Lâl

3. Bölüm

Hoş geldinizz.

Oy ve yorumlarınızı unutmayın💋❗

İyi okumalarr.

🫀

Gözüme çarpan güneşin ışığı, gözümü yakıyordu. Güçsüz ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Uykum vardı ve rahatsız oluyordum. Hem güneşin ışığından hem de aşağıda ki kavga seslerinden.

Deniz abimin sesi ağır basıyordu ve büyük ihtimalle Mert abime kızıyordur. Gelen kırılma sesi ile kaşlarımı çattım. Aşağıya inmek için yatakta doğruldum. Sonra vaz geçtim onlar beni umursamış mıydı? Kalkıp perdeleri kapattım.

Komidinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım. Sabah saat yediydi ve dersin başlamasına yarım saat vardı. Bir günden bir şey olmazdı. Sürekli okula gitmek zorunda değildim. Devamsızlık yapmak benim de hakkımdı. Sonuçta devamsızlık süresi vardı.

Yatağa geri yattım ve örtüyü kafama kadar çekip gözlerimi kapattım. Çok sürmedi. Aşağıda ki kavga sesleri artık uğultulu geliyordu ve ninni gibiydi. Uyku bana 'gel' diyordu ve karşı koymadım. Uykunun yanına gittim.

🫀

Gözlerim bu sefer kendiliğinden açıldı. Hemen telefonumu alıp saate baktım. Yuh anasını! O kadar uyumuş muydum ya? Saat üçtü be üç. Yıllık uykumu almıştım sanırım. Babam sağ olsun uyumama izin vermiyordu.

Her ne kadar uyumuş olsamda uykulu gözlerle ayağa kalktım ve lavaboya geçtim. Elimi, yüzümü yıkayıp kuruladım. Boy aynasının önünden geçerken durdum. Kendime baktım. Bu kim babasını satayım?

Gören korku filmi canavarı sanar ya! Televizyondan fırlamış gibiydim. Çalışma masama geçtim ve makyaj malzemelerimi koyduğum küçük çantayı çıkardım. Öyle çok makyaj yapan biri değildim. İhtiyacım olmadığı sürece yapmıyordum. Şuan ki hâlimi gören beni bağımlı zannederdi herhalde.

Küçük masa aynasını ayarladım ve ilk olarak yanağımda ki tokat izinden başladım. İzi hâlâ duruyordu. Şerefsiz öyle bir atmıştı ki öbür tarafı görmüştüm. Elinin izi yanağıma geçmişti. Şükür kapattığımda göz altıma geçtim. Daha sonra da kötü gözükmediğime kanaat getirdim. Kup kuru olan dudaklarıma nemlendirici sürdüm.

Yüzüme bir şey sürdüğüm belli olmuyordu. Saçımı taradım ve saç bakım sütü ile masaj yaparak uyguladım. Saçım öyle dümdüz değildi hafif dalgası vardı ama belli olmuyordu. Arap saçına dönmediği sürece kolay taranıyordu. Saçımı salık bıraktım ve bileğime siyah lastik tokalardan birini geçirdim.

Aşağıya indiğimde Deniz abim sandalyede oturuyordu. Geldiğimi fark etmeyecek kadar dalgındı. Neye bu kadar dalgındı? Benim bile vakit ayırıp, üzülemeyeceğim dün öğrendiğim gerçeklere mi?

Deniz abimi takmadan kupaların olduğu yerdenkendime ait olan kupayı aldım. Evde kahve makinası vardı ama cezvede yapmayı daha çok seviyordum. Burnum hafif akıyor gibiydi ve şuan her ne kadar soğuk bir kahveye ihtiyacım olsada sıcak kahve içmeliydim.

Dün gece ne olduğunu hatırlamıyordum. Gece bir ara telefonda takılmıştım onu hatırlıyorum ama.. Gerisini hatırlamıyordum. Onuda çok az hatırlıyordum, gerisi yoktu. Ama misler gibi kokuyordum. Hayatımda bu kadar güzel koktuğumu hatırlamıyordum. Saçlarım ilk defa bu kadar yumuşacıktı. Ayrıca üstümde ki kıyafetler dün gece giydiğim kıyafetler değildi.