10.04.2024
Kumral saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp siyah güneş gözlüğünü taktım.
Üzerimde siyah vücuda yapışan bir elbise vardı. Tam göğüsümün altında ise bir dekolte vardı. Siyah topuklu ayakkabılarımı ayağıma giyip, siyah kol çantamı aldım.
Odamın beyaz büyük kapılarını açıp,dışarı çıktım.
Karşıma çıkan İspanyol hizmetçi bana selam verip işine döndü.
Merdivenlerden inerken "Buenos días!" diye bağırdım.(Günaydın!)
Aşağıya indiğimde hizmetlilerin kahvaltı hazırladığını ve Melek Hanım'ın da yardım ettiğini gördüm.
"Elçin kızım hadi,kahvaltıya!" diye bağırdı, Melek Hanım.Ben ise kapıya koşarken "saat 10 kahvaltı mı kaldı? Ayrıca dersim var." dedim.
Hâlâ 23 yaşımda olmama rağmen, son sınıf hukuk öğrencisiydim...Kapıyı hızlı bir şekilde kapatıp. Temiz havayı burnuma çektim. Hızlıca arabaya koşup bindiğimde her zamanki gibi aynaya baktım. Yine rujumu sürmeyi unutmuştum.
"Elçin bir kere de hatırlasan şaşarım!" diyerek eve doğru yürüdüm.Tâbi buna ev denirse...
Dört katlı büyük bir köşkümüz vardı. Ön bahçede laleler ve aslan desenli bir fıskiye, arka bahçede ise bir bar ve havuz vardı.
Barı kullanmaya ne yazık ki vakit olmamıştı.Kapıyı sayısız kere çaldıktan sonra ayağımı yere vurmaya başladım "Hadi."
Kapı açıldığında direkt olarak 3 kat merdiven çıkmak için ilk adımımı attım.
Odama geldiğimde makyaj masamın yanına gittim. Elim benden bağımsız olarak hareket ederken birkaçı düştü ama takmadan sonunda rujumu bulup elime aldım. 3 kat aşağı indiğimde hızlıca evden çıktım.Önüme çıkan ilk arabanın yanına gidip, etrafa göz attım.
Kimse olmadığını gördüğümde rujumun kapağını açıp aynaya bakarak sürmeye başladım. Arabanın camı birden aşağı indiğinde bir adım geriledim.
Cam tam açıldığında karşımda bir adamı bana bakarken buldum. Ben adama alık alık bakarken "Disculpe." dedim elim ayağıma dolaşırken. (Afedersiniz.)
Adam ise sakince siyah gözlüklerini çıkarıp gözlerimin içine bakarak "Sorun değil ama rujunuzu tam sürmediniz, böldüm." dedi."Türkmüş."
Adama daha dikkatli baktığımda tam kaşının üzerinde bir çizik olduğunu gördüm ama bu bildiğimiz çiziklerden değildi. Sanki bir şey kesmişti. Üzerinde siyah bir takım ve beyaz bir gömlek vardı.Adam elini gözümün önünde 2 kere salladı "İyi misiniz?" dedi endişeyle.
"Şey özür dilerim, dersim var gitmeliyim." diyerek koşarak arabama gittim.
"Rezil oldum." diye söylenirken üniversitenin yolunu tuttum...
____________ 💄 ______________
"Açelya! Böyle bir şey yok!" diye söylenirken Açelya pufladı.
Kendisi lise üçten beri arkadaşımdı. İspanya'da Türk bir kız bulunca hemen arkadaş olmuştuk. Şu an ise o psikoloji, ben hukuk okuyordum.
Kendisini 1 yıldır gittiğim sosisli mekânına götürmeye çalışıyordum."Elçin alt tarafı sosisli, ne abarttın!" diye söylendi.
"Açelya sen bir gel beyenmezsen hemencecik gideriz. Hem sen niye önyargılısın?" diye yalan uydurdum.
Ecelim gelse bile o sosisliyi yemeden çıkmazdım...
Pes ederek "Tamam," dedi. Hemen yanaklarını iki elimle tutup çekiştirdim. "Teşekkürler." dedim sevinçle."Ama eğer beğenmezsem veya sıkılırsam hemen döneriz. Ona göre!" dedi.
"Tamam tamam hemen gideriz." diye geçiştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlık geçmiş (Düzenleniyor)
أدب المراهقينİnsanların geçirdiği rengarenk çocukluklardan birini geçirmek isterdim:) hatta tüm mirasımı verirdim, tabii miras bana kalsaydı... Fakat benim çocukluğum diye bir şey yoktu... Her şey o gün oldu. Annemin beyninden babamın kalbinden vurulduğu o gün...