"Tam 680 yıl oldu." Söylediği şeyle başımı kaldırdım. Bana neden bu kadar çok benzediğini bir türlü anlayamasamda bence anlatacağı şey bununla ilgiliydi.
"6-680 mi?" diyerek doğrulamaya çalıştım. Başını aşağı yukarı salladı ve daha sonra susmamı ima edercesine bir rüzgar estirdi. 680 derken ne demek istiyordu? Allah'ım, ben neyin içine düştüm yaa!?
"537 yıl önce ben..." Sözünün devamını getirmesi için başımı salladım.
"Sendim İrem. Senin 23 yaşındaki halindim."
Gözlerimi ona diktim. Artık ağzımı açıp konuşmakta bile zorlanıyordum. Bu kadın, ne söylüyordu böyle? Aslında artık bu olanlar çok da şaşırtıcı gelmiyordu. 2 gün içinde bunları yaşadıysam daha beni neler neler bekliyordur şimdi. Neyse ki merak ettiğim şeyin cevabını bulmuştum. O, bendi. Ben de, oydum. Onu dikkatlice süzdüm. Hâlâ ben olduğuna inanamıyordum. Bu benim yaşlı halimdi ve hayallerimde ki kadar güzel değildi... Bakışlarımdan anlamış olacak ki gözlerini devirdi.
"23 yaşında, senin gibi değil, sendim." Bunu ima ediyordu. Beni ne kadar çok küçümsesende sen bensin, demek istiyordu. Artık ne kadar egoist bir insansam bu hale gelmişim de haberim yokmuş. Ardından bir sessizlik oluştu. Daha devamını getirmeden sorumu sordum.
"Sen hangi evrenden geliyorsun?" Okuduğum fantastik kitaplarda zamanı ileri geri hareket ettirebildikleri için paralel evrene yolculuk yapılabiliyorlardı. Acaba benim başka bir dünyadaki halim olabilir miydi?
Sorduğum soruyla homurdanıp güldü. "Bu dünyadanım canım. Ama ilerde bazı şeyleri öğreneceksin." Dediği şey yüzünden yine düşüncelere daldım. Ne yani. Paralel evranlere yolculuk yapılabiliyor mu? Vay!
"Doğum tarihinin ne zaman olduğunu biliyor musun?" Ani sorusu düşünmeme sebep olmuştu.
Bildiğime göre 2001, Haziranın 5'inde doğmuştum. Artık "Bu soruyu gerçekten sordun mu?" demek isterdim de neyse."Neden bu soruyu soruyorsun? Doğum tarihimi bilmen gerekmez miydi?"
Aşağı bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. Bu nasıl ben olabilirim ya. Arsızlar gibi her söylenen şeye gülmem ben!"Biliyorum. Ama bi' de senden duysam?" Derin bir iç çektim. "2001. Haziranın 5'i. Oldu mu?"
İçinden homurdandı ve fısıltılı bir sesle konuşmaya başladı."Yanlış."
"Ney yanlış?"
"Sorduğum sorunun cevabı." Gözlerimi kırpıştırıp tekrar düşündüm. Yok ya. Karıştırmış olamam. Acaba 5'i mi yanlış söyledim ki?
"Yoo. Doğru. Galiba B12 eksikliğin var." Bu sefer ben sırıttım.
Ama pişman oldum.
Çünkü söylediği şey hayatımın en büyük yanlışıydı. Yani galiba. Daha hayatımla ilgili bilmediğim neler çıkacaktı neler...
"Bunu, 1937 yılında doğan biri mi söylüyor?"
Ben bir yorum yapamıyordum ama her saniye içimdeki kıvılcım büyüyordu. Bu kadın bana her şeyi söylüyordu ama hiçbir kanıt eline almıyordu. Ne yani? Ben 1937 de doğdum ama 2001 yılına mı geldim? Artık nasıl sorusunu geçtim. Niye kardeşim, niyee? Ne olurdu o zamanda kalsaydım.
"Ne o? Sustun bakıyorum. Herhalde kardeşlerinin seni 2000'lere getireceğine düşünmemiştin. Ya da, abla ve abinin olduğunu mu söylemeliydim?" Kardeşlerim beni geleceğe mi götürmüştü? Böyle atma görülmedi! Bu ben, benle dalgamı geçiyor ya!
"Hah. Bunları nereden öğrendiğini sorabilir miyim acaba? Ya da kendi kafanda nasıl bir kurgu oluşturduysan-"
"Ben sendim İrem. Bunu kaç defa söyleyeceğimi bilmiyorum ama ben bunları öğrendiğim zamanı geriye sardım ve her şeyden habersiz olan İrem'in yanına gittim. Sana bunları erkenden söyleyip hayatını tümden değiştirecek ve imkansız olan hayallerine kavuşman için. Senin için ya da benim için, her neyse. Zamanı geri sardım. Ama bir felaket oldu İrem. Bunları sana şimdi açıklayamam çünkü sen şu an ne hissediyorsan ben de aynı duygular içerisindeyim. Ve buna hazır değilsin. Bunu hissediyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/366610680-288-k601131.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİNBİR DİLEĞİM
Fantasy"İrem Alyas, hayatını dedesiyle birlikte geçirmiş, yalnız, sıradan bir kız." Keşke öyle olsaydı. Keşke bu söylenebilseydi ama bahsettiğimiz kızın hiç öyle bir hayatı olmayacaktı. Ailesi bilinmez bir boşluğun içindeyken o geleceğe hapsolmuştu. Sorun...