Eve girdiğimizde Burak takıları,kıyafetleri,ayakkabıları,makyaj malzemelerini kısacası her şeyi boşalttıktan sonra anneannem beni odaya soktu ve üzerimdeki t-shirt ü çıkarmaya çalıştı.Ona ne yapıyorsun gibisinden baktığımda;
-Kıyafetleri giyip çıkarırken rahat et diye.
Kısa cevabımı aldıktan sonra derin bir nefes aldım ve üzerimde kalan atletle Burak ve anneannemin yanına geçtim.Bütün kıyafetleri inceliyorlar seçtiklerine uygun takı ve ayakkabıyı bulup kenara koyuyorlardı. Bıkkınlıkla bir süre onları izledikten sonra mutfağa girdim ve kendime bir sandwich yaptım.Masaya oturdum ve meyve suyu ile tıkınırken anneannem beni yanına çağırdı.Yavaşça yanına gittim.Elime tutuşturduğu ayakkabı ve elbiseyle birlikte içeriye geçtim ve giyindim.Sonra odaya girdim baştan aşağı süzüldüğüm sırada ne olduğunu anlayamadan elimdeki yeni kombin ile tekrar odada buldum kendimi. Bir süre böyle devam ettikten sonra karar kıldıkları kıyafeti üzerimden çıkarttırmadan makyaj masasına oturttular ve yaklaşık bir saat sonra yüzümde on kilo makyaj ile masadan kalktım. Anneannem beni zorla tekrar oturttuktan sonra saçlarımı yapmaya başladı.Bir yandan da Burak bileklikleri ve yüzükleri takmaya başladı.Saçlarım bittikten sonra kolye ve küpeleri taktılar.Boy aynasına geçip kendimi süzerken kim bu kız ? Diye sormadan edemedim.Manikürlü tırnaklarım,giydiğim topuklu ayakkabılar,yapılan makyaj, giydiğim elbise... Şey gibi olmuştum,Kız...
Burak'a baktığımda bana salyalarını akıtarak baktığını gördüm.Anneannem ise... Gözleri parlıyordu.Sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi... Bir anlığına saate baktığımda sabah yedi olduğunu fark ettim.Ardına kadar açılan gözlerim sayesinde saati fark eden anneannem ise ;
-Okula gitmelisiniz.Müdürünüzün izin kağıdı vermesi için.
-Ne! Asla.Bu şekilde okula asla ama asla gidemem ben!
-Deniz iki dakika gidip kağıt yazdırıp oradan ajansa geçeceksiniz yavrum.İtiraz istemiyorum!
-Of anneanne! Sen gelmeyecek misin ??
-Ben birazdan çıkar direk ajansa geçerim yavrum.
-Peki anneanne.
Seslice homurdandıktan sonra Burak'ın arkasından arabaya geçtim.
-Gözlerini benden alabilirsen gidelim artık !
-Çok güzel olmuşsun.
-Sağ ol.
Arabayı çalıştırdı ve yola koyuldu.Yaklaşık on dakika sonra okula vardığımızda arabayı inadıma okulun ortasına park etti.Nefret dolu ve öldürücü bakışlarımı gönderdikten sonra kırarcasına kapıyı açtım ve hızlı hızlı ilerlemeye başladım.İlerlerken duyduğum ıslıklar ve ''o o o bu Deniz mi?'' ya da ''Bu kız neymiş be!'' gibi laflardan dolayı kendime hakim olmaya çalışıyordum.Kolumda hissettiğim el ile irkildim ve beni durduran kişiye baktım.Gereksiz döl kaybı öğretmen bozuntusu.
-Kolumu bırakın !
-Bu hal ne Deniz !
-Size ne HOCAM !!
-Böyle okula gelme amacın ne ?!
-Okula gelmedim hocam ! İzin kağıdı alıp gideceğim !
Kollarımı bırakınca fırlarcasına okula girip izin kağıdımı aldım ve çıktım.Burak arkamdan geldi ve o da kağıdını aldıktan sonra arabaya binip ajansa ilerledik.
Büyük bir yerde durduk ve girişe ilerledik.Orada bizi karşıladılar ve içeri aldılar.Anneannemin yanına ilerlerken ne olduğunu anlayamadan kendimi fotoğraflarım çekilirken buldum.Sanırım fotojenik olup olmadığıma bakıyorlardı. Fotoğrafları çeken adam bir süre sonra durdu.
-Harika bir yüzün var.Nasıl seni daha önce keşfetmediler ? Tam da Nationalist Magazine Kapak kızı olacak bir yüzün var.
-Teşekkür ederim.
-Şimdi seni hazırlanma odasına alacağız.Orada sana bir kaç kıyafet deneyeceksin. Makyajın mükemmel. Öyle kalsın.Bu fotoğraflar da harika boşa gitmemeli derginin içine eklemeliyiz.Sen bize düşen yardım meleği misin güzelim?
Diyecek bir şey bulamayınca kafamı salladım ve gösterdiği odaya girdim.Orada bir kaç kız bana hayranlık dolu bakışlarını attıktan sonra onlarca kıyafet seçtiler ve yanıma geldiler. Önce uzun siyah bir elbise ve üzerine siyah yakaları altın zımba işlemeli kot ceket giydirdiler.Dışarı çıktık. Başka bir odaya girdik.Sanırım çekimlerin yapılacağı oda burasıydı.Hoş bir şekilde dekore edilmişti. Fotoğrafçı geldi ve bir kaç poz verdikten sonra beni tekrar odaya aldılar. Epey fotoğraftan sonra nihayet anneannemin ve Burak'ın yanına gelebilmiştim.Burak bana bir tost ve kola getirdi.Onları yerken fotoğrafçı geldi ve anneannem ile bir şeyler konuşmaya başladılar.
Bir süre sonra kendi kıyafetlerimi geri giydim ve evin yolunu tuttuk.
-Bir daha ki ay için de seni istiyorlar.
-Ne! Olmaz anneanne bu bile fazla !
-Olmazı yok Deniz ! Gideceksin.Ayrıca bir daha ki ay çok renkli olacakmış.Bu yüzden saçlarının rengiyle biraz oynayacaklar.Tabii ki değişikliğin iyi gelebileceğini umduğumdan kabul ettim.
-Of anneanne of !
-Of deme anneanneme.Değişiklik iyi gelecek sana.
-Sen karışma !
Ses gelmeyince gözlerimi kapattım. Araba durduğunda kafamı koltuğun kenarından kaldırdım ve koşarak eve girdim ve üzerimdeki elbiseyi fırlattığım gibi kendimi uykunun dinlendirici kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Yaşamayı Öğret
Novela JuvenilOkyanusun derin ve sonsuz gibi görünen sularında kendini kaptırmış biri... Çırpındıkça dibe batan,bi o kadar yalnız biri... Onu kurtarabilecek biri olacak mı peki ? Bu ilk kitabım değil ancak içtenlikle yazdığım tek kitap umarım beğenirsiniz...