World So Cold

48 4 0
                                    


"Kalbine diken batmış masum bir çocuk.."

12 Stones| World So Cold 🎶

İlahi bakış;

Regulus Kreacher uykuya daldığı zaman onu dinlenmesi için rahat bırakıp odasından çıktı.

Saat gece yarısını geçmiş olmalıydı, duvarlar üzerine üzerine gelirken Black malikanesi onu içine yutmaya devam ediyordu.

Biraz hava almaya ihtiyacı olduğuna hemfikir bir şekilde kapıya ilerledi. Annesi muhtemelen öğleden sonra gelecekti kaldı ki o şu an en az umurunda olan şeydi.

Üzerine hiçbir şey almadan kendini İngiltere'nin soğuk sokaklarına atıverdi.

Ayakları onu yine parka sürüklerken caddeyi dikkatsiz geçiyordu. Zaten gecenin bir yarısı tek tük araba geçiyordu.  Regulus şu an asla mantıklı düşünemiyordu ve bu hal onu açıkça delirtiyordu.

Mantığı elinden giderse Lord'un halkasındaki o kafasızlardan ne farkı kalırdı ki.

Sokağın karşısına yine dikkatsiz geçme girişiminde bulunduğunda acı bir ses kulaklarını doldurdu. Araba anlık fren yaptığı için lastikler yolda iz bırakmış, rahatsız edici bir ses bırakmıştı.

Regulus gözlerini devirip tek bir laf bile etmedi, çünkü canı şu an mugglelarla falan uğraşmak istemiyordu. Aslında bakarsanız canı hiçbir şey istemiyordu.

Adam arabasından indi ve Regulus'a deliymiş gibi bakıp bağırmaya başladı sonra Black onu ciddiye almadığı için elini onun koluna dolayıp kendine döndürdü.

"Senin sorunun ne! Beni katil mi yapmaya çalışıyorsun!"

Regulus onu ciddiye almadıkça adam kızarıyor ve sesini daha fazla yükseltiyordu.

"Sadece arabana bin ve git."

Regulus tekrar dönmek için hamle yaptı ama adam bu sefer omzundan tuttu ve her an saldıracak gibi gözlerini Regulus'a kilitledi.

Gecenin karanlığında sokak aydınlatmalarının yetersizliği üzerine sisli bir görünüme sahip Cruinkshank sokağında araba farlarının etkisiyle Regulus ve adam, neyse ki net seçiliyordu.

"Ne yapmamı bekliyorsun? Özür mü dileyeyim? Avucunu yalarsın."

Regulus tamamen küstahça konuşuyordu ve adam tam şimdi kızgın bir boğa gibi sanki boynuzları varmışçasına kafasını karşısındaki gence geçirmeye hazırlandı ki sokağa ikinci bir araç girdi ve aralarında milimler varken -ters yönden gelmişti- durdu.

"Tamam, çocuğu bırak." Dorry nefes nefese arabadan inip konuştu.

"Bu küstah prens belki de bir ceza hak ediyordur bayan, sen karışma." Adam Regulus'un garip giyimine bakarak aklınca onunla dalga geçmiş ve kibirle konuşmuştu.

"Pekala öncelikle bayım -bayana istinaden özelikle bu hitabı uygun görmüştü- siz prensi bırakın ve böylece gece gece insanları rahatsız etmeyiz ha?"  Cümlesi bitince elini adamın koluna koyup sertçe ittiğinde Regulus nihayet serbest kalmıştı.

Adam boynunu kırtlattı.

"15 saattir yoldayım ve iki deliyle daha fazla uğraşmayacağım bir tanesi dengim bile değilken üstelik." Adam Dorry'nin arabasını ayağıyla iteler gibi yapıp kendi arabasına geçti ve korna çaldı, arabanı çek.

Aslında Dorothea bu herifle uğraşmak için can atıyordu ama Regulus'u ellerinden kaçırmamak için arabaya bindi ve hızlıca kenara çekti. Sonra arabadan inip Black'in gittiği yöne koşturdu.

Regulus Black | Space SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin