Bana doğru gelen mikrofonla ne yapabileceğimi bilemedim sadece gözlerimi sımsıkı kapadım.
karnıma çarpan şeyle gözlerimi açtım bütün gözler bendeydi solist bir bana bakıyordu birde elindeki güle
bütün konserde derin bir sessizlik vardı. kucağımdaki mikrofonu elime aldım ve gözümü kapayıp soliste fırlattım.
gözümü açtığımda solist 1.80 yere yapışmıştı. ben ne olduğunu anlamadan konser alanı savaş alanına dönüşmüştü. 5-6 koruma beni götürmeye çalışıyordu ben solistin sağlık çalışanları tarafından götürülmesini izliyordum.
korumalar beni kolumdan sürüklemeye başlayınca arkadaşlarım karşı çıktı.
Ve şuan grubun özel odalarında diğer grup üyeleri tarafından tebrikler alıyordum.
"Tanrım, nasıl attı ama of Ares bir beyaz ışık gördü kısa bir süre."
"Bu ona bir ömür yeter."
"Şey...Senin bir şeyin var mı varsa söyle doktor çağıra biliriz bir yerin acıyor mu?"
Lan ben değil o sizin grup üyeniz.
"Ben iyiyim de o iyi mi?"
"Olmaz ona bir şey."
Nasıl bir şey olmaz 1.80 yatıyordu en son.
Olduğumuz odaya güzel giyimli şık bir kadın birdi bize gülümsedikten son gruba selam verdi.
"Hangisi attı o mikrofonu anından öpeceğim."
bütün parmaklar beni gösterdi arkadaşlarımda bende şok içindeydik.
kafamdan tut uttuğu gibi anımı öptü.
ben haylar olayın etkisindeyken o konuşmaya başladı.
"Şu andan itibaren idolümsün."
kadın benim şaşkınlığımı fark edince.
"Sakin ol... Biz burnu kalkık insanlar değiliz, ünlüyüz diye sana farklı davranmayız bu yüzden hepiniz rahat olun."
bu cümle bizi dahada şaşırtmıştı.
gruptaki baterist bana bakıp
"Numaranı alabilir miyim?"
"Neden?"
"Arada bir onun kafasına mikrofon atman için"
"Ona bakma sen o biraz çocuksu neyse ama bir konuda haklı o mikrofonu kafasına bir atmışsın tam 12'den."
biz bunları konuşurken az önceki kadının onların menajeri olduğunu öğrendik.
"Ondan nefret mi ediyorsunuz?"
Sılanın sorduğu soruyla tüm gözler ona döndü sonra gruptan gelen gülme sesleri odağımızı bozdu. hepsi kahkahalar atıyordu menajer bile gülmemek için zor duruyordu. en sonunda sakinleştiklerinde gitarist konuşmaya baladı.
"Hayır tabi ki!"
baterist araya girdi.
"ondan nefret edemeyiz biz bir aileyiz, ancak onun burnunun sürtündüğünü görmiyeli uzun zaman olmuştu."
menajer sözü ele alıp konuştu.
"şok şok şok ünlü solistin rezaleti!"
kapı hızlıca açıldı.
solist kafasında sargıyla bana bakıyordu, arkasındaki sağlıkçılar onu durdurmaya çalışıyordu.
"Kızım sen şaka mısın mikrofon atmak nedir?!"
"İlk sen attın hatırlatırım!"
"Yanlışlıkla oldu, ama sen bilerek yaraladın sabotaj etmeye çalıştı bence konseri polis çağıralım."
menajer bir of çekti.
"Ares ne boş yaptın."
"Acaba beyin travması mı geçirdi?"
"Nerde bizde o şans."
"Hayırsız seni!"
"Kavga etmeyi kessin misafirlerimiz var!"
"Aynen biri benim kafama mikrofon attı diğerleri onun arkadaşı kim bilir onlar nasıl manyak."
"Onları rahatsız edip durma."
Gözünü devirmekle yetindi.
"Biz gitsek daha iyi olur."
"Nereye? Daha dedikodu yapacaktık."
"Kızları salın bi"
menajer elindeki kartı bana uzattı.
"Bu benim kartım lazım olacak şoför sizi evinize bırakır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMDEN KAÇTI
RomantizmArkadaşlarının zoruyla gittiği konserde olabilecek son şey oldu solistin küçük hatası sonucu hayatının değişeceğini bilmiyordu...