip çıktı, neyi bilmiyordum?
Derin bir nefes alarak odadan çıktım ve aşağı indim Hazarın ablası Rozerin Abla elinde ki telefonla yanıma geldi ve "canım, Hazar masada telefonunu unutmuş ona getirir misin?" Dedi ona tebbesüm ettim ve telefonu elime alıp "tabbi" dedim ve çıktım.
Bahçeye çıktım gözlerimle bahçeyi taradım fakat Hazarı göremedim. Biraz daha gezerek Hazarı aramaya devam ettim arka bahçeye geldiğimde gördüğüm görüntü hıçkırarak ağlamama neden olmuştu. Hazar bir kadınla dudak dudağa öpüşüyordu...