Lalisa Manoban
Tepkime karşı şakacıktan gözlerini devirdi. Bu haline kıkırdadım.
"Ben de senden hoşlanıyorum desen ölürsün değil mi?"
"Jungkook bak-"
"Biliyorum, Tzuyu ile küs olsan bile hala kendini suçlu hissediyorsun; biliyorum Lalisa biliyorum. Benden hoşlanırsan kız kuralını çiğneyeceğini düşünüyorsun. Fakat sence de Tzuyu de kız kuralını çiğnemiyor mu?"
Duraksadım. Sehun ve Tzuyu... İğrenç bi ikili. Acaba gerçekten seviyorlar mı birbirlerini? Yoksa hepsi beni kıskandırmak için bir oyun mu?
"Sür"
"Nereye süreyim?"
"Bowlinge gitmiyor muyduk?"
ᯤ🕺🏻(♡) *:·゚
Eğlence merkezine varmıştık. Işıklı, eğlenceli ve aktif bir yere benziyordu. Gişeye doğru yol aldık.
"Bowling oynayacağız, iki kişi." kendi ücretimi ödemek için cüzdanımı çıkarmıştım ki Jungkook elimden alıp cebine attı. "Bu bir date." hafifçe sırtına vurdum ve ödemesini bekledim. Kasadan ayrılınca konuştum. "Date mi? Biz flört değiliz ki neden date'e çıkalım?"
"Bu buluşmadan sonra olacağız çünkü Lalisa"
"Fazla eminsin?"
"Öyleyim"
Ekranda benim adım yazdığı için ilk ben başlıyordum. Bowling toplarından en hafifini elime aldım ve kukalara doğru attım. 10 kukadan 9unu devirmiştim fakat 2. atışım tabiki tek kalan kukayı ıskaladı.
"Acemisin sanki?"
"9 tane devirdim Jungoo, bu daha başlangıç" diyip göz kırptım.
En ağır bowling topunu eline aldı ve kendini hizaladı. Bu kadar emin konuşmasından sonra tüm kukaları deviremese çok gülerdim. Gülerek onu izliyordum, ve sonunda atışını yaptı.
"Bana acemi diyene bak sen, 3 taneyi nasıl devirdin ya. Çok mu konsantre oldun yoksa?"
Kahkaha atıp kafasını boynuma gömdü. "Kendini yüksek hisset diye kötü attım güzelim"
"Aynen aynen"
Tekrar yaptığı atışta ise hepsini devirmişti. 'etkileyici' der gibi bi bakış attım ve en hafif topu alıp yerime geçtim.
18.47
Sonunda eğlence merkezinden çıkmıştık. 2 tur bowlingden sonra hokey,korku tüneli ve daha bir çok şeyi denemiştik. Sonucunda da acıkmıştık ve şu an ara sokaklarda bir hamburgerci arıyoruz.
"Ben first date'de yemek yemem yalnız Jungkook Bey"
"Date olduğunu kabul ediyorsun yani?"
"Yoo, sen öyle dedin diye."
"Bu kızları da anlamıyorum ya, sevgili olmadan önce erkeğin karşısında yemek yemiyorsunuz, sevgili olunca erkeği bile yiyecek iştaha sahip oluyorsunuz."
"Yemek yememeye utanma süreci diyoruz biz. Sevgilimizden niye utanalım."
"Sen benden flörtken de utanma" suratına bakıp sahte bi öksürükle konuyu dağıttım.
"BU HAMBURGERCİ NERDE YA YÜRÜ YÜRÜ BULAMADIK"
🍔
"Hayatımda yediğim en iyi hamburgerdi"
"Ben sana daha iyilerini yaparım güzellik"
Saat geç olmuştu ve artık eve gitmem gerekiyordu, anneme yolda olduğuma dair bir mesaj attım ve hesabı istedim.
Hesabı yine Jungkook ödemişti.
"Jungkook biz flört değiliz, her şeyi ödemek zorunda değilsin."
Bana bıkmış gibi bir bakış attı ve kalkmam için elini uzattı. Uzattığı eli tutsam mı? diye düşündüm ve tutmaya karar verdim. El ele hamburgerciden çıktık ve arabayı park ettiğimiz park alanına doğru yürümeye başladık.
Bir yandan saçımla oynuyordum ve günlerdir kafamı yiyen o soruyu sordum. "Sence koyu renge geri mi dönmeliyim?"
"Sen her halinle mükemmelsin"
İltifatına yanaklarım kızarırken kafamı eğdim. "Sarı saç beni biraz çocuksu gösteriyor gibime geldi, koyu kahve ve siyah yakışır bence. Güzel görünürüm."
"Sadece bana güzel görünsen olmaz mı?"
"Başka kime görüneceğim salak-" diyecekken söylediğim cümlenin salaklığıyla olduğum yere çakıldım. "HAHHAHAHAHAHA, ne dedin sen az önce?"
Mala bakar gibi suratına baktım ve "Senden başka herkese görünürüm dedim"
"Emin misin?"
"Yüzde yüz" Birkaç saniye suratıma baktı, dudağını ıslatıp "Peki o zaman" dedi ve yürümeye devam etti.
Sonunda park alanına geldiğimizde arabaya bindik ve yola koyulduk.
"Yarın boyatıyorum o zaman."
"Boyat."
"Ama şimdi siyah mı koyu kahve mi?"
"Sen ne istiyorsan."
"Keşke hiç sarı yapmasaydım ya, baksana civcive benziyorum."
"Yani"
"Harbiden ama koyu yakışır dimi?"
"Bilmem"
"Jungkook sorun ne!?"
Arabayı sağa çekti ve bir anda durdurdu. Derin bi nefes verdi, "Tanrı aşkına Lalisa, senle konuşmaya başladığımızdan beri senden hoşlandığımı dile getiriyorum, beni terslemelerine aldırış etmiyorum neden? Seni seviyorum diye, sırf bugün senle vakit geçirirken bile yediğim onca friendzone'u görmezden geliyorum ama sen hala durmuyorsun devam ediyorsun. Bugün benim ne kadar mutlu olduğumu biliyor musun sen?"
Aval aval suratına baktım, cevap bile veremedim.
"Fark etmiyor olsan bile bazı sözlerin, davranışların, bana bakarken gülmen bile beni umutlandırıyor Lalisa. Ama o kadar burnunun dikine gidiyorsun ki bunun farkında bile değilsin. Resmen kafana çivilemişsin 'Ben Jungkook'la olamam, arkadaşımın eski sevgilisi' diye."
"Jungk-"
"Jungkook falan değil Lalisa. Senin arkadaşın da senin eski sevgilinle çıkıyor. Flört bile değil bak sevgililer. Sen hala yerinde sayıyorsun. Bak bunun benle alakası yok. Başkası olsa yine aynısını söylerim, önün açık ve hiçbir şey yapmıyorsun. Benden asla hoşlanmayacaksan bunu başından söyle Lalisa. Umut verip verip üzmek gerçekten kırıcı bir şey. Sevene saygın yok resmen!"
Kala kaldım. Hiçbir şey söyleyemedim. Haklıydı, fakat benim de kendime göre haklı sebeplerim vardı. Jungkook ne yapıyorsun bana?
"Sus, her zaman yaptığın gibi sus Lalisa." Hoşlanıyor muydum, hoşlanacak mıydım diye düşünüyordum içimden. O an sadece 2 kelime döküldü dudaklarımdan.
"Özür dilerim" Burnundan yüksek bi nefes verdi.
"Seni evine bırakayım, geç oldu."
ben bisi demiyom ya junki cildirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐰𝐞 𝐬𝐡𝐨𝐮𝐥𝐝 𝐬𝐭𝐨𝐩,, 𝐥𝐢𝐬𝐤𝐨𝐨𝐤
Fanfictionarkadaşımın eski sevgilisisin jungkook. Başlangıç: 29.07.21 Bitiş: -