7. Bölüm

37 4 4
                                    

Babaannem... çok severdim. O beni her zaman kendi benliğimle severdi. Yeren olduğum için severdi. Ben onun yanın da sadece kendim gibiydim. Her zaman bana hediyeler alırdı. Bunlar Her zaman Sarı renk olurdu 'Neden Her zaman Sarı renk hediye alıyorsun bana babaanne?'
diye sorsam 'Sarı renk çok narindir. Çok saftır. Sana en çok bu renk yakışıyor. ' derdi. O vefat etmeden önce Sarı rengi bu kadar da sevmiyordum. O kadar da önemsemiyordum. Ya da gözlerim dolmuyordu. Babaannem aklıma gelmiyordu. Ama artık geliyor. Doğum günlerim de bana hep Sarı elbise alırdı giymem için. Ben de onu çok sevdiğim için giyerdim. O varken de gittikten sonra da her doğum günüm de Sarı giyerdim. Bana aldığı bir Sarı bandana vardı. Onu da takardım. Elbiselerim hep Sarı olurdu ama modeli değiştirdi. Bandanamın ise değişmezdi. Hep babaannemin aldığını takardım. Ama geçen dogum günüm de bindiğim otobüste düşürdüm onu. Sonra gittim bakmaya. Ama yoktu. Biri almıştı. Kim almıştı ki? Neden almıştı ? Benim için bu kadar önemli olan bir şeyi Neden almıştı ? Keşke o kişi benim bulup getirseydi. Doğum günüm yaklaşıyor. Ne takacaktım ben. Takamayacaktım. O gün zaten çok ağlamıştım. Her şey üst üste geldiği için Doğum günüm mahvolmuştu. Ben o gün ki pastamı üflerken o Sarı bandanayı diledim. Babaannem hep kendini yorma biraz da kendinle ilgilen derdi. Ama nafile. İşte babam...
Babam her zaman insanlara mükemmel gözükmem gerektiğini söylerdi. Her zaman başarılı olmamı söylerdi. Her zaman gülmemi söylerdi. İnsanlarla arkadaşlık kurmamı istemezdi. Sırlarımı söylememi istemezdi. Hep mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olmamı isterdi. Gerçek Yareni kimseye göstermemi istemezdi. Hiç bir zaman hem de. Ben o yüzden hep geceleri ağlardım . Kimsenin görmediği yerlerde. Ben o yüzden derdimi hep deftere yazardım. Kimse duymasın diye. Ben o yüzden gece mi gündüz edip ders çalışırdım. Kimsenin diline düşmeyeyim 'Yaren Türkiye de 2. Olmuş' dedirtmeyeyim diye. Hep 1. Olurdum çünkü. Ben duygularımı yok ederdim. Kimsenin yanında ağlamıyayım diye. Ben her zaman babamın kızı oldum. Hiç bir zaman Yaren olmadım. Ben hiç bir zaman babamın omzun da uyumadım. İstemedim. Onu anlıyorum aslında. Hep en iyi olmamı isterdi. İnsanların beni sevmeyeceğini söylerdi. Ben hiç bir zaman arkadaş ortamına giremedim. Girsem de babam dan gizli girerdim. Sadece Murat diye bir arkadaşım olmuştu. Hem ilkokulu Hem de ortaokulu birlikte okumuştuk. Beni çok düşünürdü. Değer verirdi. Çok yakındık kısacası.Kendisini beni kandırdığı gibi onlarda kandırır diye korkuyordu. Haklıydı aslında.Ama insanlar beni olduğum gibi kabul ediyordu. Ben öyle olsaydım..
Beni aslında babam sevmezdi.
Ben hep ona yakışacak şeyler yapardım.
Abime o kadar yüklenmezdi. Sadece ben.
Tek derdi bendim. Onun bu davranışları da beni türlü türlü hastalığa soktu işte. Onun yüzünden sinir hastası oldum ben.
Annem,abim,teyzem hepsi beni böyle biliyordu. Her şeyi kendi isteğimle yapıyorum sanıyorlar. Ama hepsi babamın yüzünden mi desem sayesinde mi desem bilemiyorum.
Babam ailesine karşı son derece iyi bir adam. Belki beni de çok sevdiğin için böyle yükleniyordu. Bilemem ki.

En son kapıyı vurup çıkmıştım. Şimdi ise her zaman yalnız kalmak istediğim de geldiğim uçuruma gelmiş bunları düşünüyordum. Herkes beni kandırıyordu.
Abim.. az önce gördüm
Babam hiç kimsenin beni sevmeyeceği bahanesiyle hep en iyi yapmaya çalışıyordu . Ama en iyi olmazsam o beni sevmezdi. Ömer. Aldatmıştı. Hepsi kandırdı beni.
Ben içimi kime dökecektim peki. Artık kendim olamıyorum ki. Babamın sayesinde..
Kumsal a bile gidip bir şey anlatamıyordum. İçimi dökemiyordum.
Defterlere yazıyordum ben öyle.
Ama bu sefer öyle yapmayacaktım.
Her zaman ki gibi güçlü durmaya falan çalışmayacaktım. Gülmeyecektim. Ağlamak istediğim zaman ağlayacaktım. Gülmek istediğim zaman gülecektim .
Artık Yaren olacaktım. O babası olacak Hakan'ı kızı olmayacaktım. Yaren olacaktım. Kendim olacaktım. Kimseyi düşünmeyecektim. Çünkü kimse de beni düşünmüyor. Ben babaannemi özledim. Hem de çok. Keşke o olsaydı yanımda. O destekleseydi biraz beni. O sevseydi. Düşünseydi. Bana sarı hediyeler alsaydı.
Havanın soğuğuduğunu anlayınca arabama girip biraz oturmaya karar verdim. Arabayla gelmiştim. Çünkü geldiğim yer çok uzaktı. Koltuğa geçip oturdum. Sanki babaannemden sonra tüm Doğum günleri bana zehir olmuştu. Hep kötüydü. Yine geliyordu 29 Mart. Yine kötüydü. Normalde arabada olsam şarkısız hayatta duramam. Ama şuan. Önüme gelene vurmak istiyordum. Hatta şuan da direksiyona vuruyordum. Sinir kriziydi bu. Yanımda kimse yoktu. Nasıl geçecekti. Kim sakinleştirecekti beni.

BAMBAŞKA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin