Meteorun Etkisi

Seçilenler:1

Yoko nun anlatımıyla

Gözlerimi hızla açtım. Gene kabus görmüştüm. Ensemi kaşıdım ve ayaklandım. Dün olan ölümler yüzünden bir cenaze töreni düzenlenmişti. Bu yüzden geç saatlere kadar uyanık kalmıstık. Zaten hiç birimizin uykusu yoktu. En erken kalkan ben olmalıydım. Yatakhane in kapısını açmak için ilerledim ki kapı kilitliydi. Sinirle pencereye yürüdüm ve pencere zaten açıktı. Hızla orda tutunup atladım. Açıkçası pencereye tırmanma ve atlama ustasıyım. Eskiden beri babamı rahatsız etmemek için hep pencereyi kullanırım. Babam benden hep nefret etmiştir. Yürümeye devam ederken arkamdan bir ses geldi. Çalılıklardan. "saçmalama kaçarsak ölümüzü çiğnerler" dedi ses. Diğer ses ise "asıl kaçmazsak ölümüzü çiğnerler." dedi. O tarafa yürüdüm ve iki adam gördüm biri kumraldı ve çilliydi. Diğeri ise kalın kaşlı kumral bir çocuktu. "neyden bahsediyorsunuz" dedim. Çilli olan tam "kaçm-" derken diğeri "kapa çeneni Peter." dedi emir verircesine. Peter ise af diler gibi diğer çocuğa baktı. Bense "neyden bahsettiğinizi söyleyin yoksa yetkililere haber veririm." dedim tehditkar bir sesle. "tamam yeterki kapa çeneni. Bak ben Lix buda Péter ve biz kaçmaya calışıyoruz." dedi. Bense "niye" dedim. Lix ters ters "neden acaba? Dün 3 ölü gürdük. 3. Bu onların işi değilde kimin işi!" diye bağırdı. "onların yaptığını mı düşünüyorsun?" dedim. Peter araya girip "o öyle düşünüyor ama ben bunun bir kump-" derken lix gene "kes sesini Peter" dedi. Bu sefer lix'e dönüp "bir dursa konuşsun" dedim. Peter'a dönüp "evet söyle" dedim. Peter gülümsedi ve "bunun bir kumpas olduğunu düşünüyorum." dedi. "peki kim tarafından?" dedim. Lix gene "bir açıklama yapamıyor. Çünkü böyle birşey yok." dedi. Peter sessizce önüne döndü. Lix ukalaca sırıttı ve bana bir adım daha attı. "ya bize katılırsın kaçmamıza yardım edersin yada burada ölürsün" dedi. Sakince "senden korktuğum felan yok. İstersen öldür umrumda değil. Size katılmam." dediğimde Lixin gülüşü soldu. Sinirle yakamdan tutup "ölmeye çalışıyorsan sıkıntı yok. Bunu seve seve yaparım" dedi. Umursamazca bir bakış attıktan sonra gitmek için arkamı döndüm. O sırada lix "peki ya şu sürekli kavga ettiğin kız. Ya ona bulaşırsam." dediği gibi ona karşı dönüp sinirle "sakın. Sakın böyle birşeye bulaşma. Bulaşırsan gidersin ama bu dünya üzerinden." dedim. Lix sinir bozucu şekilde gülüyordu. "o zaman bize katıl kız zarar görmesin." dedi. Junho ya bu zamana kadar çok çektirmiştim. Herşey benim yüzümdendi. Daha fazla zarar vermek istemiyordum. Sinirle "kabul ama hızlıca kaçı az ve kimse anlamıycak."

Misty'nin Anlatımıyla

Sabah yemekhanede büyük bir sessizlik vardı. Dün olanlar yüzünden herkes uykulu ve mutsuzdu. Bu yüzden bugün eğitim görmiyecektik. Junho karşımda oturmuş ağlamaktan şişen gözleriyle yemek yiyordu. Dün kan korkusu olduğu için baya korkmuştu. Ayrıca cenaze boyunca ağlamıştı. Sessizce yemeğimizi yerken Rex yanımıza geldi. Dağılmış saçları ve uykulu gözleriyle etrafı tarıyordu. Dün herkesten geç uyumuştu. "Yoko nerede?" dedi hafif kısılmış sesiyle. Junho hafif bir panikle "yok mu?" dedi. Bana kalırsa Junho Yoko ya karşı bir şey hissediyordu. Ancak eskiden aralarında yaşananlar bu olaya zıt tepki veriyordu. "Sıkıntı yapmayın. O da bizim gibi dün çok yoruldu. Sürekli senin yanındaydı Junho. Herhalde kafa dinlemeye çıkmıştır. Hemen paniklemeyin." dedim sıkıntıyla. Junho hala panik içindeydi ve "Nasıl endişelenmeyelim. Dün 3 kişi öldü.  Ya başına bir şey geldiyse?" dedi. Onu rahatlatmak için gülümseyip sırtını sıvazladam "tamam. Yemekten sonra onu ararız olur mu?" dedim. Junho hevesle kafasını sallayıp onayladı. Rex hala ayaktaydı. Ona dönüp gülerek "oturmayı düşünüyor musunuz yoksa davetiye mi bekliyorsunuz beyefendi?" dedim. Rex sırıtarak "davet bekliyorum. O daveti siz yollar mısınız lütfen" dedi. "üzgünüm bende davetiye yok." dedim dudak büzerek. O sandalyeye kurulurken ben yemeğimi yemeye devam ettim. Yaklaşık 1-2 dakika sonra Rexe dogru dondü bakışlarım. Rexle gözlerimiz buluştuğunda onun siyah ve derin gözlerine bakarken sessizliği böldü.