Gözlerim dısardan gelen siren sesiyle aralandı. Gözlerimi kırpıştırarak yataktan kalktım. Sıkıntıyla nefes verip Sakince kıyafet dolabına yürüdüm. Üstüme siyah bir üst aldım. Altımada siyah bir alt. Arkamdan gelen junho uykulu bir sesle "günaydın" dedi. Hafifçe gülümseyip bende "günaydın" dedim. Junho dolaptan beyaz bir elbise aldı ve giyindi. Yatakhane iki bölümden olusuyodu kızlar ve erkekler. Yatakhaneden çıkıp yemekhaneye yürümeye başladık. Yemekhaneye gelip tabağımıza yemekleri doldurduk. Acıkcası yemekler hiç görmediğim yemeklerdi örneğin: olka hamuru, avakour suyu, erkeaner yumurtası ve benzeri. Biz junhoyla oturacak yer ararken bir yer bulduk ve oturduk. Bir süre sonra karşımıza iki kız ve iki erkek oturdu. Turuncu saçlı çocuk "kusura kalmayınız. Yer yoktu buraa boştu da oturaduk." diye şiveyle konuştu. Sıkıntı olmadığını belirtim ve yemeğime gömüldüm. Kızlardan kısa olan "adınız ne" dediğinde adımızı söyledik ve kızda "ben terra, bu siyah saçlı kız auro, turuncu saçlı Axel ve bu siyah saçlı çocuk Boris" dedi. Auro adlı kız "yemeğini ye terra biz bize yeteriz" dediğinde junho sinirle "o zaman kendi kendinize yeteceğiniz bir masa bulun bu masada size yer yok" dedi. Boris adlı çocuk auro nun elinden tutup onunla farklı bir masaya geçince axel ve terra da özür dileyerek kalktılar. O sırada görüş alanıma rex ve onun sırtında uyuyan yoko girdi. Rex elindeki iki tabağı masaya bırakıp yokoya sırtından inmesini söylediğinde yoko mızırdanarak sırtından indi. Rex karşıma oturup yemeğine gömülürken yoko kafasını masaya dayayıp uyumaya devam etti. Junho yokonun kafasından aşağıya su dökünce yoko yerinden fırladı. Sinirle junho ya bakıp yemeğini yemeye başladı. Junho aynı sinirle yokoya "iyilik de yaramıyor sana" dediğinde yoko yapışkan bir tavırla junhonun koluna yapıştı ve "tamam kızma hanım" dediğinde junho sinirle "ne hanımı yoko" dedi. Yoko yürek yemiş gibi sırıttıyodu. Junho sabırla nefes verdi ve masadan kalktı. Onun arkasından Rexte yemeğini bitirip masadan kalktı. Ben ve yokoda yemeğimizi bitirmiştik. Yoko durup durup sesli bir şekilde gülüyordu. En sonunda yoko "junho seviyo beni dimi" dediğinde bende güldüm. Ben cevap vermediğime kendisi "seviyo seviyo" dediğinde kolundan tutup onu çeşmeye doğru götürdüm ve yüzüne buz gibi suya soktum. Yoko ayıldığında junho ve Rexin yanına gittik. İlk dersimiz yazı becerileriydi. Bu derste özel bir dil öğretilip yazılıyordu. Hocamız gelip bize dildeki harflerin listesini parşömene yazdırdı. Acıkcası bu ders o kadar sıkıcıydıki hocanın yazmamızı istediği kelimeleri junho dan bakarak yazdım. Yoko ve Rexte junho daň baktı. Fakat junho yokoyla uğraşmak için ona yanlış kopya vererek "hocamızın adı Bluekir Niar" yazmamız gerekirken "hocamız çok sinir bozucu bir şey" yazdırdı. Hocamız Nicknes krallığından olduğu için *şey* sözcüğü onu baya sinirlendirmişti ve yoko baya azar işitmişti. Nicknesliler için *şey* sözcüğü bir hakarettir. Yoko bu yüzden yokonun eline kırbaçla vuruldu. Yoko dersin kalanında elinde oluşan ağrı nedeniyle kıvrandı. İkinci ders güçlerin kullanımıydı. Dersin hocası uzun zaman önce İnnes Krallığının baş muhafızlığını yapmış Leydi Amaristi. Kadın çok asil ve sertti ancak harika bir eğitmendi. Birinci dersin intikamını almak isteyen Yoko, junho hareketlerin denemesini yaparken ona bir çelme attı. Junhoysa düşüşüyle birlikte hem şaşırdı hem sinirlendi. Yoko ukalaca gülümsedi. 4 saatlik eğitimin ardından öğle yemeği için yemekhaneye gittik. Yemeğimizi yerken bir süre yoko ve junhonun kavgasını dinledik. Rex bana dönerek "senin ailen sence seni merak eder mi?" dedi. Umursamazca "merak ediceklerini zannetmiyorum. Zaten beni gördükleri zaman idam ettiracekler." dedim. Sonra ekledim "seninkiler?". Rex bir an durdu ve "beni özlerler. Emin değilim ama bence özlerler" dediğinde gülümsedi. Gülümsemesi buruktu. Yemek sonrası tarih ve dikiş dersleri vardı. O derslerde yoko ve junhonun tarkışmalarıyla geçti.
Akşam yemeği sonrasında serbest bırakıldık. Aslında biraz uyumak kotü olmazdı ama genede uyumak yerine dördümüz yemekhanenin üstlerindeki dağda bir Mağrada ateş yaktık. Junho sakin bir sesle "sizce bizde ölücez mi?" dediğinde ölüm sessizliği aramızda kol gezdi. Yoko buruk bir sesle "ölürsem ölüyüm ama benim annemi korumam lazım" dedi. Rex bir süre durdu ve "hepimizin koruması gereken şeyler var. Mesela benimde yoko gibi annem." junho hüzünle güldü ve "benim koruyacak veya korunacak kimsem yok" dedi. Yoko sessizce "ben seni korurum" dedi. Bende "benim ablamı korumam lazım."dedim ortamdaki huzursuzluğu bozmak için fakat bu huzursuzluğu bozmak baya zor Olucaktı. Junhonun gözleri hafiften kapandı ve kendini derin bir uykuya bıraktı. Yoko gözlerini ateşten ayırmadan konuştu "haberiniz olsun ben uyuyorum. Rex ben uyursam beni sırtında taşırsın." dedi ve o da uyudu. Terlemeye başladığımda yerimde kıpırdandım. Rex bunu fark etmiş olacak ki "iyi misin" dedi. Başımı salladığımda Rex bana bakarak "bir sıkıntı olursa beni bul ben seni korurum" dediğinde güldüm. "bana özelmişim gibi hissettirmeye mi çalışıyorsun?" dedim. Rex nefes alıp "evet çünkü benim için özelsin" dedi ve yokoyu sırtına alıp dağdan aşağı doğru indi. Bende hala yanan ateşi söndürüp ayaklandım. Junhonun kolundan tutup uyandırmaya çalıştım fakat olmadı. Onu sırtıma alıp yavaşça dağdan indim. Onu yatağına yatırıp bende yatağıma yattım. Rexle olan konuşmam aklıma gelince hafifçe güldüm.
BÖLÜM SONU
EVETT! ŞÜKÜR BÖLÜM BİTTİ.
NEYSE SONUÇ OLARAK BÖLÜM BİTTİ. BİDE REX ARTIK SÜREKLİ "ÇÜNKÜ..." DİYECEK HAZIR OLUNBİDE YOKO BENİM SIRA ARKIM. YOKO ONUN İÇİN KİTABA EKLENDİ. (SIRA ARKIMA SLM)
800NCÜKELİME
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meteorun Etkisi
FantasyBir meteor etkisiyle 4 büyük güç ortaya cıkar ve bu güç 4 kisiyi etkisi altına alır fakat bu 4 kişi kim Olucaktı??