on bir

222 36 75
                                    

Chris'e.

Üzgünüm.
Yanında olmadığım için,  seni kurtarmama izin vermediğin için,  sürekli şikayetlenip kafanı ütülediğim için,  iyi bir abi olmadığını söyleyip iyi bir kardeş bile olamadığım için,  sana neredeyse her gün başka bir konu hakkında haberin olmadan sövdüğüm için,  sadece işim düşünce seni aradığım için,  senin sorunlarını da bilmeme rağmen görmezden geldiğim için,  hep seni suçlayabildiğim için,  benim nazlanmalarımı çekmek zorunda olduğunu düşündüğüm için ve seni o gün makarna yapmaya zorladığım için,   üzgünüm.

Bir de neden üzgün olduğumu bilmediğim bir durum için de üzgünüm. Of. Gerçekten üzgünüm abi. Keşke demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Mutsuzum. Sen de mutsuzsun biliyorum. Öyle bir yerde kim mutlu olur ki zaten?

Ama neden beni görmek istemiyorsun? Neden yardım etmemize izin vermiyorsun?
Minho'ya güvendiğini biliyorum. Onun bile yardım teklifini reddettin. Neden yaptın ki bunu?

Sorun ben miyim?

Sorun ben miyim abi? Bir şeyler mi dönüyor?

Ne dönebilir ki?

Göğsüm sıkışıyor biliyor musun? Seni her düşündüğümde göğsüm daralıyor. Benim senden başka kimsem yok abi, bunu sen de biliyorsun.

Seni çok özlüyorum.

Beni bir kez olsun görmek istersin sanıyordum. Bunun için de sen üzgünsündür umarım. Çünkü iyi bir abi, kardeşiyle görüşmeyi reddetmezdi.

Kötü bir kardeş olduğum için mi yoksa...
Kötü bir kardeşle görüşmek istememen normal tabii.

Bunun için de üzgünüm.

Ama yine de, bilmiyorum, belki, beni kabul edebileceğini düşünüp duruyorum. Bir kez daha denemeli miyim? Sana... Anlatmam gereken şeyler var çünkü.

Dün rüyamda, babamı öldürdüğümü gördüm.

***

Baba'ya.

Umarım cehennemde yanıyorsundur. Pişman değilim bunu dediğim için, olmayacağım.

Ama sana acıyorum. Çok acıyorum. Sebebini çözebilmiş değilim.

Seni öldürmeyi çok isterdim biliyor musun?

En sevdiğin oğlunun değil, benim seni öldürmüş olmamı dilerdim. Hatta bunu öyle diledim ki, rüyamda senin tam kalbine o bıçağını sapladım. Evet, bana çekip tehdit ettiğin o bıçaktan bahsediyorum. Onu çıkarıp tam kalbine sapladım. Gözlerini -nedense yaşanmış gibi- hatırlıyorum. Korkuyla, yalvarırcasına hatta şaşırarak bakmışlardı bana. Zaten bir saniye kadar sürdü. Sonra hemen geberdin.

Bu yüzden Chris'in yerinde olmalıydım belki de. Hem içim soğurdu hem de pişmanlık hissetmeden cezamı çekmiş olurdum.

Ne kadar da çok yazmışım. Sana bu satırların bile lütuf olduğunu düşünüyorum.

***

Minho'ya.

Böyle değişik bir dönemde hayatımızın kesişmesine minnet duyuyorum.
Çok resmi bir başlangıç yaptım, sanki okuyacaksın... Ama hayır bozmayacağım Bay Lee, tamam!

sun may shine - minlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin