your lips my lips, apocalypse
Güneş aşağı yukarı yarım saat önce batmıştı ve Jungkook etrafını kolaçan ederek artık neredeyse her gece uğradığı balkona doğru ilerliyordu.
Yolda birkaç zorba ve hırsızla ilgilendiği için saat epey geç olmuştu. Taehyung'un uyumadığını umarak binanın tuğlalarından yardım alarak tırmandı ve balkona çıktı.
Balkonun kapısı açıktı ve girişi örten ince perde esen hafif rüzgarla uçuşuyordu. Perdeyi yavaşça açtı ve balkon kapısına yaslanıp yatağında oturmuş müzik dinleyerek kitaplarını karıştıran çocuğa gülümseyerek baktı. Taehyung elbette Jungkook'un maskesinin ardından ona ne kadar şirin gülümsediğini göremiyordu.
Yatakta dört bir köşeye yayılmış kitaplar arasında uzayan kıvırcık saçları yüzünden sarkarken oldukça tatlı görünüyordu. Jungkook hislerinin farkındaydı, bu hissettiklerinin arkadaşça olmadığını adı gibi iyi biliyordu.
Taehyung elindeki defteri kapatıp şarkıyı değiştirmek için telefonuna uzanacakken onu balkonun kapısına yaslanmış bir şekilde seyreden örümcek adamı görmesiyle irkildi ve kulaklığını çıkardı.
Şaşkın yüzü anında hoş bir tebessümle aydınlanırken Jungkook boğazını temizledi. "Selam, meşgul müsün?"
Onun sorusuna karşılık Taehyung meşgul olmadığını göstermek için kitaplarını üst üste koydu ve kenara itti. "Hayır, hayır gayet müsaitim."
Jungkook onun heyecanlı sesine kıkırdarken odanın içinde adımladı ve etrafa baktı. "Odana daha önce hiç girmemiştim, güzelmiş."
Taehyung gülümserken teşekkür ederim manasında başını salladı. Çocuk masanın üzerindeki aksesuarları incelerken konuştu. "Biliyor musun bu gece dolunay varmış."
Taehyung ilgiyle oturduğu yerde kıpırdandı. "Öyle mi?"
Jungkook başıyla onaylarken ona döndü. "Balkonundan izleyelim mi?"
Onun beklenmedik teklifi karşısında Taehyung gülerken konuştu. "Maalesef buradan görüneceğini sanmıyorum."
Jungkook düşünür gibi yaptı. "O zaman biz de görünebilecek bir yere gideriz."
Taehyung anlamadığını belirtircesine birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. "Nasıl yani?"
Jungkook bir elini ona uzattı. "Ağlarımla nasıl sallandığımı öğrenmek ister misin?"
Taehyung kalp atışlarının hızlandığını hissederken ona el uzatan örümcek adama duyduğu büyük güvenle elini tuttu. Sonrası hızlıydı, Jungkook çocuğu elinden tuttuğu gibi ayağa kaldırmış ve balkona ilerletmişti.
Bir elini ağ atmak için uzattığında diğer elini Taehyung'un ince beline sarmıştı. Çocuğu sıkıca tutup kendine çektiğinde binaya ağını atmadan saniyeler önce konuştu. "Sıkı tutun"
İkili birlikte binalarda sarkarak ilerlerken Taehyung korkudan kafasını Jungkook'un boynuna gömmüş ve kollarını sıkıca çocuğun boynuna dolamıştı. Jungkook sonunda durup aşağıya inmelerini sağladığında kendisine hâla sıkı sıkı sarılan çocukla gülmesine engel olamamıştı.