Özel Bölüm IV

213 18 1
                                    

Yarıdan sonra +18 var haberiniz olsun.

Oy+yorum

İyi okumalar.

"Jimin sen mi içtin dün getirdiğim içkiyi?"

"Evet ben içtim, sıkıntı mı var? Ne yapacaksın beni mi vuracaksın?" dedim gözlerinin içine bakıp.

Chan bana şok olmuş bir şekilde baktı ve ardından beni umursamadan elinde ki fıstıkları gözünü ayırmadan seri hamlelerle ağzına tıkan Jungkook'a döndü. Ama onun da bizi umursadığı pek yoktu.

"Jungkook hadi o mal, sen neden engel olmuyorsun dangalak?" Chan'ın lafı ile çatık kaşlarıyla ona baktı. Chan ona ufak bir küfür bile etse kızıyordu.

"Ben sana ağzını bozma demedim mi?" diye sordu eli fıstık tabağının içinde öylece dururken. Şuan çocuğuna terbiye veren babalara benziyordu. Chan'a bakışlarımı çevirdiğimde panikledi.

"Özür dilerim, birden ağzımdan çıktı." dedi aniden kısıklaşan sesiyle. Jungkook hâlâ aynı şekilde ona bakıyordu.

"Küpeli..." evet küpeli diye hitap ettiyse gerçekten sinirlenmişti. Chan'da eski halimi görünce biraz dikleştim.

"Sanane lan evveliyatını siktiğimin domuz siki?" dedim Jungkook'a. Jungkook anında bakışlarını bana çevirdi.

"Sen edebilirsin..." dedi elini tabaktan çıkarıp bana doğru savururken. "Sen adam değilsin çünkü..." diye devam etti.

Cham ikimizin konuşmasına aldırmadan geçip karşımıza oturdu. Ama morali bozulmuştu tabi ki. Chan aşırı çocuk ruhlu biriydi ve sevdiği biri ona kızarsa çok üzülüyordu. Pantolonunun yırtık kısmıyla uğraşmasından da çok iyi anlaşılıyordu.

Jungkook ona bir bakış attı ve dudakları kıvrıldı. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken eline bir avuç fıstık aldı ve yerinden kalkıp onun yanına gitti. Chan yanına gelince biraz kaymak istedi ama Jungkook onu tuttu ve elinde ki fıstığı Chan'ın ağzına doğru götürdü.

"Aç ağzını..." dediğinde Chan cilve yapıp mızmızlanınca Jungkook sırıtarak kafasını kendine çevirdi ve dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdu.

Derin bir şekilde nefes alırken, bakışlarımı karşı komşunun donlarına çevirdim. Bir ay olmuştu buraya geleli ve bir aydır kadın sanki benim gelmem şerefine rengarenk donlarını asıyordu.

Onların gülüşme sesleri gelirken, Yoongi'i özlediğimi hissettim. Annesi ve kardeşi ile ilgili bir durum olduğu için acilen Kore'ye geri gelmiştik ve o beni Daegu'a götürmemişti. Ben olunca tam anlamı ile işine odaklanamıyor ve sürekli birilerini dövdüğü için işi uzuyor diye.

Ama ben bir ay uzak kalacağımızı düşünmemiştim. Eğer öyle olsa asla burda durmazdım, bir ay nedir? Görüntülü bile konuşamıyorduk çünkü beyefendi ergenler gibi görüntülü konuşmak istemiyordu. İki gün buna trip atmıştım ama daha sonra özlediğim için yeniden aramıştım.

Zil çaldığında gülerek birbirlerine bir şeyler anlatan çifte baktım. Kalkmaya niyetleri yoktu. Ofladım ve ayağa kalktım. Jungkook bana bir bakış attı ve yeniden heyecanlı heycanlanlı konuşan sevgilisine döndü.

Ensemi kaşıyarak yavaş, mayhoş adımlarla kapıya doğru giderken zil bir kez daha çaldı. Gözlerimi devirip kapının önüne gelince kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyi ilk başta algılayamadım ama daha sonra gözlerimin dolduğunu hissettim.

O da bana aynı şekilde bakarken anında beni apartmanı umursamadan kollarının arasına aldı ve ardından kalçama dokunup beni kucağına çekti. Saniyeler içinde dudağıma yapışırken, ona aynı açlıkla karşılık veriyordum. Kapıyı ayağı ile kapatıp beni duvara yasladı.

Komutan •yoonmin• ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin