1.Bölüm: Küçük Lavinia

36 4 4
                                    

Toz almayı bitirdiğimde yerde oluşturduğum dağınıklığa baktım. Her taraf ansiklopedilerle dolmuştu ve bir adım atacak dahi yer yoktu. Aslında kitapları yere koymayı sevmezdim. Masa ve sandalyelere baktım. Onlar bile kitapla doluydu.

"Tia! Biraz aşağı gelip yardımcı olabilir misin?"

Kitaplığa dayadığım merdiven bir sağa bir sola sallandığı için raftan destek alarak aşağı seslendim.

"Hemen geliyorum."

Dikkatli bir şekilde merdivenden aşağı inmeye koyuldum. Keşke ansiklopedi rafını en sona bıraksaydım! Ama en sevdiğim şeyleri sona bırakmayı adet edindiğimden için bunu yapamıyordum. Tıpkı en sevdiğiniz çikolatayı günün sonuna saklayıp yemek gibiydi.

Yerde üst üste kule olmuş kitapların arasından dikkatle geçerken bazılarını daha güvenli yerlere koydum ve sonunda raftan uzaklaşabildim. Zemin kata inmek için de tekrar bir merdiven inme eylemi gerçekleştirdim. Giriş kapısına yöneldiğimde tanıdık gördüğüm yüzle gülümsedim.

"Hoşgeldin. Yardım edebileceğim ne vardı?"

O da beni görünce yüzüne bir gülümseme takındı. Elinde birkaç tane kitap vardı. Büyük ihtimalle aldıklarını geri vermeye ve yeni kitaplar almaya gelmişti. Hep böyle yapardı.

"Dün aldığım kitapları geri getirmeye geldim ve başka kitaplar almaya. Ayrıca geçen gün önerdiğin bilim kurgu olan kitabı da verebilir misin? Ona da bir bakmak istiyorum."

Kitapları elime tutuşturdu ve sarı saçlarını düzeltti. Cenat, küçük iki katlı kütüphanemizin sayılı müşterilerinden biriydi ve kendisinin bilim kitaplarına karşı özel bir merakı vardı. Boyu benden bir misli daha uzundu ve cüssesi fena olmayan biriydi. Kitap okuma konusunda benimle yarışabilecek tanıdığım tek bir kişi vardı, o da Cenat'tı.

"Tabi ki. Bitki bilimiyle ilgili ilginç bir şeyler öğrendin mi? "

Bir yandan kitapları kolumun arasına sıkıştırıp bir yandan yukarı kata çıkan merdivenleri çıkmaya koyuldum. O da peşime takıldı.

"Kesinlikle bir ara hatırlat da sana uzun bir sunum yapayım. Mesela biliyor muydu..."Anlık olarak dağınıklığı ve kitap kulelerin görüp duraksadı. "Buranın hali ne böyle?"

Elime tutuşturduğu kitapları daha yeni temizlediğim bilim kitapları rafına yerleştirdim. Önerdiğim kitabı hemen bulup rafdan çıkardım.

"Bugün raf temizlik günü." yüzüne baktığımda kaşlarını çattığını ve üstündeki gömleğin yakasını çekiştirdiğini gördüm. Mavi gözlerini etrafta gezdiriyor ve kafasında bir şeyleri oturtmaya çalışıyor gibiydi. Ben ise onun neyi düşündüğünü ve sormak üzere olacağı soruyu çok iyi biliyordum.

"O gün bugün müydü?"

"Evet."

"Ama sen bana temizliğin iki gün sonra olacağını söylememiş miydin?"

"Evet öyle söylemiştim." kendimden emin bir gülüş takındım ve toz bezini üzerine fırlattığım sandalyeye doğru yürüyüp elime aldım.

"Çünkü bana her zaman raf temizliğinde yardım edeceğini söyleyip duruyorsun ve temizlik olacağı zaman ne hikmetse seni hiçbir yerde bulamıyorum. Ayrıca sakın bana bahane uydurma. Birkaç kere söyledim hiçbirinde gelmedin. Ben de böyle bir şey denemeye karar verdim. "

Gerçekten denemiştim. Ben insanlara ikinci şansı vermeyi seven biriydim ama hiçbirinde yardıma gelmeyince temizliğin iki gün sonra olacağını söylemiştim. Dün aldığı kitapları bugün getireceğini biliyordum.
Başını eğip pişmanlıkla gözlerini kıstı. Yüzü kızarmıştı ve bunu saklamaya çalışıyordu.

MAVİ LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin