Mağarada

22 4 8
                                    


Gözlerimi hafifçe araladım. Yattığım yerde rahatsızca kıpırdandım. Oflanarak ayağa kalktım. Heryer karanlıktı. Elimle birşeylere tutunmaya çalıştım. Burası mağraydı. Dün mağrada otururken büyük ihtimalle uyumuştuk. Kısık bir sesle "Junho" dedim onu ararcasına. Biraz öteden kıpırdanma sesleri geldi. Ardından "Misty" diye bir ses. Sesin sahibini hemen tanıdım. "Rex neredesin?" dedim. Rex "ben buradayım. Sen neredesin?" dedi. Gözümü devirip ilerlemeye çalıştım. O sırada tökezleyip düşerken Rex beni ani bir şekilde tuttup kaldırdı. Yüzünü net olarak göremesemde görüyordum. Gülümseyerek bana baktı. Elimi tutuyordu. Elini bırakıp "burası neden karanlık ve junhoyla yoko nerede?" dedim. Rex yürüyerek "Bilmiyorum. Ama büyük ihtimalle mağranın ağzını taşlar kapatmış. Yukarıdaki taşlar düşmüş ve bizde burada kalmışızdır." dedi. Endişeyle "ya Junho ve yoko taşların altında kaldıysa. Ölmüşlerdir." dedi. Başımı sallayıp "saçmalama o zaman cesetlerini görürdük." dedim. Rex "belki dışarı çıkınca üstlerine düşmüştür. Yani cesetleri dışarıdadır." dedi. Sıkıntıyla onu onayladım. Mağranın ağzını kapatan kayaları itmeye çalıştım fakat kayalar çok büyük ve iriydiler. Yere oturup "evet bi mağrada kalmadığımız kalmıştı o da oldu." dedim. Rex mağranın duvarına yaslanıp "bu zamanın keyfini çıkaralım." dedi.

Ona öfkeyle "mağrada kaldık ve sen mutlu musum?" diye bağırdım.
Rex ise "mağrada seninle kaldığım için mutluyum Kıvılcım" dedi. Ve "bana bağırma" diye ekledi.

Arkama yaslanıp "neyse ne işte hiç birşey göremiyorum." dedim. Rex cevap vermeden hızla mağranın karşı duvarına yaklaşıp "burada bir not var" dedi.

Junhonun Anlatımıyla

Yokonun kafasına vurdum. Yoko bana sinirle baktı. Ona "sana rex ve misty'i uyandıralım demiştim şimdi senin yüzünden derse geç kaldılar" dedim. Yoko "geç kalacaklarını nereden bilebilirdim ki." dedi. Sinirle önüme döndüm. Biraz sonra tekrar ona dönüp "ya bizi bulamayıp bide telaşa kapılırlarsa" dedim. Yoko bana ters ters bakıp "not bıraktık ya işte" dedi. Tekrardan önüme döndüm. Yoko "bence geç kalmaları çok iyi oldu. Şu saçma derse girmemeleri çok güzel birşey" dedi. Tam ona sinirle cevap verecektim ki hoca yokonun yanına gelip omzunu okşayıp "çocuklar yarın ilk seçilenin yani yokonun belli olduğu için bir kutlama yapılacak. Ayrıca yarın seçilenlerden olamayacağını kanıtlayan arkadaşlarımızda idam edilecek." dedi. Yoko omzunu hocanın elinden kurtarıp "birileri ölerken biz kutlama mı yapacağız?" dedi. Hoca "bu açıyla bakıp keyfinizi bozmayın" dedi. Auora "peki kimler idam edilecek?" dedi. Hoca "bu akşam yatağında zarf olanlar idam edilecek kişiler" dedi ve derse devam etti. Bense hem sinir hem kaygı hemde korkuyla tırnağımı yemeye başladım. Yoko beni sakinleştirmek için omzumu sıvazladı. Bense korkuyla ağlamaya başladım. Terra yanıma yaklaştı. Koluma dokundu ve o da ağlamaya başladı. Biz birbirimize destek olurken Auro "hey sakin olun bizi öldürmezler. Biz birşey yapmadık." dedi. Biraz sakinledikten sonra yokoya dönüp "Rex ve misty'ye bakalım." dedim ve birlikte yürümeye başladık. Aslında terra ve auora'ya da gelmesini teklif ettik. Ama onlar biraz kafa dinlemek istediklerini söyleyip okyanusun kenarına gittiler. Mağraya vardığımızda içime bir ateş düstu. Çünkü mağranın girişi kayalarla kapatılmıştı. Yoko gür bir sesiyle "Hey! Rex, Misty. Orada mısınız?" diye bağırdı. İçerden "yoo biz burada yokuz. Kesinlikle burada kalmadık." diye bir ses geldi. Mistynin sessiydi. İçerden farklı bir ses "artık yardım etseniz nasıl olur?" dedi. Rexin sesiydi. Rahatlayarak kayalara yürüyüp itmeye çalıştık. İtemeyeceğimizi anlayınca yoko "burada bekleyin biz yetkilileri çağrıp geliyoruz." dedi. Rex homurdanarak "yok kardeşim biz okyanusa gideceğiz. SENCE BAŞKA NEREYE GİDEBİLİRİZ Kİ??!!" diye bağrınca yoko "pardon unuttum. Hadi junho gidelim" dedi. Ve hızla koşmaya başladık.

Misty'nin Anlatımıyla

Junho ve yoko tekrar gidince Rexle tek kaldık. Rex bana doğru gelip yanıma oturdu. Bana bakıp "Eğer kaçamasaydın, Yani eğer nişanlanmak zorunda kalsaydın cidden zoayla nişanlanacak mıydın?" dedi. Bunu derken sesi korkak ve endişeli çıkıyordu. Umutsuzca "başka şansım yokki." dedim. Rex mutsuzca "yani Zoayı seviyor musun?" dedi. Anında "Hayır. Asla. Ondan nefret ediyorum. Şerefsizin teki." dedim tek nefeste. Rex biraz daha rahatlayıp kıpırdandı. Rex bana dönüp "peki ben ve zoa arasında kalsan. Kimle evlenirdin?"dedi. Bu saçma bir soruydu. Açıkcası ikisinide seçmezdim. Ama Rexe kendimi daha yakın hissediyordum. Sessizce "seni seçerdim." dedim. Rex sırıttı.

Meteorun EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin