20: senin bana gonlun var gibi gibi

113 20 74
                                    

+++

"Günaydın."

Sırasına çantasını bırakırken etrafındakilere selam verdi Jisung.

"Bizimkiler gelmedi mi daha?"

"Görmedik gelirler birazdan."

Kafa salladıktan sonra sırasına oturdu genç oğlan. Sevgilisinin yanına gitmek istemişti ama erken gelmediğini bildiğinden, sınavlar da başlamak üzere olduğundan kitaplarını açıp yapabildiği kadarıyla notlara göz gezdirdi. Minho'yla sadece matematiğe çalışmıştı bugüne kadar. İlk sınavları coğrafya olduğu için de fırsat buldukça tekrar ediyordu bu şekilde.

"Han Jisung."

Tanıdık sesin kendi ismini seslenmesiyle kafasını kaldırıp sınıfın kapısına doğru baktı. Minho kapıda Jisung'u yanına çağırıyordu. Biraz şaşkınlıkla biraz da ağzı kulaklarında adeta koştu manitasının yanına.

"Sen erken gelir miydin ya bu kadar?"

"Getirenler sağ olsun."

"Hm."

Minho Jisung'un saçlarını karıştırıp konuştu.

"Kantine ya da bahçeye gitmek ister misin burada durmayalım."

"Olur bahçeye çıkalım o zaman. Ceketimi alıp geleyim bekle."

Jisung'un pıtı pıtı koşup ceketini almasını seyretti Minho. Gülümsemesini tutamadı. İçi içine sığmıyordu sevgilisini izledikçe. Utanmasa herkesin içinde duvara yapıştırıp hesabını sorardı bu sevimliliğinin ama küçük bir nefes verip sakinleşmeyi seçti. Bahçeye gidene kadar bekleyebilirdi.

"Gidelim hadi."

"Gidelim."

Merdivenlerden inerken okula daha yeni gelen Changbin ve Felix ile karşılaştılar. Felix yeni çifti yan yana görünce gülümsemesini tutamamıştı.

"Jisung, nereye gidiyorsunuz?"

"Bahçeye çıkalım dedik Changbin ya."

Changbin ikilinin artık bir çift olduğunu yeni idrak etmiş olacak ki "ha tamam" demekle yetinmişti sadece.
"Kolay gelsin." diye de eklemişti.

"Biz sınıftayız hadi görüşürüz sonra."

"Görüşürüz fıstığım."

Felix, Changbin'in kolundan tutup yukarı çekerken şapşallığına gülmeden edemedi.

"Kolay gelsin ne ya?"

"Of ne diyeceğimi bilemedim."

Onlar gülüşerek sınıflarına çıkadursun, çifte kumrular bahçeye çıkmış, havanın soğukluğundan kimsenin dışarıda olmayışını fırsat bilerek el ele tutuşmuşlardı.

Jisung, önceki günlerde sevgilisinin kucağına çıkıp aklını kaybettirmemiş gibi şimdi eli tutulduğu için utanıyor, çenesini ceketinin uzun boyun kısmıyla kapatmaya çalışıyordu. Muhtemelen kızarmış olan yanakları işini zorlaştırıyordu.

içme şu zıkkımı  // hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin