Poyraz: bu gözler bunuda mı görecekti
Yazıklar olsun
Sana inanamıyorumNasıl yaparsın bunu
Rüzgar: sencede abartmıyorum
musun?Poyraz: ben abartiyorum öyle mi?
Peki öyle olsun
Rüzgar: alt tarafı akraba ziyaretine gittim
Ne deseydim babama "Olmaz baba gelemem" mi?
Poyraz: ama BİR HAFTA yoksun
Ben ne yapıcam o sürede
Rüzgar: arkadaşlarınla zaman geçir hem
Onalara hiç zaman ayırmıyorsun
Poyraz: ben seni istiyorum onları değil
Çok özledim seni
Rüzgar: bir saat önce beraberdik
Poyraz: sen beni özlemedin mi?
Rüzgar: özledim
Neyse bir hafta sonra gelicem
O sürede zaten hep konuşucaz
Poyraz: kimlere gideceksiniz
Rüzgar: teyzemlere, dayıma, halama, amcalara ve tanımadığım bir çok akrabaya
Hayır hiçte sevmem akraba ziyaretini
Poyraz: oha o kadar akraban var mı
Rüzgar: senin yok mu?
Poyraz: annem tek çocuk babamın akrabalarıyla sık görüştüğümüz için çok bir şey fark etmiyor
Rüzgar: özendim
Bizde eve bir giriyorsun bir sürü kişi var kim kim belli değil
Neyse babam çağırıyor sonra yazarım
Öptüm bb
Poyraz: bende seni
Bb
...
1 hafta sonra
Poyraz oturduğu salıncakta kaç dakikadır oturuyordu hiçbir fikri yoktu. Rüzgar'ın olmadığı günlerde yaptığı bur şey haline gelmişti. Elini cebine atarak sevgilisini aradı. Bir kaç çalıştan sonra açılan telefonla, Yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. " Naber?" Gayet neşeli çıkan sesiyle kendi kendine şaşırdı. Daha bir dakika önce sıkıntıdan oluyordu. " Ben iyiyim ama sen daha iyi gibisin." Duyduğu muzip sesle gülüşü daha da genişledi.
" Tabiki de mutluyum böyle tatlı, aşırı güzel biriyle konuşuyorum." Duyduğu kahkaha ile kalbinin hızlandığını hissetti. Adeta nefes alamıyordu. Rüzgar'ın onun üzerindeki etkisi hoşuna gitmişti. " Özledin mi onu?" "Hemde tahmin edemeyeceği kadar. Peki o beni özledimi."
Bir sessizlik oldu, konuşmasını bekledi. Beklediği cevap gelmeyince yüzündeki gülümseme söndü. Telefondan gelen kapanma sesiyle daha deminki mutluluğundan eser kalmadı. Ne olmuştu birden? "Ben de özledim. Hemde çok." Omzuna dolanan kollar ile derin bir nefes aldı.
Omzundaki kullardan ayrılmadan salıncaktan kaltı ve kollarını ince bele doladı. Kafasını gömdüğü boyunda, özlediği kokuyu ciğerlerine çekti. Rüzgar'ın hafifçe geri çekilmesiyle kafasını güzel kokunun kaynağından çekmek zorunda kaldı. " beklemiyordun değil mi?" Kafasını iki yana salladı. "Beklemiyordum." Karşısında tatlı tatlı konuşan sevgilisine daha fazla dayanamayıp dudaklarına yapıştı.
Alt dudağını yavaşça emerek belindeki ellerinden birini ensesine yerleştirdi. Kafasını yana eğerek kendine alan tanıdı. Rüzgar kendisini iştahla öpen sevgilisine olabildiğince karşılık veriyor arada aldığı haz ile mırıldanıyordu. Dakikalar sonra geri çekilerek sıkıca sarıldılar.
Birbirlerinden ayrıldıklarında ileride ki boş banklardan birine oturdular. "Anlat bakalım nasıl geçti akraba ziyareti." "Çin işkencesi gibiydi. Bak şimdi ne oldu biliyor musun..." kendisine uzun uzun anlattığı şeyleri tekrar anlatan sevgilisini bütün dikkatiyle dinledi. Buna gerek yoktu çünkü karşısındaki yüz onu resmen hipnoz ediyordu.
"Ve seni çok özledim." Cümlesini bitirdikten sonra etrafta kimsenin olmamasını kullanarak kendisinden uzun bedene sarıldı. "Sen ne yaptın?" Duraksadi Poyraz "Seni bekledim." Kafasını başka tarafa çevirerek utandığını gizlemeye çalıştı. Rüzgar onun utandığını anlayarak daha fazla güldü. "Poyraz," Poyraz onu 'hım' diyerek onayladı. "Çok hoşsun." Poyraz duyduğu cümleyle saçlarına bir öpücük kondurdu. "Sen daha hoşsun."
♡
Son
Şimdiye kadar okuyup destek olan herkese teşekkür ederim.(Yeni bir kurgu yazdım -abi diye- isterseniz ona da bir göz atabilirsiniz.)
Sizleri seviyorum💕