Esselatuvesselaaaaagagagag neyssss selamün aleyküm brolar
Neyssssss bölüme gecelim ben anlaticam çok zor diğer turlu
~life letter~
~baslangic sarkisi~Felix bir sonraki gün uyandığında çok dağılmış şekilde uyanmıştı çünkü kafası karışık aşk, hoşlantı,sevgi bunların ne olduğunu bilmiyordu.
Bunu tek yaşayan kendisi değildi. Hyunjin zaten çocukluktan beri sevgi görmemişti. Annesi ölmüş babası bütün ilgisini işine vermişti yada o öyle biliyordu.
Felix sonraki gün jeonginle buluşmak için Han nehrine geldi ona birşeyleri anlatmak zorunda hissediyordu haklıydıda şimdi sakin bir şekilde bekliyordu.
Beş dakika dolmadan hemen koşarak geldi jeongin sonra ise söylenmeye başladı.
-senin aklın nerede ya sabahın daha altısında beni uyandırıp buraya çağırıyorsun? Götüm dondu amına koyayım.
-sana birşey anlatacağım ama çok garip hissediyorum.
-anlat anlat canım benim anlat
-yada boşver
-lan amcık neden merak ettiriyorsun o zaman lan puşt.
-lan köpek hain piç mal kafasını siktiğim önemsiz birşey değil
-sen söyle
-tamam o zaman
-hani şu hep birşey olduğunda ortaya çıkan çilli böcek ve prens kedi varya
-he o değilde çilli böcek çok tatlı olm ısırasım geliyor
-o benim diyecektim-
-ya siktir git olm sen misin puhahahha
-benekler
Dönüştüğünü gören jeongin bayılmıştı. Ama dönüştüğünü gören tek kişi jeongin değildi. Felix arkasına baktığında gördüğü şeyle haklı olarak koca bir siktir çekti sonra ise prens kediyi kovalamaya başladı. Ne işi vardı ki onun burada bu saatte.
Prens kedi (isimleriyle hitap edicem böyle olmicak) yani hyunjin bir anda durup "pençeler içeri" dedi ve tabi oda dönüştü tabi felixte zort o hyunjindi nasıl oluyor oğlum.
-ha ne?
Demiş ve felixte bayılmıştı
Hyunjin jeongin ve felixi changbinin spor salonuna götürdü.changbinden anahtarını almıştı hemen gidip onları rahat(?) bir yere bıraktı. Sakince beklemeye başladı.
10-15 dakika sonra jeongin uyandı sonra yanında felixi diğer yanında hyunjini görünce geri bayıldı. İki dakika sonra uyandı ve jeongine ters bakışlar attı.
-lan bunun benden önce uyanması gerekmiyormuydu.
-uyandı geri bayıldı bebiş.
-ha?
-off neyse birşey konuşmamız gerekiyor.
-hayır, bilmiyormuş gibi yapacağız.
-hayır yapmayacağız.
-yapacağız.
-sen önce bir Felix ol.
-ok. Benekler dışarı.
Tiki çıktı ve felixe sarıldı
-ustaya söylemeliyiz
Hyunjinin cebinden siyah bir kedi kwami çıktı (hassktradiniunuttum)
Plag (ya net yalnis yazdim)
-aa selam kesme şeker (arkadassaklar bunlarin cinsiyeti yok ama ben sirf canim istedi die ikisinide erko yapiom)
-git plag git.-kızma be kesme şeker
-PLAG!
-ah peki
Tiki konuşmaya başladı
-ustanın yanına gidiyorsunuz.
-hayır
-hayır
-gitmezseniz daha kötü şeyler olabilir.
-ne gibi tiki
-birbirinizi tanıdığınız duyulur yüce sizden birine zorla açıklatabilir!
-çok kafanda kuruyorsun kesme şeker
-NE KAFADA KURMAK MI KELEBEK KWAMİSİNE NE OLDUĞUNU HATIRLA PLAG!
-haklısın kesme şeker özür dilerim
-aferin adam ol
-ok.
-ok.
Hyunjinle birbirimize bakıp sessizce ne yapacağımızı düşündük ve tikinin de bizi inandırması sonucuyla ustaya gidiyorduk.
Kısa süre sonra kapı açıldı ve elinde bebek ile bir adam çıktı evet bu JİSUNGTU ama nasıl olabilir o usta mı?
Tiki selam verdi ve plagte
-jisung?
-felix?
Bu arada arkadan birisi daha çıktı-hyunjin?
-minho?
Plag çıktı ve
- YA Bİ SİKTİRİN GİDİN AMINA KOYAYIM ŞU KONU BİTSEDE ARTIK GİTSEK-ne konusu?
Jisungun sorusuyla içeri geçmiştik
-şimdi...
~bölüm sonuuuuu~
500 kelime
Wuaaa çok yoruldum bütün gün gezdik ya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miraculous//hyunlix//
FanfictionDans kursu olan Felix ve bütün Kore'nin tanıdığı versace prensi Hwang Hyunjin Lee Minho'nun seçtiği iki mucize sahibi . . . çizgi dizi kadar uzatmayacağım ilk adını unuttum yüce varya miraculousta ki o Hyunjinin babası Bang Chan yine adını unuttu...