Oklearda Vadisi

32 3 0
                                    

Gözlerimi açtığımda hep evimizin yeşil tavanını izlerdim. Bazen sırf o tavana bakıp hayal kurmak için 1 saat erken kalkardım. O tavan benim için bir sığanaktı.

Gözlerime ışık dolarken gene o tavanı görmeyi istedim. Ama gördüğüm masmavi bulutlarla dolu bir gökyüzüydü. Kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Benim yanıma yıralanmış 28 kişi vardı. Bizim karşımızda ise 8 kişi. Karşımızdaki kişilerin yaşı 40-80 arası iken bizin yazımız 18-30 yaş arasıydı. Yanımdaki çocuk yerde bağdaj kurmuş yerdeki papatyaları koparıp seviyor sevmiyor oynuyordu. Benle arasında 5 kişi olan sarı-beyaz saçlı çocuk bağırdı; "buradan bir çıkayım öşşeklerimle saldıracağım size!!" diye. Yanımdaki çocuk papatyaları bırakıp sabır dilenircesine karşımızdaki adamlardan birine "niye buradayız" dedi. Bende hızla oturur pozisyona geçtim. Adam Sakince "bakın sakin olunda size olanı anlatalım" dediğinde sarı-beyaz saçlı çocuk "neyi anlatcan bee. Kaçırdınız bizi fidye istiyosunuz. Aptala değiliz herhalde" diye bağırınca bu sefer bir diğer adam "Sakin ol yoko. Evet buradasınız çünkü düşen meteorun efsanesini bence hepiniz biliyorsunuzdur." dediğinde bende söze karıştım; "Evet biliyoruz meteorun düşümünden 150 yıl sonra 4 büyük güç çıkıp evrenin sonunu getirecektir ama bu sadece bir efsane". Adam "hayır bir efsane değil bir gerçek." dediğinde ben gene araya girdim ve "ama biz 28 kişiyiz sadece 4 kişi bu güce sahip olabilir ve bu 4 kişinin kim olduğunu hiç kimse bilmemeli" dedim. Efsaneleri cok iyi bilirdim. Adam "evet haklısın zaten bu yüzden 4 kişiden biri olmadığına emin olduklarımızı öldüreceğiz." dediğinde az önce sakinle iş olan Yoko adlı çocuk gene sinirle "bırakın gidelim!" diye bağırdı. Artık herkesi dehşet kaplamıştı. Adamlar arkalarını dönüp "saat 7de kahvaltı 12de öğle yemeği öğleden sonra 5te akşam yemeği var" unutmayım dedi ve gittiler. Ardından 28 kişi çimenliğe uzandık veya oturduk. Yanımdaki çocuk bana dönüp "Sence ben ölür müyüm? Bence ölmem. Çünkü çok yakışıklıyım. İlk senin gibi çirkinler ölür." dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Çocuk "ben Rex ama sen bana yakışıklı diyebilirsin." dediğinde elimle alınına vurdum. Rex kıkırdadı. "sesiz ol sinirimi bozuyorsun" dediğimde Rex gene ukalaca sırrıtı. Ayağa kalkıp diğer uca gittim ve ağlayan kızın yanına oturdum. Kız göz ucuyla bana baktı. Bense sadece "suyun var mı?" dedim. Kız sinirle "ölücez ve su mu düşünüyorsun" dedi. Bende "su içmezsek ölümümüz daha yakında olucak" dedim. Kız biraz durdu ve sonra yanındaki çantasından bir şişe su çıkardı ve bana uzattı. Şişeyi alıp su içtim(Yazardan not:şişeyi götüme sokmayacağım için içtim) kıza teşekkür ettim ve kıza döndüm. "adın ne?" dedim. Kız "Junho. Senin adın ne?" dedi. Yavaşça "misty" dedim. Junhoya bakınca ablama benzediğini gördüm. Hafifçe ona dönüp "ölümden korkuyorsan ben seni korurum." dedim. Junho gülümsedi. O sırada yoko ve Rex junhoyla benim önümde durdu. Yoko "su var mı Junho?" dedi. Junho "Misty bu yoko kendisinin babası beni öldürmeye çalıştı ve denedi. Ve şuan benden su istiyor." dedi. Yoko mutsuzlukla "babamın yaptığının sorumlusu niye benim" dedi. Junho sinirle "git başımdan yoko" dedi. Rex "bence yokonun suçu yok" dedi. Bende sırf Rex'e inat "bence Junho haklı" dedim. Aslında yoko haklıydı ama Rex'e inat ettim. Rex ise "Elbise giyen birini ciddiye almıyorum" dedi. Bende "bende aptalları ciddiye almıyorum Rex" dedim. Rex gözlerini kısarak bana baktı. O sırada yanımıza bir kız geldi. Kız "selam. Ben nina. Rehberinizim benle gelin." dedi. Hepimiz ayaklandık ve yürümeye başladık. Ben yürürken ninaya "burası neresi?" dedim. Nina gülerek "burası keşfedilmemiş bir vadi. Oklearda Vadisi." dedi. Etrafa bakındım. Bol çiçeklerle doluydu. Çimenlik bir alandı. Yürümeye devam ettik. Ağaçlık bir alana gelince nina durdu ve ağaçlar yan tarafa çekildi. BURASI NEREYDİİ! AĞAÇLAR HARAKET EDİYOO! diye düşündüm. Junhoda benim gibi etrafa bakıyodu. O sırada Rex bana çelme takmasıyla dengemi kaybetip düştüm. Rex alayla "demek aptalım bakalım kim aptal" dedi. Beni ayağa kaldırma amacıyla yoko bana elini uzattı. Elini tutup kalktım. Yoko "ona aldırma" dedi. Sakinleşmişti. Ben başımı sallayıp onu onayladım. Yoko yavaşça Rexin yanına gitti. Bende junhonun yanına gittim. Junho Sakince yürüyordu. Ama içten içe korkuyordu. Ona "korkuyor musun" dedim. Junho "hayattı korkarak geçmis birine soruyorsun bunu" dedi. Gülümseyip koluna girdim. Nina durdu ve önümüzde duran binayı gösterdi. Yeşildi. Nina "burası yemekhane" dedi. Sonra onun yanında duran beyaz binayı gösterdi. "burasıda yatakhane" dedi. Bina herkese yatakhanedeki yatağını gösterdi. Ve sonunda üstüme pijama giydim. Bu sefer tavan yeşil değildi ama beyazla idare demek zorundaydım. (Yazardan not:derde bak ae) ve uyku beni sahiplendi.....





BÖLÜM SONU

OHHH ŞUKURR BİTENE KDR OLDUMM

JUNHO:

JUNHO:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YOKO:

YOKO:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

REX:

MİSTY:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MİSTY:

VE700NCÜSÖZCÜK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


VE700NCÜSÖZCÜK

Meteorun EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin