dokuzuncu bölüm

141 15 105
                                    

»»----- ⚜ -----««

Satsuki Fushiguro, üç haftadır hasta yatağında çürümeye yüz tutmuş bedenini nihayet temiz hava ve gün ışığı ile buluşturmaya karar vermişti. Zenin malikanesine yerleştirdiği casuslarından aldıkları haberler hiç de iç açıcı değildi, yıllarını harcadığı planların hepsi cehennemin dibine bir çığ gibi yığılmış ve zebanilerin can çekişerek son nefeslerini vermelerine yol açmıştı.

Fushiguro ailesinin despot tiranı, dizginleri eline alamamanın vermiş olduğu kibir ve öfkeye yenik düşmüştü. Her perşembe günü gittiği kimono dükkanının yolunu tuttu her zamanki gibi, bu kez yanına üç bakire hizmetçisini de almıştı. Kendisi önden yürüyordu hırçın adımlarla, kıskançlıktan bütün kadınsı hatları sarkmış olan bedeninin üzerine geçirdiği mor renkli furisode bile başka perspektiflerden cemalini seyreden insanların gözünü ağrıtıyordu. Satsuki'nin yüzünü gören bir ayna, sabır taşı gibi ortadan çatlardı; bedenini saran ipek kumaşlar oracıkta yırtılır ve paçavraya dönerdi; yüzüne sürdüğü inci tozundan yapılma pudralar kırışıklıklarına dolardı; saçlarına dolanan elmas süslemeli taraklar orta yerinden kırılırdı.

Şehir merkezi her zamanki gibi kalabalıktı; ana arterleri kaplayan buzlar gitgide eriyordu ve kış yavaş yavaş Tokyo'ya veda ederek ada devletinin kuzeylerine göç ediyordu. Vahşi hayvanlar artık havaların ısınmasıyla birlikte kış uykusundan uyanmayı başarmıştı ve ara sıra avlanmak üzere şehrin korunaksız sokaklarına inmeye başlamışlardı teker teker. Sırtlanlar ve tilkiler tezgahları yağmalar, süt bekleyen yavrularına şifa olsun diye mağaralarına et ve meyve yetiştirirlerdi. Yıkım, Japonya topraklarını terk ediyordu. Tabiat ana güzellik uykusundan uyanmıştı.

Satsuki, hışımla çarşının en ücra köşesindeki kimono dükkanına girdi, arkasından peşi sıra sürüklediği hizmetçileri de pıtı pıtı hanımefendinin adımlarını takip ediyordu. Üçünün de bakışları mütevazı bir tavırla aşağıya doğru eğilmişti, hanımdan gelecek tek bir emirle çenelerini yukarı kaldıracaklar ve hanımefendi beş çayını afiyetle içerken onlar da dükkanda vitrinlerin arasında dolaşıp kendilerine ganimet niyetine kimono seçeceklerdi.

Dükkanın sahibi, Miyeko adında yaşlı bir kadındı: altmışlı yaşlarının başındaydı ve kır saçlarına Fuji'nin eteklerinden dökülen kar taneleri süzülmüştü. Bastonundan destek alarak birkaç adım attıktan sonra gözlüklerini düzeltti ve saygıyla müdavim müşterisini selamladı. "Sefalar getirdiniz, hanımım."

"Hoş buldum, Miyeko. Çayım bitene kadar kızların, benimkilerle ilgilensinler," diye buyurdu Satsuki. "Acelemiz yok."

Satsuki'nin çayının bittiği an, bu kimono dükkanında bilgi akışının sona ereceği anı ifade ediyordu. Satsuki'nin casusları, her hafta Miyeko'nun dükkanından iki heybe dolusu kumaş ve takılar ile Zenin malikanesinin yolunu tutar, bir yandan klanın hanımlarını mayhoş desenler ve değerli taşlar ile hipnotize ederken diğer yandan Toji ve Reika'nın akıbeti hakkında hizmetçilerden ve uşaklardan bilgi toplardı. 

"Hay hay, hanımım. Siz lütfen bahçeye buyurun, kızlarınız da istedikleri kimonoları seçip alsınlar."

Miyeko'nun dükkanındaki saklı bahçe ise, şüpheleri kendilerinden uzak tutacak bir mabetti adeta. Her perşembe günü yaşlı hanımefendi ile saklı bahçede çay içen Satsuki, aynı zamanda dükkanın sahibesine akıl danışırdı.  

Satsuki sert bir şekilde başını salladıktan sonra hizmetçilerine döndü ve buyurdu: "Miyeko'yu duydunuz, hanımlar: kaldırın kafanızı!" Ardından hizmetçilerin üçü de saygıyla hanımlarına eğildikten sonra güzel yüzlerini dünyaya açtılar. Hizmetçilerin her biri dükkanın bir köşesine dağıldılar, körpe ve kavrulmamış bedenlerini renkli kumaşlar ve süslü takılarla süslemenin hayaliyle sarhoşluğa kapılmışlardı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

APPEARS ━ FUSHIGURO TOJIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin