5.Bölüm: Kehanet

5 2 1
                                    

Oy veren, yorum yapan, kitabı okuma listelerine kaydeden ve beni takip eden herkese bol mavi kalp gönderiyorum💙

Oy veren, yorum yapan, kitabı okuma listelerine kaydeden ve beni takip eden herkese bol mavi kalp gönderiyorum💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaşam'ın günlüğünden...

Bugün kasabaya indim. İnsanlar her geçen gün gelişiyor, onları inceliyorum. Yeni şeyler keşfetmeyi seviyorlar.
Bir gezginle konuştum, bana gördüğü yerlerden bahsetti.

Yeni  fidanlar diktiler ormana bugün.
Her biri doğada ayrı bir yeri olan büyük ağaçlar.

Her ağaç kestiklerinde öldüm, her fidan diktiklerinde doğdum tekrardan.

Pelerinli bir adamın beni gezginle konuşurken izlediğini gördüm.
O adamı tanıyorum.
Yüzünü hiç görmemiş olsam bile...

Mevsim İlkbahar
papatyaların
açtığı gün


Odaya döndüğümde Lara yatakta uzanmış bir şekilde yatarken kapıyı açmamla birlikte doğruldu. Üzerini değiştirmişti ve - tabi ki yine siyah olan- bol üst ve alt pijamalarını giymişti. Ayakları çıplaktı. Tam ağzımı açacağım sırada işaret parmağını kaldırıp beni susturdu. Kapıyı işaret etti. Arkamı dönüp kapıyı kapattığımda elinde ne ara aldığını bilmediğim iki gazozla bana yakın olan yatağa geçti. Çantayı ve hançeri kenara bıraktığımda yanına oturup gazozlardan birini aldım.

"En sevdiğim gazozu unutmamışsın anlaşılan." Elmalı gazoz en sevdiğimdi. Bunu söyledikten sonra gazozdan büyük bir yudum aldım.

"Neden seni ve seninle ilgili şeyleri unutmuşum gibi muamele ediyorsun." o da gazozundan büyük bir yudum alırken cümlemin ardındaki imayı anladığına memnun oldum.

"Aylardır senden bir haber bile alamadığım için olabilir mi acaba?"

Onu ilk gördüğümde içimde oluşan özlem öfkeye dönüşmüştü. Sadece aylar önce gitmesi gerektiğini söylemişti. Nereye gittiğini, ne için gittiğini, ne zaman döneceğine dair hiçbir bilgi vermemişti. Beni ardında nedensiz ve güvende olacağını söyleyerek bırakmıştı.

Sadece gitmişti işte.

"Bak bana kızgın olduğunu biliyorum ve haklısın da." başını salladı. Gözlerinde bir bakışta anlaşılabilir pişmanlık vardı. "Ama seni bu işe bulaştıramazdım. Salonda dediğim gibi senin sakin bir yaşamın var. Sırf ben bu curcunaya katılmak zorunda kaldım diye seni de peşimde sürükleyemezdim."

Derin bir nefes alıp verdi. "Üstelik sen söylemeden söyliyim, evet, yanına uğramak ve mektup yazmak aklıma geldi ama bu çok riskli. Çünkü Her yerde aranıyorum ve yanlış bir hareketle senin de hayatını mahvedebilirdim. "

MAVİ LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin