"Ren gri sweatshirtümü verir misin abicim?" diye bağırdım Ren'in odasın doğru.
"Kusura bakma ama onu bugün ben giyiyorum abicim."
Odasından sweatim ile koşturarak çıktı ve bana öpücük attı. Göz devirip tekrar odaya girdim ve siyah arkası örümcek baskılı sweatimi alıp üzerime geçirdim.
Kız kardeş demek evinde kıyafet hırsızı beslemek demekti. Özellikle de Ren gibi bir kardeşiniz varsa."Yu-Ren kahvaltı yapmadan çıkmıyorsun, Jungkook sende öyle"
Aşağı indiğimde annemin hazırladığı masaya iştahla bakıp oturdum.
Hızlı hızlı lokmaları mideme gönderirken Ren bana kınayıcı bakışlar attı.
"Birde sporcu olacaksın. Yediğin kalorileri hesaplaman gerekmiyor mu senin?""Ben yediklerimin hepsini eritiyorum abicim sen merak etme." Ağzıma böreklerden bir tane daha atıp devam ettim.
"Ayrıca şu aptal diyetlerini bırakıp sende bişeyler ye. Bi deri bi kemik kaldın.""Abart sen abart. Benim filinta gibi olmamı çekemiyorsun sen." dedi ve salatasını nisbet yapar gibi karıştırdı.
"Asıl sen benim kaslarımı çekemiyorsun."
"Seninkilerde kas mı be? Sen Kim Taehyung'un kaslarını gör birde. Kurt bakışlı, Hazreti başkumandanım."
Yediğim lokma boğazımda kaldı. Önümde ki sudan birkaç yudum aldım ve kalktım.
"Ellerine sağlık anne." Kapının önünden sırt çantamı aldım ve dışkapıyı açarak çıktım. Ren arkamdan abi diye koşturuyordu. Cebimden araba anahtarını çıkartıp siyah BMW'min kilidini açtım. Kendimi şoför koltuğuna bırakıp beklemeden çalıştırdım.
O sırada Ren nefes nefese kendini yolcu koltuğuna attı. Postacı çantasını arka koltuğa atıp emniyet kemerini bağladı. Ben çoktan arabayı bahçeden çıkartmıştım. Araba asfaltta hızla ilerlerken Ren yönünü bana çevirdi."Kızdın mı?"
"Hayır."
"Yalan söylüyorsun." Derin bir nefes alıp dilimi yanağımda gezdirdim.
"Beni neden o aptal kasıntı herifle karşılaştırıyorsun Ren?""Seni kimseyle karşılaştırmıyorum, dalga geçiyordum. Yemin ederim. Gerçekten bak kimse seni geçemez zaten banane onun kaslarından falan. Benim abimin yerini tutamaz kimse. Aslan abim benim en kas sensin. Kasın vücut bulmuş halisin sen. Sen varya-"
Gülerek tek elimle Ren'in ağzını kapattım."Tamam tamam sakin. Sadece maç sinirlerimi bozuyor özellikle de o Taehyung denilen kaptan bozuntusu."
Ren ağzının üzerine kapattığım elimi çekip konuştu."Aslında sadece bir basketbol maçı yüzünden birbirinizden nefret etmeniz çok saçma," ona baktığım anda hızla konuştu.
"Ama tabiki benim aslan abim her zaman haklıdır." Başımı iki yana doğru sallayıp direksiyonu sağa kırdım. Okul bahçesine girmiştik. Sağda kalan otoparka arabayı park ettim.
"Okul çıkışı antremana kalıyorsun değil mi?"
"Evet. Babama seni almasını söylerim."
Ren hemen başını iki yana salladı."Hayır hayır okul çıkışı benim işlerim var. Sonra eve kendim dönerim."
Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Masum masum gözlerini kırpıştırdı.
"Arkadaşlarımla buluşacağız."
Onaylarcasına başımı salladım ve arabadan indik. Birlikte okul binasına yürüdük daha sonra 2.katta Ren sınıfına gitti. Bende 4.katta ki sınıfıma.Sınıfa girdiğimde herkes son bir gün kalan maçımız hakkında konuşuyordu. Ben girdiğimde uğultular daha da çoğaldı. Cam kenarında, en arkadaki sırama oturdum. Jin ve Jimin herkesin hakkında konuşmasından çok memnundu. Maçla ilgili konuşup hava atıyorlardı. Kafamı sıraya yaslayıp konuşan sesleri bastırmaya çalıştım.
Tabi bu çok uzun sürmedi ve sıramın yanına düşen gölgeler ile başımı kaldırdım.
"Antremanlar nasıl gidiyor Jungkook." Gelen So-Hee'ydi. Amigo takımının kaptanı."İyi." dedim ve sırtımı sıraya yasladım.
"Harika oynayacağınıza eminim. Sizi desteklemek için orada olacağız."
Başımı sallamakla yetindim. Geçen sene Ren'den öğrendiğim kadarıyla So-Hee bana karşı birşeyler hissediyordu.
Ve benim herkes ile iyi anlaşan kardeşim So-Hee'den hiç hazetmiyordu. Bu yüzden bende ondan uzak duruyordum.Tam o ağzını açıp yeni birşey söyleyecekken Jimin sırama yaklaşıp konuştu.
"Kaptan haberleri duydun mu?""Ne haberi?" dedim kaşlarımı çatarak
"Jung Hoseok sakatlanmış, maça katılamayacak."
"Ne?!" Jung Hoseok Yeongsan kolejindendi. O katılamayacaksa bu bir kişi eksik oynayacakları anlamına gelirdi. Bu...hiç iyi değildi.
Hızla sıramdan kalkıp sınıftan çıktım Jin arkamdan bağırmıştı ama şimdi duramazdım.
3.katta ki öğretmenler odasına girdim, Koç masasındaydı. Beni gördüğünde niye geldiğimi anlamıştı. Hiç beklemeden konuya girdim.
"Maçı erteleyemez miyiz?" Koç sandalyesinde geriye yaslandı ve başını iki yana salladı."Son bir gün kalmışken, yapamayız." Elimi saçlarımdan geçirdim. Tek kişi eksik olurlarsa bu adil olmayacaktı. Kazanırsak bunu hakkımızla yapmışız gibi hissetmeyecektik. Dudaklarımı dişledim.
"Yedek oyuncu ayarlayacaklar mı?""Yedek bir oyuncuları varmış. Ancak Jung Hoseok kadar iyi olamaz. Turnuvanın ilk maçı olduğu için risk almak onlar için zordur."
Derin bir nefes verdim. Oyuncu eksikliği olmayacaktı ama en güçlü oyuncularından biri oyunda olmayacaktı. Aptal Jung Hoseok ne halt ediyordu da sakatladı kendini.~
Okul çıkışı uzun ve yorucu bir antrenman yapmıştık. Soobin tam 10 dakika gecikmişti ve bir sıkıntı olmamıştı. Biz soyunma odasına giderken o biraz daha kalıp çalışacağını söylemişti.
O kadar yorgundum ki duştan arabaya, arabadan eve nasıl geldiğimi ve kendimi yatağa hangi ara attığımı bilmiyordum.
Muhtemelen bir, bir buçuk saat uyumuştum ki Ren gelip saçlarımı karıştırarak beni uyandırdı. Yemekte yorgun olduğum için sohbetlerine pek katılamasamda ailecek oturduk.
Daha sonra ayakta uyuduğumu söyleyerek annem beni odama göndermişti. Üzerimi değiştirip kendimi yatağa attığımda kapım tıklandı.
"Abiciğimmm!" Ren elinde muzlu sütle girdiğinde seslice güldüm. Yanıma yaklaştığında onu kolundan tutup yatağa
çektim ve saçlarını öptüm."Benim prensesim nasıl da tanıyor abisini. "Bilmiç bilmiş sırıtıp muzlu sütü uzattı. Bir yudum alıp zevkle kendimi tekrar yatağa attım.
"Koca bebek. Okuldakiler bir muzlu süte tav olduğunu bilse bu havalı imajına ne olurdu acaba?" Saçlarını karıştırp bardağı elinden aldım. Bana iyi geceler dileyerek odamdan çıktığında elimde muzlu süt ile aklıma birşey geldi.
Yeontan muzlu süt sevdiğimi biliyordu. Nerden ve nasıl olduğunu bilmiyorum ama biliyordu.
Ve başka bir şey daha vardı ki bugün bana hiç yazmamıştı. Belki de sıkılmıştı. Kafamı iki yana sallayarak düşünceleri def ettim. Saçmalama Kook, ona alışıyor olamayız*
Diğer bölümde maç olacak. Aklınızın karışmaması için 2 takımın oyuncularını da buraya yazıyorum.
Kim Koleji=
Jungkook
Jin
Jimin
Soobin
Beomgyu
Hyunjin
Seungmin
MinhoYeongsan Koleji=
Taehyung
Nam-Joon
Hoseok
Bang-Chan
Yeonjun
Felix
Han
ChangbinKeyifli okumalar♡
![](https://img.wattpad.com/cover/366384366-288-k178897.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winner The Love
Fiksi Remaja0552 *** ** **: Koçunuzla konuşup size daha uzun şortlar ayarlamasını isteyeceğim kaptan: ne saçmalıyorsun 0552 *** ** **: Diyorum ki o kısacık ş...