havanın kararmasıyla düello gecesine girmiştik. bu hafta yine erkek elemesi vardı, üst üste erkek elemesi kararı için mutluyum çünkü bana göre fazlalıktan başka bir şey değiller.
takımca düello alanına doğru yürürken yüzüme gelen hafif esinti tüylerimin diken diken olmasına yetti. üstümde sweat olmasına rağmen üşüyorum. neyse ki alışığı olduğumuz bir durum.
dört adayın da gelmesiyle murat hepsine söz verip atış seçimlerini sordu, açıkçası bununla ilgilenmiyorum, kendime oyalanacak bir şeyler bulmaya çalışıyordum çünkü zaman hiç akmayacak gibi görünüyor.
ilk eşlerin parkurun başına gitmesiyle benchin en sağına oturdum, mavi takımın benchine baktığımda en solda damla'yı gördüm yanında da saçlarından anladığım kadarıyla berna var. önüme dönüp derin bir nefes aldım, yan tarafımda aleyna vardı, bana bir şeyler anlatıyordu. kafamı sallamakla yetindim, onu dinlemek istemiyorum.
......................
düellonun bitimine dakikalar kala tekrar oyun alanına girdim, arkada ağaçlar arasında dolaşmam biraz da olsa iyi hissettirmişti. benchime doğru yönelirken yunus'u ellerini ateşe uzatmış biriyle sohbet ederken gördüm.
yanındaki bizim takımdan değildi, dikkatli baktığımda berna olduğunu anladım. bakışlarım o tarafa sabitli bir şekildeyken benchime doğru adımladım.
önüme dönüp benchin alt katına oturduğun an berna'nın kahkaha sesleri kulaklarımı doldurmaya başladı.. bu neydi şimdi? tamamen sinir bozucu.
bu kadar sesli gülünecek ne vardı merak ediyorum. ya da etmiyorum, zerre umrumda olmayan birini niye merak edeyim?
deminkinden daha yüksek gelen bir sesle düşüncelerden sıyrılıp dikkatimi oraya verdim, bu sefer ikisi de gülüyordu. belli ki yunus espri yapıyordu, berna'nın da hoşuna gitmiş olmalı.
elimde olmayan bir istekle bu saçmalığa son vermek istedim çünkü sesleri beni rahatsız ediyor. ayrıca beni etmese bile düello oynanıyor, belki yarışmacılar rahatsızdır. bu düşünceyle yerimden kalkarak doğruca yanlarına adımladım.
ilk fark eden yunus oldu, beni kafasıyla selamlarken berna arkasına dönerek bana bakmaya başladı.
y: "vay, hoş geldiniz."
"pek hoş bulmadım." yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verirken berna'ya yakın olacak şekilde durup ellerimi ateşe uzattım. onun bakışlarını yüzümde hissetmeye devam ediyorum.
"ee, ne konuşuyorsunuz? eğlenceli bir şeye benziyor." onay beklercesine sordum.
y: " işin içinde ben varsam orda her zaman eğlence olur canım."
beklemeden cevap verdim.
"kahkahalarla dominiği inletecek kadar eğlenceli anlaşılan." gözlerim istemsiz olarak berna'ya kaymıştı. o da bana baktı, göz göze gelmemizle kendini açıklamak istercesine konuşmaya başladı.
b: emre, eşiyle ilk buluşma hikâyesini anlatıyordu. sonra evlilik teklifi derken komik geldi.
hemen yunus emre'ye döndü.
b: "yani evlilik teklifini kesinlikle beğendim, anlattığın kadar kötü değil bence.
yunus emre de gülerek karşılık verdi.
y: "eyvallah, sağ olasın."
bu kadar mıydı? ben de bir şey var sandım. belki de başka bir şey konuşuyorlardı, öyle olsa niye söylemesinler?
b: "nefise?" düşüncelerimi berna'nın ismimi sayıklayan sesiyle durdurdum,
bana sesleniyordu.toparlanarak cevap verdim. "hm?"
sweatini parmaklarının ucuna çekerek bana baktı.
b: "buraya niye geldin?"
düşünmeden cevapladım. "istediğim yere giderim, gelmeden önce sana mı soracaktım?"
tepkimi sert bulmuş olacak ki gülümseyen mimikleri anında solmuştu.
b: öyle demek istemedim, yanlış anladın.
ben sade-"ne demek istediğini merak etmiyorum, iyi eğlenceler." sözünü keserek hızlıca yanından ayrıldım. arkamda iki çift anlamsız bakış bıraktığıma eminim ama şu an umrumda değil.
sinirim bozulmuştu.. sinirimi bozan kendisi miydi, erkeklerle yersiz gülüşmeleri mi yoksa benden başkasını komik bulup eğlenmesi mi?
..................
KALDİ GERİYE CEVAPSİZ SORULAR