5 Bölüm.
Gördüğüm manzara beni bin yerimden bıçaklamıştı, başkasını seviyordu! Bunu evlendikten sonra öğrenmiştim. Gözlerimden akan gözyaşlar çaresizliğimin bir parçasıydı...
Kalbim paramparça olmuştu, ne yapıcaktım? Nasıl yaşayacaktım bir ömür kalbi başkasının olan bir adamla. Vazgeçemezdim işte çaresizliğimin nedeni buydu vazgeçemezdim, kime gidicektim? Beni bu cehenneme atan Babama mı? Toprağın altında olan anneme mi? Babamı parmağında oynatan üvey anneme mi, siz söyleyin kime?..
Ha dur! Birde evlenmek istemediğim için beni döven dedem vardı...
Arkamda hissetiğim adım sesleri beni kendine getirdi, arkamı döndüğümde kara gözlü birini gördüm kim bu? "Ben, Yaman abimin kardeşi Tolga" dedi ve ellini bana uzattı, "memnun oldum, bende Asel" dedim ve zar zor tebbesüm ettim."Abimi bulamadın sanırım, sen telefonu bana ver ben sonra ona veririm." Dedi ve telefonu ona uzattım "peki..." dedim ve telefonu ona uzattım.
"Sen içeri geç, hava soğuk üşütme." Dedi onu başımla onaylayıp içeri girdim. Hayatım alt üst olmuştu, 1 gün sonra düğünüm vardı fakat ben bir kaç dakika önce sevdiğim adamın kalbinin başka bir kadına ayit oluduğunu öğrenmiştim..
Kendi kalbim'den özür diliyorum çünkü bundan sonra çok acı çekecek biliyorum, hayatım olan adamın hayatı başka kadınındı, ellerim titriyordu Ah! Keşke hiç tanımasaydım belki o zaman bu kadar acı çekmezdim büyük bir çaresizliğin içindeydim, yanımda olan kimse yoktu...
Oysa ki ben hep bu günlerin hayalini kurmuştum, nerden bile bilrdim ki bu günlerin kabusa dönüşeceğini? Kalbime bir kez daha lanetler yağdırdım suzümü dinlemediği için...
Odaya handan halam daldı ve saçlarıma yapıştı "Bana bak! Evlenene kadar hiç bir aksilik çıkmayak, çikacak olursa ilk işim seni bunak basriye vermek olur!" Dedi ve yüzüme tokadı indirdi. Elimi sızlayan yanağima koydum...
Işte ben buydum hiç kimsenin sevmediği Asel herkesin sığıntı olarak gördüğü Asel...
Belkide bu işin tek çözümü intihardı? Hayır, benim kardeşim vardı değil mi? Onun için yaşamam gerekiyordu...
Ama benim için kim yaşayacaktı, yaşayamadığım çoçukluğumu kim verecekti bana? Gerçektende bir ateşin içindeydim ve şu an cayır, cayır yanıyordum...
Kim derdi ki yılardır beklediğim günlerin bitmesi için yalvaracağımı? Kim derdi ki sevdiğim adamla dinni nikah kıydığın gün onu başka bir kadınla dudak dudağa göreceğimi? Kim?!
Bazen düşünüyorum ne yaptımda bunları hak ettim belkide bu dünyanın en günahkar insanı benimdir? Neyle sınanıyordum ki ben? Kim için çekiyordum bunca acıyı...
Sadece sevilmek istemiştim oysa ki! Çok mu şey istemiştim acaba? Bu hayat o kadar acımasız ki buraya gelen ölmek için yalvaracak hale geliyor...
Oysa ki ağlayarak geldiğimiz bir yerden ne beklentimiz ola bilir ki? Allah şahidim, benim bu dünyada sevmekten başka bir günahım yok...
Belkide insanlar sadece gördükleri şeyleri yarğilarlar o şeyin aslını astarnını soruşturmadan davacı olurlar...
Ben kim için savaşmıştım bunca zaman? Kim için akmıştı göz yaşlarım bunca zaman yastığa? Kim için geceler, uykular haram olmuştu bana!
***
Gözlerimi telefonumun çalmasıyla açtım, komidini üstünde duran telefonu aldığımda arayan kişinin 'Hazar' olduğunu gördüm.Boğazımı temizleyip telefonu açtım ve "Alo?" Dedim karşi taraftan gelen sesi duyduğumda kalbim duracak sandım ve yine kalbim onun icin atmaya başladı...
"Bir kaç dakika sonra kapının önüne çıkın, ceyiz için alışverişe çıkacakmışlar!" Dedi sesinin sert çıkmasına rağmen yine ona hayran kalmıştım.
"Pe-peki..." dedim fakat karşi taraftan ses gelmemişti telefonu kulağimdan çektim telefona baktığimda kapadığını aradım. Bana tahamül edemiyordu...
Telefonu geri koyup ayağa kalktım ve banyoya girip işlerimi hal ettikten sonra dolaptan siyah bir elbise aldım.
Ve son kez aynada kendime baktıktan sonra çantamı alıp odadan çıktım, odadan çıkar çıkmaz aşağıdan korna sesi gelince irkildim. Hızlıca merdivenleri indim ve aşagı indim yengem kızgın bir şekilde kapının önünde beni bekliyordu.
Berfin, Hevi, üvey annem, ve ben evden çıktık "hoş geldiniz" dedi handan yengem Pejna hanıma "hoş bulduk, hadi binin çarşiya gidelim" dedi iki araba gelmişti "Hevi, Asel, Hazat ve Tolga ile gittsin sizde bizimle" dedi Pejna hanım.
Ve yengem onu başiyla onaylayip arabaya bindiler, "nasılsın yenge?" Dedi Tolga bana yenge demesi hoşuma gitmişti, Hazar onu uyarmak amaçlı boğazını temizledi ve şoför koltuğuna bindi.
Nazlı ise arkaya Tolga tam arkaya bineceken Yaman davudi sesiyle "Tolga! Öne bin." Dedi Tolga homurdanarak öne binince bende mecburen Nazlının yanına geçtim ve Çarşiya gitmeye başladık.
30 dakika sonra Hazar arabayı durdurdu
Gerkes arabadan indi ve Çarşiya girdik tüm gözler bizim üzerimizdeydi.Bir sürü mağza gezmiştik ve bir sürü şey almiştık Pejna hanım nereye giriyorsa bizde onun arkasından giriyorduk.
Hazar ellerini cebine sokmuş, sert duruşuyla herkesi kendine hayran bırakmayı başarıyordu. Pejna hanım iç çamaşır mağazasına girince kıp kırmızı oldum.
Tolga ellerini cebine koyup sırtını duvara yasladı ve "sen gir abi ben burda bekleyeyim." Dedi çok nazik bir adamdı.
Hazar ise "ben ne yapicam o mağzada?" Dedi Annesine, annesi arkasını dönüp "karına alacaz, başka birine değil" bu sözü beni yerin dibine soktu.Hep beraber mağzaya girdik, herkes bir yere dağılınca Hazar yanıma geldi ve kulağima eğilip "Sen boşuna geceliklere bakma, sonra bir çoçuk mağzasına girip sana pijama takımı alırız." Diyip geri çekildi. Ben çoçuk değildim! Kaşlarımı çatım geceliklere bakmaya gittim, ben ona çoçuk kimmiş gösteririm.
Gidip kırmızı, dekolteli, kısa bir gecelik aldım ben bunu hayatta giyemezdim.
Gözlerimi gülerek beni izleyen adama çevirdim. Benimle dalga geçmesini istemediğim için sepete atım.
Ve diğer geceliklere bakmaya başladım elime siyah saten bir gecelik aldım, çok açikti...
Derin bir nefes alıp onuda sepede atım.
Yanıma Pejna hanım gelince ona döndüm elinde bir sürü gecelik vardı bunlar çok ama çok açıktı...Bir şey demedim ve sepede atım. Mağzadan çıkmıştık bu seferde bir kuyumcuya girdik. Pejna hanım beni çağırıp ne istersem almamı söylemişti. Ben ise "çok altına ihtiyacim yok" deyince nerdeyse 3 kilo altin almişti...
Kuyumcudan çıktıktan sonra arabalara bindik. 30 dakika sonra bizim araba evin önünde durunca arabadan indim Tolga bana tebbesüm edip "iyi akşamlar yenge" diyince ona gülümsedim ve "teşekür ederim Tolgacım sanada" Dedim ve arabadan indim Pejna hanımın yanına gidip elini öptüm ve iyi günler deyip içeri girdim.
Ve odama girdim, pijamalarimi giyip kendimi yatağa biraktim, gözlerimi tavana diktim aklıma Hazar gelmişti bu öylece boş tavana bakıp sırıtmama neden olmuştu. Yarın düğünümüz vardı sevdiğim adamla evleniyordum, aklıma dün ki manzara gelince gülümsemem soldu, anlamsız olanutluluğun yerini anlamlı bi hüzün kapladı.
Odamın kapısı hızla açılınca yerimden zıpladım.