"İrem Alyas, hayatını dedesiyle birlikte geçirmiş, yalnız, sıradan bir kız." Keşke öyle olsaydı. Keşke bu söylenebilseydi ama bahsettiğimiz kızın hiç öyle bir hayatı olmayacaktı.
Ailesi bilinmez bir boşluğun içindeyken o geleceğe hapsolmuştu. Sorun...
Herkese merhaba! Tekrardan yeni bir bölümde buluştuk ve bu bölümde diğer yan veya ana karakterleri tanımış olacaksınız. Ayrıca bolca betimleme var ve aralara pintten fotolar koydum. Eğer isterseniz hayal gücünüze yönelin çünkü benimde pek hayal ettiğim gibi değiller fotolar.
Hepinizi seviyorum!
Hadi o zaman başlayalımmm <3...
* . . . . . .★.
Şarkı olarak: Popular/The Weeknd...
Eee... Ben doğru yere mi geldim yoksa başka bir evrene mi ışınlandım? Burası Hera Palas mıydı gerçekten? Dışarıdan bakılınca çöplüğe benzer bir hali vardı ama içi...
O tahta kapıdan; altın, yaldız süslemeli perdelere, halılara, şık insanlara nasıl bri geçişti böyle?
Ortam o kadar havadar ve açıktı ki. Kokusunu bile sürekli içinize çekeniz geliyordu. Vücudum benden bağımsız bir şekilde kendi etrafında döndü. Oturma alanları, benden kat ve kat uzun boydan camlar ve yine aynı şekilde gri, yaldızlarla süslenmiş kraliyet perdeleri. Ah... böyle bir yer İstanbul'da olabilir miydi?
Önüme açılan merdivenler, oturma alanları ve hizmetçilerin olduğu bölümlere dağılan kırmızı halı. Ayaklarımın altındaydı. Duvarlar ise; tablolar, ünlülerin fotoğrafları ve resimlerle süslenmişti. Bazı duvarlarda ise ünlülerin veya insanların yazdığı köşe yazıları vardı. Anlamlı sözler gelen misafirlerin dikkatini çekiyor ve duvarda yazılan yazıları okumasını sağlıyordu. Sağımda bulunan sekreterlikte ise telefonlar ve sekreterlerin arkasında bulunan camla kaplı dolabın içinde ise oda anahtarları vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Temsili/ ben daha kasvetli bir şey hayal etmiştim, bence kendi hayal gücünüze bağlı tutun ben isteyenler için koydum♡)
Başım dönüyordu, burası hayatımda gördüğüm en iyi oteldi! Gözlerim ise fıldır fıldır her köşeyi incelerken tavanın açık olduğunu fark ettim. Camla kaplı tavan gökyüzünü incelememi sağlıyordu. O kadar hayran kalmıştım ki mantıklı düşünemiyordum. Burası büyüleyiciydi. Adımlarımı hızlandırarak oturma bölümlerinin olduğu alana geçtim ve birkaç kadının olduğu yere oturdum. Burası sıradan bir otel olmasa gerek. Zaten insanların şık giyimine ve etrafa bakılınca bu anlaşılıyordu. Kadınların hepsi, uzun parlak, simli elbiseler giyiyor ve ellerindeki kokteylerle insanları selamlıyorlardı. Erkekler ise bazıları asker kıyafeti giyiyor ve çevreyi denetliyor; diğer bölüm ise şık takım elbiseleri ile ortamın tadını çıkarıyorlardı. Daha sonra fark ettim ki, bazı insanlar bana bakıyordu. Şimdiden dikkat çekmiştim. Galiba onlar gibi olmadığım için biraz garip karşılaniyordum ama umursamamak en iyisiydi.