0.9 Minik Omega'm

973 116 150
                                    

İyi okumalar 🤍

Büyük bir zorlukla gözlerimi araladığımda hiç tanımadığım bir yerde olduğumu farkettim. Hafifçe araladığım göz kapaklarımın altından vücudumdaki yoğun ağrıdan dolayı bakışlarımı sadece altın sarısı, desenli tavanda sabit tutabilmiştim.

Neler olup bittiğini hatırlamaya çalışıyorken duydum kıkırdama sesi ile bakışlarımı yavaşça tavandan, camdan bakarak kısık sesle konuşan ve sırtı bana dönük olan bedene çevirmiştim.

Görüş açımı zorda olsa netleştirmeye çalıştığımda nerde olduğumu anlamam çokta uzun sürememişti. Yattığım yataktan kısık sesli bir inleme ile doğrulmaya çalışırken küçük gözlerin bana döndüğünü farketmiştim.

Küçük gözler minik parmağıyla sırtı bana dönük olan adama bir şeyler söylemeye çalışmış ve ardından hemen ardından da siyah irislerle göz göze gelmemde bir olmuştu.

Adam yavaş adımlarla kucağındaki oğlumla bana doğru adım atmaya başladığında kaşlarımı çatmış ve sinirle ona doğru bakmıştım.

Bir kaç adım sonra yanıma geldiğinde hemen yanımdaki boşluğa oturmuştu. Kucağındaki oğlum da anında kucağıma kendisini almam için atılmıştı. Yavaşça belinden tutarak onu kucağıma almaya çalıştığım sırada oğlumunda belinde olan ellerden birine maalesef ki temas etmiştim.

Bakışları anında beni bulduğunda görmezden gelerek hızlıca oğlumu almış ve olduğum yerden daha da doğrulmaya çalışmıştım. Ama birden giren keskin baş ağrımdan dolayı bunu yapamamıştım.

Delta bakışlarını benden çekmeyerek tepkisiz ifadesiyle kolumdan tutarak doğrulmama yardım edeceği sırada hızlıca rahatsız olduğum temasdan dolayı kolumu geri çekmiştim.

Adamın az önceki tepkisiz ifadesi gitmiş anında çatık kaşlar yerini almıştı.

"İnat etme de yardım edeyim. Minki kaç saattir aç, senin uyanmanı bekliyoruz."

Jungkook'un dediklerinden sonra gözlerimi ondan ayırıp odanın tam ortasındaki asılı büyük saatten saate bakmıştım. Saatin gece ikinin üzerinden bir kaç dakika geçtiğini farketmişti. Buraya geldiğimizde saat akşam yediydi bayıldığımdaysa saatin kaç olduğunu tam hatırlamıyordum ama yinede iki saatten fazla uyuduğum kesindi. Bu da Minki için büyük bir açlık demekti.

Adamın yardım etmek için yaptığı temasından sonra bir şey dememiş ve bana yardım etmesine izin vermiştim. Yüzümü başımdaki ağrıdan ve vücudumdaki yorgunluktan dolayı acıyla buruşturmuştum. Doğrulduğumda Jungkook arkamdaki yastıkları duruş şeklime göre düzeltmiş ve geri çekilerek yatakta bizi izleyen Minki'yi dikkatle kucağıma vermişti.

Oğlumu kucağıma aldığımda önce açlıktan dolayı ağladığını bildiğim göz yaşlarını silmiş sonrada yanağına öpücük kondurmuştum. O da burnunu yanağıma sürtüp gülümsemişti.

Bende gülümsemesine karşılık verip bir yandan üzerimdeki elbisenin askılığını indiriyordum.

Tam askılığımı indirip göğsümü açacağım sırada Jungkook'un hâlâ odada olup bizi izlediğini unutmuştum.

"Çıkar mısın?"

Jungkook, omeganın uzun süren sessizliğinin ardından konuşmasıyla bakışlarını minik omegadan ona çevirmişti.

ᴠᴏʟᴠᴇʀ|ᴊɪᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin