1

3.8K 215 72
                                    

"Anne merak etme kendime sağ salim bakacağım." Annem sabahta beri oturmuş bana yalvarıyordu. Hakkari de çok fazla terörist varmış. Teröristler beni niye tutsun. Ben işimde gücünde olan bir kızım.

"Hadi etme kızım bak burada da iş var."

"Anneciğim niye anlamak istemiyorsun? Orada çok fazla hasta insanlar var. Başlarında ki doktor, hemşire sayısı yetmiyor. Hem diyorsun ki oraya gitme orada teröristler var. Peki ben gitmeyeceğim diğerleri de böyle derse ne olacak?"

Annem az çok ikna olmuş gibi bakıyordu. Hala diretmek ister gibi hâli vardı. Annem başımda beklerken bende valizimi hazırlıyordum.

"İyi de kızım sen niye gidiyorsun? Dünya da başka hemşire yok mu?" Ahh anne ahh.

"Düşün mesela sen Hakkari'de sin. Ben ateşler içinde yataklara düştüm ama doktor yok. Ben orada havale geçirsem ne olacak? Biraz empati lazım sana"

"Kız sus! Tövbe de. O nasıl söz öyle aman Yarabbi."

"Tabi anne böyle derken iyi! Biraz da onları düşün."

"Bak eğer orda sana birşey olursa seni eşek sudan gelene kadar döverim."

Gözümü şakadan devirip he he der gibi yaptım. Ne olur ki en fazla. Annem tekrar konuşmaya başladı.

"Orada da şımarık olma!" Annem beni beş yaşında falan zannediyor herhalde.

"Anne karşında 25 yaşında bir kız var, 5 yaşında degil!" Ben kıyafetlerimi katlamaya devam ettim. Bir yandan da annem ile çekişiyordum. Atanacağımı öğrendiğinden beri beni vazgeçirmeye çalışıyordu. Ama ben de Efnan Afşar isem vazgeçmezdim.

"Oralar da yakışıklı birisi ara. Belki hayatının aşkını bulupta evlenirsin. Hissediyorum bak!"

"Annee! Ben ve evlenmek? Güleyim de boşa gitmesin."

"Öyle deme kızım. Evde kaldın evde! Ben seni 21 yaşımda doğurdum. Sen ise hala evde yatıyorsun. O bulduğun kişiyi asker seçme nolur kızım! Bak biz ne hallere düştük babanı beklemekten." Ya annem hala benim birisi ile olacağımı düşünüyor. Bu imkansız bir şey anne üzgünüm.

"Anne neden babama öyle dedin ki ? Babam bizim hep yanımızdaydı sadece bizi ve vatanını korumak istiyordu. Bak hem ne olmuş babama? Aşağıda haber izliyor."

Annem göz devirdi.

"Ne halt yersen ye! Sana birşey olursa seni mezardan bile çıkarıp azarlarım." Cevap vermedim ama tırsmadım da değil. Dediğini yapardı.

Saat sabah 5'e geliyordu. Daha güneş doğmadan annem beni uyandırmıştı. Saat 6:30 da Hakkâri' ye uçağım vardı. Babam beni Hakkari' deki lojmana gitmem için desteklemiş, annem buna karşı çıkmıştı. Annemi de anlıyordum. Yaralı kuş görsem ağlıyordum yani o derecede.

*****

Saat 6:17 idi. Babam ve annem ile yola çıkmıştık.

"Ya baba daha hızlı sür yetişemeyeceğim." Dudağımı büzmüş, masum masum bakıyordum.

"Kızım kaza mı yapalım?" Bir yandan düşününce bu sefer hiç ama hiç yetişemezdim.

Çok şükür hava alanına geldik. Araba da çok ama çok susamıştım. Uçağa binmeme 13 dakika vardı. Annemgil bir banka oturur iken bende şu almaya gittim. Suyun fiyatını sorduğum da 20 TL diyince çüş dedim. Eee bu bizi kazıklamak sayılır. Normal bir bakkaldan alsam 4 tane alırım ben bu fiyata.

"KARDEŞİM SİZ NİYE BU KADAR PAHALI SATIYORSUNUZ!!! PARDON AMA BENİM ALNIMDA ENAYİ Mİ YAZIYOR? " karşımda ki adam bana gözünü ayırmış ters ters bakıyor. Yanımda ki güvenlik beni çekmeye çalışıyordu. Amma da kuvvetliymiş ha! Arkamda bir ordu oluşmuştu resmen. Bir an şaşırdım. Onlar ise "istifa" diye bağırıyorlardı.

Yanıma bir teyze geldi ve tıpkı şöyle dedi :"Bunlar hep cehapenin suçu cehapenin" sonra ablaya sen ne diyorsun ne abla gözünü seveyim be abi bakışı attım. Konuyla siyaset ne alaka? Siyasetten nefret ediyordum. Bir keresinde kimseye oy vermediğim için bana ceza yazmışlardı. Bu nedenle nefret ediyordum. Ama koyu ülkücü insandım.

Tam bende "istifa, istifa" diye bağıracakken esnaflar dışarıya çıktı. Galiba bunu başlatanın kim olduğunu bulmaya çalışıyorlardı. Ben olayın ortasında kalmışken birisi kolumdan sertçe beni çekti. Bu kişinin bana kızgınca bakan annem olduğunu gördüm.

"Kızım sen deli misin? Burada böyleysen orada nasıl olursun acaba?"

"Anne vAllahi benim suçum yok.  Ben başlatmadım. Hem bu adam bizi enayi sanıyor."

"Efnan bak eğer orada da böyle olursan. Hiç bir yere gidemezsin."

"Ya tamam anne olacağım işte."

"İnşAllah olursun."

Saate baktığımda 8 dakika vardı. Annemle beraber babamın yanına gittim.

"Kızım yine ne yaptın Allah aşkına? Biz seni su içmeye bile göndermiyorken başka şehire nasıl gönderelim?"

"Ya baba bak suçlu ben değilim bu sefer."

"İyi iyi 5 dakikan var uçağına bin artık."

"Ooo baba benden kurtulmaya çok meraklısın."

"Tabii! Sen olmayınca artık kimse şikayete gelmez. Ohh kafa rahat."

Anneme baktığımda gözleri dolmuştu. Ahh üzümlü kekim hemen de üzülmüş. Sarılma faslı yapıp vedalaştık. Tabi annemin son uyarı ve tehditlerini duymadan uçağa binmedim.

****

Galiba üç saattir uçaktaydım. Yarısını uyuyarak geçirdiğim için hiç birşey hatırlamıyordum. Yanıma baktığımda bir teyze vardı. Sıcakkanlı bir teyzeye benziyordu.

"Hele günaydın kızım."

"Sana da teyze."

Teyze ile birkaç sohbet diyaloğu konuştuktan sonra milattan kalma Samsung telefonunu çıkardı. Bir şeyler karıştırdıktan sonra bana doğru uzattı.

"Bakale bu benim torun. 32 yaşında evde kaldı garibim. Evlenmeyi düşünüyorsan seni gösterem."

Teyzenin Samsung telefonundaki Habeş maymunu ile bakıştık.

"Yok teyze ya ben daha düşünmüyorum. Hem aramızda çok yaş var olmaz."

"Gız yok. Benim kocamla aram da 15 yaş var."

Teyzeye gülümsemekle yetindim.

***

2 saatin sonunda Hakkari'nin temiz havasını soludum. Havadaki hafif rüzgar saçımı glossuma yapıştırdı.

Merhaba arkadaşlar bu hikayemin ilk bölümü beğendiniz mi?

Arkadaşlar Tiktok hesabimda herkes farklı bir hikaye yazmış o kitap değil.

İnsta: watt._.blog

Kocaman öpüldünüz bays💋

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin