"gece alınırsa intikam, saklanır karanlığa"
Dünya harici üç farklı diyar olduğu söylenir efsanelerde. Göğe, yere ve sulara hakimiyet kuran... Diyar Efendilerinin çocuklarından biri olan Parla Tün Bozgun, kendi diyarının Aykırı olarak adlandırılan ço...
YAZARDAN NOT: Rakun'un Anıları kısımlarını okumanız hikayenin gidişatını ve özellikle Parla'nın öfkesini anlamanız için çok önemli. Dolayısıyla bu bölümler ekstra değil, bizzat bölüm gidişatları için önemli kısımlar.
*** Bölümde geçen fayton arabalar Yerdiyar'da nimf perileri tarafından sürülen ve hayvan gücü kullanılmadan yürüyen tahtadan yapılma basit makinelerdir. ***
Oy verin ve mutlaka mutlaka yorum yapın. Tepkileriniz benim için çok önemli 🖤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
RAKUN'UN ANILARI
🎶 Paramore - Crave 🎶
Akademi'nin ilk haftalarından, Eylül 2022
"Yerdiyar'da Akademiler Balkı Ormanları'nın arkasına gizlenmiş bir vadide konumlanır. Öğrencilerin çoğu en gözde üç akademiye girebilmek için hazırlanır hayatları boyunca: Sarmaşık, Taşkışla ve Koru. Taşkışla ve Koru Akademileri Balkı Ormanı'nı geçince batıda kalır ancak Sarmaşık, onların aksine en doğudadır; bu da onu en uzak akademi kılar. Akademilerin etrafına inşaa edilmiş ağaç evler, Yerdiyar'daki aile evlerinin aksine öğrenciler için daha küçük salonlu, iki yahut üç odalıdır."
"Parla burada bilmediğimiz bir şey var mı yani?" diye sordu Duru, ben elimdeki broşürü evirip çevirip tekrar tekrar okurken. Akademiler açılalı birkaç gün olmuştu ve biz Duru'yla beraber yaşayacağımız o ağaç eve çoktan yerleşmiştik. Sarmaşık'ın kampüsünde gezerken gözümüze arkadaş olabileceğimiz birilerini kestirmeye çalışıyorduk. En azından Duru öyle yapıyordu çünkü ben hala akademiye dair herhangi bir detay atlayıp atlamadığımıza takılmış haldeydim.
"Sizin eviniz iki yahut üç odalı mı Rakun Hanım?" diye bir ses geldi nerede duysam tanıyacağım o meşe ağacından. Kafamı bile çevirmedim. "Şımarık Rakun, şımarık, şımarık..."
"Bugün eve çıkarken bir dalını kıracağım," dedim mırıldanarak.
"Besle kargayı oysun gözünü..."
"Parla yine bitkilerle mi konuşuyorsun?" diye sordu Duru. Onunla beraber sözde arkadaş avlamıyor olmama sitem ediyordu ki olduğu yerde mızmız bir tavırla durdu.
"Sataşıyorlar," dedim omuz silkerek. Koluna girerek onu yürümeye devam etmeye zorladım. "Şunlar nasıl?" İleride oturan bir grubu gösterdim parmağımla. İki kız, üç erkek vardı. Duru kaşlarını çatıp bir süre baktı, sonra bir cık sesi çıktı dudaklarından.
