yattığım yerden doğrularak yastığıma birkaç yumruk savurmaya başladım. rahatsız hissettiğim için içimden küfür edip duruyordum, rahatça uyumak bu kadar zor olmamalı.
derin bir nefes alarak soluma doğru baktım, nagihan abla ve merve koyu bir sohbet içindeler. şu an için onlara katılmamayı tercih ederek sağ tarafıma döndüm. ödülden aldığım beyaz ayıcığıma sarılarak bir süre daha olduğum yerde uzanma kararı aldım.
...................
oyun alanına geldiğimiz an parkur olmadığını gördüm. anladığım kadarıyla sembol düşürme oyunu vardı. açıkçası günlerdir fazla halsiz ve uykusuz olduğum için parkur olmamasına sevinmiştim.
nagihan ablanın seçim yapmasıyla ilk tur dışarda kaldım. ne kadar oyuna girmek istesemde iyi oynuyordu, herhangi bir itirazda bulunamazdım.
ogeday ve sercan oyununda kaybedilen sayı sonrası sıra aleyna'ya gelmişti, atakan ona taktikler verirken rakibinin berna olduğunu gördüm. bugün için ilk defa dikkatimi oyuna vermek istedim, ayağa kalkarak atakan'ın yanına doğru adımladım.
düdüğün çalmasıyla el çakışarak oyuna başladılar. birbirlerine karşı fazla samimi görünüyorlardı. ne ara bu kadar yakınlaştılar diye düşünürken berna aleyna'nın sembolüne doğru bir hamle yaptı fakat ilk berna'nınki düştü. hamlenin etkisiyle aleyna dengesini kaybederken berna onu belinden tutarak düşmesini engelledi. aleyna da ona karşılık vererek sarılmıştı. kafamı sağıma çevirdiğim an atakanla göz göze geldik.
beklemeden sordum. "ne düşünüyorsun?"
a: kanka olma sinyalleri seziyorum.
ağız ucuyla gülerek eliyle onların olduğu yeri gösterdi, belli ki dalga geçiyordu..
bakışlarımı üzerlerine doğru kilitleyerek emin bir şekilde cevap verdim. "birbirlerinden nefret ediyorlar, doğru düzgün arkadaş bile olamazlar."atakan bana baktıktan sonra başıyla hafifçe onayladı. "sen öyle diyorsan.."
gördüğüm şeyler üzerine sinirim bozulmuştu, gereksiz tavırlarıyla yakın gibi görünmeye çalışıyorlar. böyle samimiyetsiz anlar her zaman midemi bulandırmıştır.
oyunu aleyna'nın kazanmasıyla benchteki yerime doğru yürüdüm. istemsizce aklımda berna'nın onu belinden tuttuğu an canlanıp duruyordu, bunu düşünmem kadar saçma bir şey olamaz. yanımda duran matarayı aldım, suyu kafama dikerek odağımı gökyüzüne çevirdim.
....................
dakikalar sonra nihayet ilk oyunuma çıkıyordum. istemediğim başıma gelmiş, berna ile otomatik eşleşmiştim. bu kızdan hiçbir şekilde kaçış yok..
nagihan abla kulağıma bir şeyler fısılderken sembolü elime alıp düzelttim. verdiği taktikleri dinlerken gözüm berna'ya kaydı. deminkinin aksine saçını topuz yapmış daha derli toplu görünüyordu. arkasına dönmesiyle bakışlarımı üzerinden çekip hızlıca sembolüme doğru döndüm.
düdüğün sesiyle birbirimizin etrafında yavaşça dönerken gözlerime baktığını hissediyordum. onun aksine sadece sembole odaklanmaya çalışıyor, öne doğru uzattığı koluna temas etmemeye özen göstererek göz temasından bile kaçınıyordum. herkes gibi benimle de yakınlaşma çabası içine girebilir, bunu istemiyorum.
sebepsizce ona karşı büyük bir hırsla oynuyordum. hareketlerimi hızlandırarak üstüne doğru gitmeye başladım. attığım adımlarla köşeye sıkışmıştı, artık sembolüne çok yakındım. saniyeler sonra atakan'ın kenardan verdiği onayla zıplayarak sembolüne doğru yöneldim ama o an hiç beklemediğim bir şey oldu.
sert bir şekilde çarpışmamızla yere düşmüş kıvranıyordu. gelen çığlık sesiyle girdiğim transtan çıkarak elimdeki sembolü yere fırlattım, hızlıca yanına koşarken resmen elim ayağıma dolanmıştı. ne yapacağımı bilmiyordum, çığlığı ağlamaya dönüşürken sakinleştirmek adına onunla konuşmayı denedim. düşünmeden elini tutarak gözlerine içine bakmaya başladım, karşılık vermişti.. elimi sıkıca tutup karnının üstüne doğru yerleştirdi. garip hissediyordum, uzun zamandır birbirimize dokunmuyorduk.
herkesin yanımıza toplanmasıyla doktorun da bu tarafa doğru koştuğunu gördüm. tekrar önüme dönerek elini okşamaya devam ettim, canı gerçekten yanıyordu ve daha da kötüsü buna ben sebep oldum.
YİNE OPUSEMEDİK MAALESEFİM🥹🥹