nabersiniz hanimlar
siz yorum ve oy attikca ficin etikette daha yukari ciktigini ve daha cok okurla bulustugunu biliyor muydunuz?
utanmayin ve hayalet okurluga dur deyin 💪💪
hadi iyi okumalar 🙋♂️
+++
Minho'nun adım seslerini duymasıyla telefonunu masasına bıraktı Jisung. Çok değil, birkaç dakika önce Minho ondan hoşlandığını söylemişti. Jisung ne diyeceğini bilemez şekilde donmuşken de yaklaşmış ve küçük bir öpücük bırakmıştı dudaklarına. Neye uğradığını şaşırmıştı Jisung, Minho'nun ani öpücüğüyle. Küçük bir öpücüktü, öyle ki Jisung neler olduğunu idrak edene kadar karşılık vermeye vakti kalmamıştı bile. Yine de etkisi büyük olacak ki kalbi hala ağzında atıyordu zavallının.
Minho da ne yapacağını bilemez halde ona bakarken bir anda tuvalete diye kalkmış, hiç ses çıkarmadan birkaç çığlık atıp yüzünü yıkadıktan sonra geri dönmüştü. Şimdi yine yüz yüzelerdi işte.
Minho az önce kalktığı sandalyesine geri döndü çekinerek. Jisung'un odasındalardı ve ders kitapları önlerindeydi. Jisung oturuşunu düzeltti Minho'nun gelmesiyle.
İkisi de hiç konuşmadan yere bakarken Jisung bozdu sessizliğini.
"Benim senden hoşlandığımı nereden biliyordun?"
Minho kafasını kaldırdı. Az önce ilan-ı aşk ederken 'Ben de senden hoşlanıyorum Jisung' demişti onu öptüğünde garipsemesini istemediği için. Şimdi sevdiği çocuk aşkının karşılıklı olduğunu nereden bildiğini soruyordu. Anlattı Chan'ın duyduğunu.
"Ne duymuş Chan?" dedi Jisung. Ayağa kalkmıştı.
Minho ise oturduğu yerden Jisung'u görebilmek adına kafasını kaldırmak zorunda kalmıştı. Masum gözlerle Jisung'a bakıyor, bir şey söylemiyordu. Şu an karşısındaki bu görüntüyle aklını kaybetmemek için dişlerini sıktı Jisung. Tek lokmada yiyebilirdi Minho'yu tam da burada.
"Minho'yu doya doya öpsem keşke tarzı bir şey demiştim, onu mu duymuş?" dedi Minho'nun kucağına otururken. ".. yoksa diğerlerini mi duymuş?" Kollarını çocuğun boynuna sarmıştı.
Zavallı Minho ise keçilerini kaçırmamak için ter döküyordu Jisung tüm bunları yaparken. Az önce öpüp kaçtığı çocuk şu an resmen onun heyecanıyla dalga geçiyor, kışkırtıyordu onu. Gariptir ki Minho hırslanmıyor, sadece başına gelecekleri bütün bir teslimiyetle bekliyordu. Elleri kolları bağlıydı şimdi. Sevdiği çocuğun kucağına oturduğu gerçeğiyle sakin kalmaya çalışıyordu.
"Diğerleri derken?" dedi Minho. Sesi titremediği için gurur duydu kendiyle. Gözlerini kaçırmak istedi bir anlığına ama aşığı görüşünün her alanını kendisiyle kapatmıştı kucağına oturarak, kaçacak yeri yoktu. Daha da derinine baktı gözlerinin, mümkünmüş gibi.
"Boş ver diğerlerini." dedi Jisung. Belli ki Minho'yla ilgili en masum dileğiyle ifşalanmıştı Chan'a. Gülümsedi. Ensesindeki saçları okşadı yavaş yavaş.
".. bilmesen daha iyi şu an.""Nedenmiş?"
"Kaçma diye."
Güldü Minho. Jisung'la ilgili bilmediği daha çok şey vardı ve anlaşılan tanıdıkça daha çok sevecekti onu. Tarif edilemez bir heyecanla doldu içi bir anda.
"O zaman madem ikimiz de birbirimizden hoşlanıyoruz.."
Jisung Minho'nun cümlesini bitirmesini bekledi saçlarını okşamaya devam ederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
içme şu zıkkımı // hyunin
Humorarka bahçede gizlice sigara içmeye çalışan jeongin, okul nöbetçisine yakalanır. [texting] +minsung