❺ - 𝑲𝒊𝒓𝒊𝒔𝒉𝒊𝒎𝒂 𝑬𝒊𝒋𝒊𝒓𝒐𝒖

172 14 16
                                    

[☏] ➻ Female
[☔︎︎] ➻ Angst

Özgünlük: Health (Sağlık)

╔═══════ ೋღ 🥀 ღೋ ═══════╗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

╔═══════ ೋღ 🥀 ღೋ ═══════╗

"Ne kadar süresi kaldı?"

Kaç dakikadır doktorun ağzından elle tutulur bir bilgi koparmaya çalışıyordum. Ancak bana hiçbir şey söylememekte kararlıydı.

"Onun nesi oluyorsunuz?"

"A-Arkadaşı."

"Üzgünüm, hastanın ailesi dışında kimseye bilgi veremeyiz."

"İyi!" diye sesimi yükseltip doktorun yanından hızla uzaklaştım. Gidecek başka bir yer akıl edemediğimden bekleme alanına oturup düşünmeye başladım.

Bilmiyordum, belki de buraya hiç gelmemeliydim.

Kirishima Eijirou, sevdiğim çocuk... Birkaç hafta önce ona ölümcül bir hastalığın teşhisi konmuştu. Derhâl ailesine haber verilmiş ve hastaneye yatırılmıştı.

Ardından U.A'daki arkadaşları onu ziyarete gelmeye başlamıştı. En son ben öğrenmiştim durumunun bu kadar ağır olduğunu...

Ve işte buradaydım. Hastanede.

Ama onun yanında değildim...

Onu görmek istiyordum. Yüzünü ellerimin arasına alıp kulağına her şeyin düzeleceğini, onu çok sevdiğimi fısıldamak istiyordum.

Neden oydu ki? Neden bu lanet hastalık onu seçmişti?!

Gözlerim dolmaya başlamadan önce burnumu çektim. Ona yardım etmek istiyordum. Edebilirdim de...

Özgünlüğüm her türlü hastalığı iyileştirebilecek bir yetenek veriyordu bana. Ancak bunun dezavantajları vardı. Özgünlüğümü kullandığım hastalık, bulaşıcı veya ağırsa bana da geçerdi. Ancak en nihayetinde hasta olan kişiyi çabucak iyileştirirdi.

Sevdiğim çocuk uğruna onun ölümcül hastalığını üzerimde sırtlanabilir miydim?

Derin bir nefes alıp oturduğum yerden kalktım. Ağlamayacaktım. Ne yaptığımı biliyordum. Onun yaşaması, benim ölmemden daha değerliydi benim için.

Çaktırmadan sağıma ve soluma baktım. Birkaç hemşire dışında kimse yoktu. Birkaç ani hareketle Kirishima'nın yattığı odaya ulaşabilirdim.

İlk başta sıradan bir ziyaretçiymiş gibi yürümeye başladım. O sırada bir hemşire ile göz göze gelince ona gülümsedim ve başımla selam verdim.

"İyi günler."

"Ah, iyi günler küçük hanım."

Hemşire gözlerini başka yere çevirince hemen koridorun kenarına fırladım. Oradan da hızlı adımlarla odasının kapısına ulaştım.

Heyecandan titreyen nefesimi zaptetmeye çalışarak elimi kapının koluna attım ve kilitli olmamasını umarak aşağıya çektim.

Açılmıştı.

İçeri girerek kapıyı ardımdan yavaşça kapattım. Aynı anda da zorla ellerimi kapının kolundan çektim.

Ayaklarım geri dön diye bas bas bağırıyorlardı sanki. Bir tarafım onlara boyun eğmek istiyordu ancak kalbim buna net bir şekilde karşı çıktı.

Yavaş adımlarla yatağın olduğu yere doğru yürüdüm. İşte onu gördüğüm o an, kalbim parçalanmıştı sanki.

"E-Eijirou..."

Yatakta sırt üstü yatıyordu. Her tarafına kablolar bağlanmıştı. Ten rengi solmuş, dudakları kurumuştu. En can alıcı nokta ise, okulda her gün bakıp bakıp hayran olduğum saçlarının canlı kırmızı tonunun sönüp gitmiş olmasıydı.

Sanki onun da bu dünyadan sönüp gideceğinin habercisi gibiydi...

Başımı iki yana sallayarak dudaklarımı ısırdım. Bu kadarını beklemememiştim. Bu kadar kalbimin kırılacağını düşünmemiştim.

Bu kadar kötü durumda olduğunu hiç zannetmemiştim.

Birkaç adımda onun yanına varıp elimi elinin üzerine koydum. Gözleri kapalıydı. Açılacak gibi de durmuyordu.

Onun yüzünün her bir santimini incelerken o güzel gülümsemesi aklımda yer edindi. O kadar çok seviyordum ki onu...

Tekrar gülümsemesi için her şeyini verirdim.

"Kirishima... Ö-Özür dilerim."

Yüzümü göğsüne gömerek hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum ancak canını yakarım korkusundan sadece elini tutmaya cesaret edebilmiştim.

"Seni seviyorum. Ne-Neden böyle bir zamanda söylediğimi bilmiyorum ama gerçekten seni çok seviyorum! Yaşaman için... Her şeyi göze alırım. Yeter ki sen yaşa..."

Elimi elinden çekerek yanağına koydum ve gözlerimi kapattım. Özgünlüğümü aktifleştirmiştim. Birkaç saniye sonra etrafım mavi bir ışıkla parlamaya başladı.

Işığın Kirishima'ya akmasına izin verdim. Işık gücünü kaybedene kadar elimi yanağından çekmeyecektim. Tamamen iyi olacağından emin olmak istiyordum.

Sonunda kendimi hâlsiz hissetmeye başlayınca ondan ayrılmak zorunda kaldım.

Gözlerimi açtığımda ise, Kirishima'nın ten renginin yerine gelmiş olmasına o kadar sevinmiştim ki!

Sevinmiştim...

Coşkuyla bağırıp çığlık atamıyordum. Bunu yapabilmek için yeterli enerjiyi kendimde bulamamıştım. Olmuyordu.

Titreyerek geriye çekildim ve gülümsemeye çalıştım. "Her şey senin için, Kirishima'm."

Ona son kez bakıp kapıya doğru yürümeye başladım. Sanki yürüyüşüm kat ve kat yavaşlamış gibiydi. Her adım atışımda ayaklarımın altında keskin testereler varmış gibi canım acıyordu.

Önemli değildi.

Mutluydum. Kirishima'yı iyileştirebilmiş olmanın verdiği sevinçti bu...

Kapıya kadar ulaştım ve dışarı çıktım. Koridorlarda ilerlerken az önceki hemşire ile karşılaştım. Bana az önceki gibi güler yüzle bakmıyordu.

Yüzünden şiddetli miktarda endişe ve korku damlıyordu. Ne oluyordu?

Görüşüm puslanmaya başladı. Son görebildiğim şey ise o hemşirenin koşarak yanıma geliyor oluşuydu.

Ölürken yaşamınıza dair her şeyin hızlı bir şekilde gözlerinizin önünden geçtiğini söylerler... Bende hiçbiri olmamıştı.

Tek düşünebildiğim kişi, Kirishima Eijirou'ydu.

╚═══════ ೋღ 🥀 ღೋ ═══════╝

♥︎ 𝙗𝙚𝙣𝙙𝙚𝙗𝙞𝙧𝙢𝙤𝙠𝙠𝙚𝙮𝙞𝙢

𝘚𝘸𝘦𝘦𝘵 - 𝐁𝐧𝐡𝐚 𝐱 𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin