Yazım yanlışlarım için kusura bakmayın.
İyi okumalar dilerim.Beni daha tanımayan bir yabancı için şok edici sözler söylemişti, daha beni tanımadığı halde bissürü iylik yapmıştı. Aklımdaki sorular bir bir sıraya girmişti. Neden bana böyle davranıyordu ?, neden bana yardım ediyordu ? Ve neden bana iylik yapıyordu ? Galiba bu sorularımın cevabını zaman geçtikçe öğrenicektim.
~~~
Atilla televizyonu açıp " beni burada bekle hemen geleceğim. " diyip mutfağa doğru gitmişti. Bende önüme dönüp televizyona baktım da haber kanalınday dı ama ben haberleri hiç sevmezdim ki.
Of layıp, puf layıp, sıkıla sıkıla atillayı bekliyordum. Aradan bir saat geçmişti. Bana hemen geleceğim demişti ama hala ortalıkta yoktu, tam atillanın yanına doğru gideceğim zaman iki elinde tabaklarla atilla gelmişti.
Önümdeki masaya elindekileri bırakmıştı. Bende ona bakmıştım şaşkın şaşkın. Benim şaşkınlığımı anlayıp " Acıktını düşündüm, hem artık dört canlısın bebekler ve kendin için daha sık ve sağlıklı beslenmelisin. Elimden bu kadar geldi umarım beğenirsin, sanada ne yersin diye sormadım kusura bakma " demişti atilla eliyle ensesini kaşırken.
Bebeklerimi ve beni düşünmesi mutlu etmişti beni, onun bu tatlı düşüncesine karşı tabaklara baktım bakmamla birlikte ne kadar acıktımı fark ettim tabaklarda tavuk, makarna ve salata vardı.
Tekrardan atillaya baktım da " sorun değil aksine beni ve bebeklerimi düşünerek bunları yaptığın için çok teşekkür ederim " demiştim.
Oda bana o güzel tebessümü ile " iyi ozaman, ben gidip ayranları da getireyim yemekler soğumadan yiyelim " dedi ile ona kafa sallamıştım oda arkasını dönüp tekrardan mutfağa gitmişti.
İki elinde ayran bardaklarıyla bu sefer hemen gelmişti atilla, elindekileride masaya koyup yanıma oturdu.
Çatalı eline alıp bana bakarak " Afiyet olsun. " demişti.
Bende elime çatalı alıp ona karşılık olarak " Afiyet olsun... " demiştim.
Yemeği yemeye başladımız da çok lezzetliydi.
Bunun nedeni ya uzun süredir birşey yemedimden dolayı yada atilla çok iyi yemekler yapıyordu.
Ben yemeğimi iştahlı iştahlı yerken bir gülme sesi geldi. Dolu ağzım ile kaşlarımı çatıp kafamı yemekten kaldırarak atilla ya bakmıştım.
Ona baktımı fark eden atilla benim dolu ağzım ile çatık kaşlarımı görünce daha bı iştahlı güldü, tabi bu beni sinirlendirdi.
Ağzımdaki yemeği hızlı hızlı çiğneyip yuttum ve konuşmaya başladım " Neye gülüyorsun sen?! " demiştim sinirli sesimle.
Oda sanki daha fazla güle bilirmiş gibi gülmüştü, normalde olsa ne kadar güzel gülüyor, ne kadar güzel kahkahası var diye düşünürdüm ama şuan bu gülüşleri beni sinir etmişti.
Atilla sonunda gülmesini bitirip özlem dolu bir sesle " Uzun süredir böyle gülmemiştim... " duraklayıp nefes alarak bir süre durdu.
Galiba eski bir anısı aklına gelmişti, çünkü bir yere dalarak tebessüm etmişti.
Daha sonra tekrar bana bakarak derin nefes alıp sözlerine devam etti.
"Soruna gelicek olursak tıpkı bir tavşan gibi iştahlı bir şekilde yemek yiyorsun, bilseydim eve gelir gelmez ilk yemek yedirirdim sana ufak sinirli tavşancık. " demişti.
Tabi bu sözleri beni olabildikçe daha çok sinirlendirmişti.
Kaşlarımı daha çok çatıp o son hitabına karşı surat asarak " Nerem tavşana benziyor benim ?, hem normal bir şekilde yemek yedim ben. " demiştim.
Normalde tavşan demesin de bir sorun yoktu ama galiba hamilelik hormonlarım yüzünden fazla alıngan olmuştum.
Atilla soruma cevap olarak " Tıpkı bir tavşan gibi iştahlı bir şekilde yemek yiyorsun demiştim, bununla birlikte tavşan gibi çoklu bebek doğuracaksın, hemde ufacık birşeysin, aksine tavşana benziyorsun, kısacası tam bir tavşancıksın. " demişti tebessüm ederek.
Bak hâlâ tavşancık diyor ya sabır.
Onun bu dedikleriyle " ozaman sende tam bir ayıya benziyorsun, hemde böyle en ayısından." demiştim.
İçim rahatlamıştı vallaha, şimdi ben gülüyor o çatık kaşları ile bana bakıyordu.
Oda benim gibi bana " Benim nerem ayıya benziyor ? " diye sormuştu.
Bende hemen onun gibi " Tıpkı bir ayı gibi yemek yiyorsun, esmer tenin ile de tam bir ayıya benzemişsin, hemde kocaman cüsseli birşeysin, aksine ayıya benziyorsun, kısaca sen en ayısın. " demiştim tebessüm ederek.
Oda benim az önce çektim gibi sabır çekmişti.
Benim dediklerim ile bana bakarak " Bakıyorum da beni taklit etmeyi seviyorsun tavşancık. " demişti göz kırparak.
Hayırr, yakalanmıştım. Benim onu taklit ettiğimi anlamıştı... Başka türlü ona birşey diyemezdim ki zaten, bu yüzden yakalanmam ile bütün sinirim ve gülümsemem gidip bunun yerine alev alan yanaklarım gelmişti.
Benim alev alan yanaklarımı görmesi ile tekrardan gülmüştü.
Bende hemen bakışlarımı ondan çekip yemeğime bakmıştım.
Atilla da daha fazla birşey dememişti zaten.
Daha sonra yemeklerimizi yavaş yavaş yemeye başlamıştık.
Biten yemeklerimizle birlikte atilla ayağa kalkıp boş tabakları ve bardakları alıp mutfağa gitmişti.
~~~
Okuduğunuz için teşekkürler~✿
~~~
✿🐰✿
CAN KOTAKLI