ELİMDEN KAÇTI

4. Bölüm

"Bir röportaj yapacaksınız fazla bir şey söylemek zorunda değilsiniz. Senaryomuz şu siz bir süredir sevgilisiniz ama bunu Ares'le konuşup gizli tutmaya karar verdiniz. Şirket, ajans, ben ve yakınlarınız bunu biliyor. mikrofon olayının gerçekleştiği konserden hemen önce Ares ile küçük bir tartışma yaşadınız. Magazinciler bunun hakkında kesinlikle soru soracaktır. Ancak önemli bir şey olmadığını ve özelinizin sizdde kalmasını söyleceksiniz. Ares'de senin gönlünü almak için sana gül fırlatacaktı ancak Ares'in 'küçük' hatası sonucunda gül değil mikrofon fırlattı sende bu durumda daha fazla sinirlendin ve mikrofonu ona geri fırlattın ve-"

Batı, Menajer Sera Hanımın sözünü kesip araya girdi.

"ARES'İ TAM ON İKİDEN VURUP YERE SERDİN."

"Hatırlatma için sağol Batı."

"Her zaman Seracığım."

Yüzündeki koca gülümse ile oturduğu yerde sallanıyordu.

"Her hangi bir sorun var mı Gökçe."

Hayır anlamında kafa salladım. Ben ve arkadaşlarım şuan pembe dizi izler gibi menajeri dinlemiştik.

Vay Anasını nasıl hikaye ama...

"Başka sorun olsaydı zaten cevaplayacak zaman yok çünkü acilen röportaja hazırlanmamız lazım. Tabi siz genç ve güzelsiniz ama şahsen ben yaşlanıyorum. 30 Yaşındayım 30!"

"38 değil miydi ya?"

Batı'nın söylediği şey ile menajer ona öldürücü bakışlar attı ve batı' nın karın boşluğuna dirseğini geçirdi.

"Sen kes sesini saçımdaki beyazların sorumlusu sensin asıl."

"Her hafta saçınını niye boyattığın belli oldu desene."

"Bu sefer bir dirsekle kurtulamazsın çocuk haberin olsun."

Batı ellerini havaya kaldırdı ve ağzına fermuar çeker gibi yaptı. Biz bu sırada ne mi yaptık tabiki sadece izledik.

___________________________

2 saattir sadece hazırlanıyorduk ve benim gözüm seğirmeye başlamıştı.

Makyöz son dokunuşlarını yaptığını söylüyordu yarım saattir.

O sırada odaya elinde dosya ve kulağında büyük kulaklıkla personel kız içeri girmeden kapıdan bağırdı.

"Son 15 Dakika!"

Kızın kapıdan çıkmasıyla Ares'in içeri girmesi bir oldu.

"Daha ne kadar sürer?"

"Son dokunuşları yapıyorum Arez bey."

"Gökçeydi dimi Sera söylemişti. Magazinciler en ufak şey bulabilmek için didik didik edecekler bu yüzden eğer bir soruya cevap veremecek gibi olursan sadece sakin ol ve telaş yapma ve gerisini bana bırak. Yalanda Yalanda iyiysen sonuna kadar konuş orası ayrı tabi."

Son kez makyöze baktı. Sabrının tükendiğini belli eden bakışları aynadan görebiliyordum.

"Bu kadar yeter bence."

Beni oturduğum makyaj koltuğundan kolumdan tutup kaldırdı.

Beni röportaj salonuna kadar sürükledi ve kameralara yaklaştığımızda kolumu bırakı.

"Olaylar nasıl buraya geldi bilmiyorum ama bunu yapmak zorundayız. Aslında sen değilsin ama bunu yapmayı tercih ettin. Bu yüzden sesizce bu işten sıyrılmaya bakalım."

Ben kafa sallamakla yetindim. Gerçekten mikrofon ona yaramış gibi. Mis gibi açıklama yaptı.

Bana izin ister gibi bakıyordu ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum o ise bıkkınca bana baktı.

"El! Ele tutuşarak kameraların görüş açısına girelim diyorum! Hani insanları inandırmamız gerek ya..."

Derin bir nefes alıp devam etti.
Bıktın sesi ile bakışlarını benden çekti ve biraz ilerleyip biraz bana döndü ve elini uzattı.

"Elini tutabilir miyim?"