Bartu Keskin Bozkurt
Günün ilk ışıklarında gözlerimi açtım. Duvardaki saate kaydı gözlerim. Saat henüz 07.30 idi. Yataktan kalktım. Şöyle kısaca odama bir göz attım. Pekala dağınık bir adamdım. Çocukken de böyleydim. Daha vaktim vardı. Odamı toplamaya koyuldum. Bugün İpek'e haber vermem gerekiyordu.
Toplama işlemim bittikten sonra dolaptan üstüme siyah bir tişört ve altıma da siyah eşofman giydim. Bu havada tercih edeceğim bir parça değildi ancak paten kayarken en rahatı da buydu. Çıkardıklarımı yatağa bırakıp banyoya yöneldim. Annem yeni uyanıyordu. Beni görünce o güzel yüzünde bir tebessüm oluştu. "Günaydın oğlum benim." dedi yanıma gelirken. Ben de ona bol öpücüklü bir günaydın sunduktan sonra hızlıca banyoya girdim.
Ferah bir banyodan sonra üzerimi giyinip annemin hazırladığı kahvaltıdan atıştırdım biraz. Bir saat geçmişti. Evden çıkıp İpek'in kayıt işlemlerini gerçekleştirecektim daha. İlgilenmem gereken tek şey sadece oydu. Ama dert etmiyordum. Daha nelerle karşılaşmıştım.
Binadan çıktığım gibi az ötedeki arabama ilerledim. Zaman kaybetmeden pistin yolunu tuttum. Yolda giderken de İpek'in kimlik bilgilerini öğrenmem gerekiyordu. Bunun için ailesine ulaştım.
Yaklaşık yarım saatin ardından adresteydim.
İşlemler bitmişti. Sıra İpeği çağırmaya gelmişti. Önce Sarca'yı aradım. Dünden razı olmalıydı. Dakikasında attı numarasını. Bekleme yapmadan aradım. Başka birisiyle konuşuyordu. Kapattım. Az ilerideki kafeye gidip kendime bir kahve aldım.
Kısa bir süre sonra tekrar aradım. Birkaç kere daha çaldıktan sonra açtı telefonu. O nahif sesini duyar duymaz yine nutkum tutulmuştu. Hayatımda duyduğum en güzel sesti. Abartmıyordum. Gerçekten de öyleydi. Sadece 'Alo?' demişti. Başka birşey söyleyecek mi diye merak ettim. Ama tek kelime dahi etmedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Elim ayağım birbirine dolaştı. Sonra ağzımdan, "Alo, napıyorsunuz bakalım İpek hanım?" kelimleri döküldü. Saçma mı olmuştu? Aman banane ya. Ne olduysa oldu. Güldü. "İyiyim koca kafalım, sen napıyorsun?" Dedi. Sırf gülüşünü tekrar duymak için ağzımın içinde birşeyler geveledim. Herşeye gülüyordu. Yanılmadım. Yine güldü. Lafı uzatmadım uzatırsam saçmalayacaktım. Evet kocaman yaşımda ben saçmalayacaktım. Direkt söze girdim. "Sana birazdan atacağım adrese gel. Eğitimlere başlayalım bence. Beklemeye gerek yok diye düşünüyorum. Gelince konuşacaklarımız var." Karşıdan onaylayan bir mırıltı çıkardı. Tam tekrar konuşacaktım ki telefonu suratıma kapattı.
Beklerken Instagram hesabına girdim. Eğer takip etmezsem başıma bela olacağını söylemişti.
@iposs_ss.653
ervosumm 🎀
873 beğeni
340 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalpler
Jugendliteratur17 yaşındaki lise öğrencisi olan İpek hayatını buz patenine adamıştır. Normalde İstanbul'da yaşamasına rağmen babasının işi nedeniyle şehir değiştirip İzmir'e taşınmak zorunda kalıyorlar. Bu nedenle okulundan ve yıllardır beraber olduğu eğitmeninden...