Tren İstasyonu

279 18 32
                                    

(Pov:Buster)

En son kiminle düzgün bir iletişim kurduğumu hatırlamıyordum.. Tek hatırladığım şey hala 7 yıldır göremediğim dostuma veda edişim.. Evimde kendim yaşıyordum. Film yönetmeni olduğum için zamanımı çoğunlukla stüdyoya ayırıyordum.. Başka ne yapabilirdim ki zaten?

O gün yine stüdyodan döndüm. Öncekinden daha fazla yorulmuştum.. Lola yüzüne.. Gelir gelmez kendime koltuğa attım. Biraz kestirmek istemiştim.. Ama aniden uyuya kalmıştım..

Birden uyandım. Elim hemen telefonuma gitti, saate baktım. Akşam olmuştu bile.. Geri uyumanın anlamı yoktu..

Biraz tavanı izledim, ardından kalkıp film kasetlerime doğru yöneldim, vakit geçircek birşeye ihtiyacım vardı.. O yüzden film kasetlerimi düzenledim uzun süre..

Biraz zaman geçince sıkıldım, aklıma dışarı çıkmak geldi.. Geç oluyordu, ama hava almam lazımdı.. Kameramı yanıma aldım. Ardından ceketimi alıp star parka doğru ilerledim..

Kafamda bir takım düşünceler vardı.. Nedenini bende bilmiyordum.. Fark etmeden tren istasyonuna doğru giden yola denk geldim..

Tren istasyonuna doğru gitmedim tabiki, yolun kenarlarında dolandım. Yol ormanlık bir alana benziyordu, yürüncek bir mesafeydi.. Yolun sonu tren istasyonuna gidiyordu zaten..

Elimi cebime aldım, sigara paketini evde unutmuştum.. Agh lanet.. Normalde fazla sigara içmezdim, fakat şuan içmeye ihtiyacım vardı cidden.. Boşverdim..

Biraz ortalıkta dolandım, ne kadar orda durdum bilmiyorum.. Aniden üstüme bir titreme geldi, hava soğuyordu.. Ayrıca geç oluyordu, gece karanlığı her tarafa çökmüştü bile..

Tam ilerlemeye başlıcakken duraksadım, yanımdan bir balon geçti. Mavi renkte.. Arkasındanda bir çocuk koşuyordu.. Çocuk tahminen 13-14 yaşlarındaydı, tren istasyonuna doğru ilerliyordu..

Aniden napcağımı şaşırdım, ya raylara atlarsa? Ve trenin altında kalırsa..? Agh.. Saçmala Buster! O çocuğu tanımıyorsun bile.. Niye endişeleniyosun onun için?.

Hayır, doğru düşünüyordum.. Görmemezlikten gelirsem bir çocuğu canından edebilirdim..

Aniden o çocuğun arkasından bağırdım.

"HEY ÇOCUK! O YOLDAN GİTME!"

Beni duymuyordu bile.. Balonuna öylesine kafaya takmıştı ki.. Kameramın ışığını ayarladım, ve düşünmeden arkasından koşmaya başladım..

Ben.. Görmezden gelemezdim...

(Pov:Gus)
(Evden kaçmadan önce)

Güzel denilebilcek bir hayatım olmadı hiç bir zaman.. Evde üç kişiydik. Ben, birde anne, baba bile diyemediğim iki kişi...

Herkes hayalete benzediğimi söylerdi, cidden öyleydim sanırım.. Aynaya baktığımda hep öyle hissederdim..

Ailem beni önemsemezdi, benimle nerdeyse hiç iletişim kurmazlardı.. Ama ben memnundum sanırım. Kimseye ihtiyacım yoktu..

O akşam odamda oturuyordum, ailem salondaydı.. Sadece su içmek için mutfağa doğru gittim, boyum kısa olduğu için rafa uzanamıyordum.. Azcık daha uzun olsam nolurdu ki?

Elim bir bardağa değdi, kendime doğru çekmeye çalıştım.. Fakat aniden elimden kaymasıyla beraber etraf kırılmış bardak bardak parçalarıyla doldu..

Annemin sevdiği bardaklarındandı.. İstemeden kırmıştım.. O an yanıma birkez olsun gelmeyen annem mutfağa sinirli bir şekilde geldi..

"NAPTIN SEN."

"Ben.. Su içmek istemişti-"

Bunu dememle yüzüme tokat yemem bir oldu..

"Ha?-"

"Aptal çocuk.. En sevdiğim bardağı kırmışsın.. Aptal!"

Eliyle odamı işaret etti

"Odana git."

"Bekle ne-"

"ODANA GİT."

Gözlerim dolmuştu.. Hızla odama gittim ve kapıyı kapattım.. Neden.. Neden sadece yanlış birşey yaptığımda fark ediliyordum?.

Aniden duraksadım, neden bu evde duruyordum ki? Kaçsaydım ya? Zekice..

Konu hakkında fazla düşünmedim, zaten kimseye ihtiyacım yoktu.. Yanıma bitek balonumu alıp kimse fark etmeden kendimi dışarı attım..

Daha rahattım, kaçtığımı önemsiceklerini sanmıyordum.. Bensiz daha mutlu olurlardı.. Bunları düşünürken sert bir rüzgar esmeye başladı, gece rüzgari...

Rüzgar durunca elime baktım, balonum.. Balonum yoktu.. Hızlıca süzülüp gidiyordu.. Peşinden doğru gittim.

"HEY BEKLE!"

Nasıl koştum bilmiyorum, yanından geçtiğim adamı bile fark etmemiştim.. Tabi tren istasyonuna gittiğimi de..

Balonun peşinden koşmaya devam ettim, en sonunda yakaladım.. Fakat yakalıycam diye tren raylarına atlamıştım..

Tam sevincekken bir tren sesi duydum, arkama baktım. Tren.. Bana doğru geliyordu.. Işığı gözümü kamaştırıyordu. O an korkudan ne yapcağımı bilemedim, balonumu sımsıkı tutuyordum..

O an.. Trenin altında kalcağımı sandım..

(Pov:Buster)
(Şuanki zaman)

Daha adını bile bilmediğim o çocuğun arkasından koşmaya devam ettim, kameramın ışığı yol gösteriyordu..

Aniden korkuğum başıma gelmişti, tren istasyonundaydık.. Ve o çocuk.. Sırf bir balon için kendini raylara atmıştı..

"ÇOCUK! ÇIK ŞURDAN! BİR BALON İÇİN DEĞME-"

Beni duymuyordu bile, Tren sesleri geliyordu.. Sesin geldiği yöne baktım, tren çocuğun üstüne geliyordu... Çocuk ise balonunu sımsıkı tutmuş duruyordu öylece, korktuğu belliydi..

O an hiç yapmak istemediğim şeyi yaptım, hızla raylara doğru atladım.. Kameramı karşıya fırlattım ve çocuğun kolundan tuttum. Fakat tutmamla beraber yere kapaklanmam bir oldu..

"Ha-"

Ayağımı çekemiyordum.. Sıkışmıştı..

"Ah hayır.."

Tren sesleri yaklaşıyordu, karşıma baktım.. Işığı gözümü kamaştırıyordu hafiften.. Niye bunu yapmıştım? Ölümüm böyle mi olcaktı? Ayrıca daha yeni tanıştığım bir çocukla beraber..

O an ölceğimi hissettim....

Aniden birinin bizi çekmesiyle kendime geldim, kurtulmuştuk. Derin derin nefes aldım.. Bizi kim kurtarmıştı ki? Gece karanlığıyla birşey göremiyordum..

Çocuğa baktım, iyi durumdaydı... Sonra bizi kurtaran kişiye döndüm, tam teşekkür etcekken duraksadım.. Karşımdaki kişi.. Tanıdıktı?

Bi süre baktım, bacağı kanıyordu.. Evet düşündüğüm gibi cidden tanıdıktı..

"F..Fang..?"

Devam edicek...

Hayalet Çocuk - (Fangster) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin